NASIL İNSAN OLDUM ?
ALİ TAŞ
Bugün yazıma; gerçeği çivi yazısı ile yazılmış (İstanbul, Arkeoloji Müzesinde saklı) Sümer tabletlerinin, Muazzez İlmiye Çığ’ın çözümlemesiyle Türk dünyasına ışık tutan Kenger (/ Sümer)’li Ozan’ın deyişiyle başlamak istiyorum.
‘Bu güzel ve güzel uygar ülkemize her taraftan göz diktiler… (uygarlığımızın) ünü uzak ülkelere kadar yayıldığından; ilkel olan bu ülkelerin halkları kıskandı bizi. Fırsat buldukça üzerimize saldırdılar… Kentlerimizi yakıp yıktılar… Kökü binlerce yıl öncesine dayanan ulusumuz yoruldu… İçimize yavaş yavaş sızıp bizi yiyen yabancıların kucağına bırakıverdi kendini. Onlar yönetiyor şimdi bizi… Topraklarımıza ilkel geldiler, sayemizde uygar olmaya başladılar. Ne yazıdan, ne tarımdan, ne aydan, ne yıldan haberleri vardı. Hepsini bizden öğrendiler. Sonrada ‘biz yaptık, biz bulduk’ diye övünmeye başladılar. Hep korkuyorum, bir gün gelecek adımız da uygarlığımız unutulacak. Biz ne yaptıysak onlar üstlenecek’
İnsanın doğumundan olgunlaştığı döneme kadar geçirilen evreler; ‘hamdım, piştim, yandım’ sözüyle özetlenebilir. Öğrenme bitmez, dünya değişmekte ve gelişmektedir. Dolayısıyla değişime ayak uydurmak, öğrenmekle mümkündür. Öğrenmekten öğretmeye geçildiği dönemdir. İnsanın geçmişte hataları olabilir, hatalara takılıp kalmamak önemlidir. Hataları düzeltmek, biraz zaman alır ama tamiri mümkündür.
Modern dediğimiz ezberci zihniyetle, öğrenilenleri üst üste biriktiremezsiniz. Aradaki ilişkileri kuramazsınız. Birileri sizin adınıza bu ilişkileri kurar. İlişkiler ağında kalırsınız. Gözü hep yukarıda olanlar aşağıyı göremez. Biz; tabandır, temeldir, ben; çatı. Temel kuvvetli olmadan, çatı sağlam olamaz. Birliğin temeli kültür çimentosu olmadan hiç olmaz, ayrışırsınız. Medeniyeti ben değil, biz oluştururuz.
Bir elektronik beyne sahip insansı robot modeli oluşturup, öğrenerek var edilmeye çalışılmıştır. Bir elektronik beynin tasarımı düşünülmüş; mikroişlemcilerden ve elektronik devrelerden oluşan, öğrenmeye dayalı bir mimari tasarım ile yola çıkılmıştır. Elektronik beynin tasarımına ya da donanımına hayat verecek bir yazılım öngörülmüştür. Başlangıçtan itibaren, kendi kendine yetecek noktaya gelinceye kadar öğrenmenin devam edeceği öngörülmüştür. Sanal robot; gerçek insan beyni model olarak tasarlanmış, aynı öğrenme aşamaları düşünülmüş var edilmeye çalışılmıştır.
Yakında piyasaya çıkacak olan "Nasıl İnsan Oldum?" isimli kitabımız, özgeçmiş yazmak için değil, öz gelecek için yazıldı. Amaç, farkındalık sağlamaktır. Dağınık zihin ya da sisli beyne sahip insanlar değil, açık (net) zihne sahip akıllı insanlar olalım. Tek noktaya odaklanarak işimizi şevkle, zevkle, inanarak yapalım. Hedef; geçmişe takılmak değil, geleceği şekillendirmektir. Eski Türkler de mucizevi geyik, yeni yurt kuranlara rehberlik edermiş. Rehberiniz, yol göstereniniz beyniniz; ışığa, aydınlığa yönlendirsin.
Saygılarımla.