TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “İsrafla Mücadele Tarlada Başlamalıdır…”
“Gıdada israfın boyutu 35 milyar doları aşıyor”
-“Açlık sorununu çözmenin yolu israfı önlemekten geçiyor”
-“90,6 milyar dolarlık toplam gıda ve alkolsüz harcama
tutarının yüzde 25-30’u israf ediliyor”
-“Dünya Bankası tahminlerine göre, 2018 yılında 193 ülkeden 96’sının
GSYH’si, Türkiye’nin gıdada yaptığı israfa ulaşamıyor”
-“Üretimden tüketime kadar yüzde 25’i bulan kayıpların yaklaşık yüzde 60’ı hasat ve depolama safhasında meydana geliyor”
- “Tarladan sofraya israfla mücadele, eksiksiz ve etkili bir şekilde yapılmalıdır”
-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, israfın en önemli sorunlardan biri olduğunun bilinciyle hareket ediyor, israfı en aza indirmek için farkındalık oluşturacak projelere imza atıyoruz”
-“Üretim aşamasındaki israfı en aza indirmek için eğitim çalışmalarına başlayacağız”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretim aşamasındaki israfın da en az tüketim aşamasındaki israf kadar önemli olduğunu bildirerek, “İsrafla mücadele tarlada başlamalıdır” diye konuştu.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, üretimden sofraya her aşamada gıda israfının büyük boyutlara ulaştığını, ülkemizde üretim, kullanım, piyasa ve tüketim esnasında israf edilen gıdanın boyutunun 35,4 milyar doları bulduğunu bildirdi. Dünyada 820 milyon insan açlık çekerken, her yıl 10 milyonun üzerinde insan açlıktan ölürken, yılda üretilen 4 milyar tonluk gıdanın 1,3 milyar tonunun tüketilemeden israf edildiğini ifade eden Bayraktar, bu gıdanın yarısına yakın bir kısmıyla bile dünyadaki açlığın tamamen ortadan kaldırılabileceğini belirtti. Bayraktar, açlık sorununu çözmenin yolunun israfı önlemekten geçtiğini vurguladı.
Bilimsel araştırmalara göre, tarladan sofraya gıda israfının gelişmiş ülkelerde yüzde 40’ı bulduğuna, Türkiye’de sebze ve meyvenin en az dörtte birinin tüketilemeden çöpe gittiğine, Türkiye’deki tarladan sofraya yüzde 25-30’larda olan gıda israfıyla Suriye kadar, 20-25 milyon insanın doyurulup, açlıktan kurtarılabileceğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“İşin insani boyutu bir yana, ekonomik boyutu da çok büyük rakamlara ulaşıyor. Ülkemizde, istatistiği tutulan temel ürünlerde 2019 yılında 119,2 milyon ton olan üretimin 10,7 milyon tonu sofraya ulaşamadan, kaybedildi. Sadece bu bile 8-10 milyon nüfuslu bir ülkenin tüketebileceğinden fazla ürün demektir. Her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. Türkiye gibi çok ekmek tüketen bir ülkede bile bu rakamla 6 milyon nüfusun ekmek ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir.”
2018 yılında gıda ve alkolsüz içecekler için yapılan hane halkı harcamasının 90,6 milyar dolara ulaştığını, belirten Bayraktar, bu tutarın yüzde 25-30’u israf ediliyor. Buna göre nihai tüketicide israf, 27,2 milyar dolara ulaşıyor. Yapılan hesaba göre, üretim, kullanım ve piyasa kayıpları da tüketici fiyatlarıyla 8,2 milyar doları buluyor. Böylece, toplam kayıp 35,4 milyar dolara ulaşıyor.”
-Türkiye’deki gıda israfı, 96 ülkenin milli gelirinden fazla-
Dünya Bankası tahminlerine göre, 2018 yılında 193 ülkeden 96’sının gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH), 35,4 milyar doların altında olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bizdeki gıda israfının 35,4 milyar doları bulması israfın boyutlarının korkunç olduğunu gösteriyor. Bu ülkelerin birçoğu açlıktan çok sıkıntı çekiyor. Üstelik gıda şu günlerde ön plana çıktığı için bu israfın önlenmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor”
-İsraf önleme 7’den 70’e herkesin sorunu-
Dünyada bu kadar aç insan varken, israfı önlemenin 7’den 70’e herkesin sorunu olduğunu, bu konuda tüm insanlığın sorumluluk taşıması gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Üretici de tüketici de bilinçli davranmalıdır. 21. yüzyılda hala gıda sorununu çözememişsek, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün ülkeler bunun sorumluluğunu almalı, açlığı ortadan kaldıracak etkili politikaları bir an önce uygulamaya koymalıdır. Toplum bilinçlendirilmelidir. Kıt olan dünya kaynakları çok iyi korunmalı, temiz çevre bilinci toplumsal akla yerleştirilmelidir.”
