EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN YOK OLUŞU!!!
* ÜRKÜTÜCÜ RAKAMLAR!!!
* İKİ BİYOLOG, SEZGİN VE KARAKOYUN: “KRAL ÇIPLAK”
* GÖLÜN ORTALAMA DERİNLİĞİ 10 METREDEN 6’ YA İNDİ!!!
* GÖLÜN YAKLAŞIK 35 KM.LİK ÇEVRESİ KARASALLAŞTI!!!
* EĞİRDİR GÖLÜ’ NÜN YAKLAŞIK ¼’ Ü YOK OLDU!!!
Zeki TARHAN – ANKARA
Bugüne dek, her platformda yıllarca yapılan “EĞİRDİR GÖLÜ” ile ilgili bilimsel toplantılar, sempozyumlar, çalıştaylar, açıkoturumlar, yazılı/ görsel ve elektronik medya organlarında yazılıp çizilenler hiç, ama hiç dikkate alınmadı ve sonunda doğa kendi yasasını yürürlüğe koydu. Doğa; insanoğluna, çok şiddetli bir tokat atıyordu…Ve bu tokat; maalesef öldürücüydü!!!
***
EKO – BİR Başkanı SEZGİN’ in üç şapkası vardı; Biyolog / Eko Bir ve Yerel Yönetici şapkası. Bir başka Biyolog KARAKOYUN’ un da üç şapkası vardı; SAREM şapkası / Biyolog / ve Eğirdir Gölü aktivisti /Donkişot.
Bu üç şapkalı iki biyoloğun birleştikleri bir ortak payda, bir asgari müşterek ve de bir “ORTAK AKIL” vardı: GÖLÜN YOK OLUŞ SÜRECİ HIZLANDI!!!
***
LİMNOLOJİ (=Göl bilimi) literatüründe “Litoral Bölge” diye bir kavram vardı. Bu kavram; Kıyı zonunu ifade ediyordu. Gölün yok oluş sürecinde; Göl ekosisteminden kara ekosistemine bir evrimle, bir dönüşüm gerçekleşmişti. Yani; Litoral bölge karasallaşmıştı. Gölün ortalama derinliği ise ( 10 ) metreden ( 6 ) metreye inmişti.
***
Fıstık biçimindeki Eğirdir Gölü’ nün çevresi, ( 153 ) Km. idi. Ve bunun yaklaşık (35) Km.’ lik kısmı ise, Gelendost sahilleriydi ve Gölün yaklaşık ¼’ ünü teşkil ediyordu… Karasallaşan göl; aynı zamanda bir çamurdu. Bu çamur; Göl dibinde biriken, Arsenik yüklü, ağır metal içerikli “Sediman” dan başka bir şey değildi. Bu sedimanı kaldırmak, kaçınılmaz hale gelmişti. Gölde; ışığı geçiren sığ bölgeden, yani; Litoral bölgeden de DİP ÇAMURU alınmalı mıydı?... Kim bilir, Doğa bu, ileride su seviyesinin yükselmesi durumunda, DİP ÇAMURU’ nun kaldırılması riskli vede yüksek maliyetli olabilir miydi?... Bütün bu soru işaretleri, Gölümüz için kafa yormaya değmez miydi?!!!
***
Bu işin, hiç şakası yoktu. Bu satırları yazarken SEZGİN, her üç şapkasını giyerek konuşuyordu TARHAN’ a. Keza, Donkişot da. Sezgin, halâ Eğirdir Gölü’ nün kuzey kıyılarında sahadaydı. Sahadan çok taze fotoğraflar istedim O’ ndan. Evet evet, çok taze ve fırından yeni çıkmış. Ölçümler de yeni… Yani; bugünün ölçümleri…
Eğirdir Gölü, Gelendost’a; Göl Ekosisteminden Kara Ekosistemine evrilerek dönüşen 1322 ile 1500 hektar arasında bir alan bırakıyordu… Bu alan; Gölün dip çamuruydu, sedimandı, Arsenik ve ağır metal içerikli kara parçasıydı!!!
***
Bu ölçümler; sadece Gelendost ilçesi ve Avşar Köyüne aitti. Yenice / Yeşilköy / Esinyurt köyleri, bunun içinde yoktu. Bu ölçümü nasıl yapmıştı SEZGİN? Lâzerle. Lâzer; iletişimde çok güçlü ışık pırıltıları oluşturuyor ve tıpta / biyolojide ışık kaynağı olarak yaralanılıyordu. Ve SEZGİN sahada bu ölçümü, Biyolog şapkasını giyerek gerçekleştiriyordu…
İşte sonuç: Uzunluk ve Derinlik çarpımı. Bu sonucun Google Earth’ le sağlamasının yapılması, ölçüm sonucunun, birebir örtüşmesi…
DEVAM EDECEK…
BİZİ İZLEMEYE DEVAM…