-Bitkisel üretimde kayıplar-
Bitkisel üretimde, hasat, taşıma, depolama aşamalarında kayıplar yaşandığını belirten Bayraktar, üretimden tüketime kadar yüzde 25’i bulan kayıpların yaklaşık yüzde 60’ının hasat ve depolama safhasında meydana geldiğini belirtti. Bayraktar şunları söyledi:
“Zamanında ve uygun araçlarla yapılamayan hasat işleri ve gerekli koşulları taşımayan depolama sistemlerine bağlı olarak ürünlerin önemli bir kısmında kayıplar meydana gelmektedir. Yani 8,2 milyar dolarlık toplam kaybın yaklaşık 4,9 milyar doları hasat, taşıma, depolama kayıplarıdır.
Tarımsal üretimde hasattaki kayıplar miktar olarak 5,1 milyon tonu bulurken, bu miktar 2019 yılı döviz kuruyla 3,1 milyar dolara denk geliyor. Bu rakam Türkiye’nin 34,5 milyar dolarlık bitkisel üretim değerinin yüzde 9’ünü oluşturuyor.
Yaş sebze ve meyvedeki kayıp oranları tür ve çeşitlere göre yüzde 10 ile 30 arasında değişiyor. Toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin 51,4 milyon ton olduğu dikkate alındığında her yıl, toplam yaş sebze ve meyve üretimimizin 5,1 ile 15,4 milyon ton arasındaki kısmı zayi olmaktadır. Meyve ve sebzelerde hasat sırasında yüzde 4-12, taşıma sırasında yüzde 2-8, pazara hazırlık evresinde yüzde 5-15, depolamada yüzde 3-10, tüketici evresinde yüzde 1-5 oranlarında kayıp meydana gelmektedir.
Zamanında ve uygun araç gereçlerle yapılmayan hasat işlemleri esnasında oluşan biçerdöver kayıpları ise yüzde 2 civarındadır”
“-İsrafla mücadele tarladan başlamalıdır”-
İsraf ile ilgili mücadelenin tarladan başlaması gerektiğini belirten Bayraktar, üreticilerin yetiştirme teknikleri ve hasat teknikleri konusunda da bilgilendirilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Tarladan sofraya israfla mücadele eksiksiz ve etkili bir şekilde yapılmalıdır.
Tarımda kültürel işlemlerden, yetiştirme tekniklerine, hastalık ve zararlılarla mücadeleye, hasada, depolama, paketleme ve pazara ulaştırmaya, tüketicinin bilinçli tüketimine kadar her aşamada israfı en aza indirecek uygulamalara öncelik verilmeli, yatırımlar buna göre yapılmalı, toplumlar buna göre örgütlenmelidir.
Bitkisel üretimde hastalık ve zararlılarla yeterince mücadele edilmemesinden kaynaklanan üretim kaybı yüzde 35'tir. Üreticilerimiz, üretim aşamasında yanlış uygulamalar yapmamalı, hastalık ve zararlılarla mücadele konusunda dikkatli davranmalıdır. Ürün olgunlaşmadan önce veya aşırı olgunlaşmış şekilde toplamamalı, bahçede uygun meyve ve sebze toplama kapları bulundurmalı, ürün güneşten korunmalı ve paketleme tesislerine teslimde veya pazara taşımada gecikilmemelidir. Hasat edilen ürünler uygun şekilde paketlenmeli, taşınmalı ve depolanmalıdır. Bu amaçla soğuk hava depolarının sayısı ve kapasitesi yükseltilmeli ve bu tesislere verilen destekler artırılarak devam etmelidir."
-Eğitim çalışması-
İsrafın önüne geçmek için en etkili yollardan birinin eğitim olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, israfın en önemli sorunlardan biri olduğunun bilinciyle hareket ediyor, israfı en aza indirmek için farkındalık oluşturacak projelere imza atıyoruz. Üretim aşamasındaki israfı en aza indirmek için de eğitim çalışmalarına başlayacağız. Çiftçilerimize israfı önlemek için yapılması gerekenler hakkında eğitim vereceğiz” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, gıda israfını önleme konusunda kamu spotları hazırlanması ve bu konunun medyada geniş ölçekte yer almasının toplumsal bilinç oluşturmada yeri doldurulamaz bir görevi yerine getireceğine dikkati çekti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin bu konuda da çalışmalar gerçekleştirdiğini belirten Bayraktar, israfa karşı farkındalık yaratmak amacıyla hazırladıkları kamu spotlarının izleyiciyle buluşmasını sağladıklarını ifade etti.
İsrafın önlenmesi için yapılması gerekenleri Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin ev sahipliğinde düzenlenen panel ve toplantılarla da masaya yatırdıklarını, raporlar hazırladıklarını anlatan Bayraktar, düzenlenen panelin, bu konuda yol gösterici bir kaynak olarak kitap haline getirildiğini belirtti. Bayraktar, israfla mücadele konusunda tüm kaynak ve tecrübeleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile paylaşmaya hazır olduklarını ifade etti.