ÇEVRECİ BİLİM ADAMIMIZ PROF. GÜNAY’IN SABIR TAŞI ÇATLADI!!!
- GÖZLERİMİ DÜNYAYA AÇTIĞIM ÇATALDAĞ YOK EDİLDİ, DAĞI AŞAĞIYA İNDİRDİLER!!!
- EĞİRDİR GÖLÜ; YOK EDİLME SÜRECİNDE!!!
- ŞİMDİ DE; DÜNYAMIZIN GÖZDE OVALARINDAN BOĞAZOVA’YI YOK EDİP, KOVADA KANALINI FOSEPTİK ÇUKURUNA MI ÇEVİRECEKLER?!!!
Zeki TARHAN – ANKARA
YÖK Yürütme Kurulu eski üyesi Prof. Dr. Durmuş GÜNAY, 1953’de Isparta’nın Sütçüler ilçesi Bekirağalar Köyünde dünyaya gözlerini açmıştı. Çandır’ın hemen kıyıcığındaydı Bekirağalar. Ve İçbatı Akdeniz’in o görkemli Toros silsilesinin, kekik kokulu dağları / yaylaları…
***
Durmuş GÜNAY’ın çocukluk yaşamı, hep ÇATALDAĞ’da geçiyordu… Kekik kokulu Çataldağ; o küçücük çocuğun ve otlattığı keçi ve koyunların yaşam alanıydı… BABA’nın İslamköyde geçen çocukluk yıllarına da ne kadar benziyordu…
***
Bir doğa harikası olan YAZILI KANYON; çocuk Durmuş’un daha o yaşlarda “ÇEVRE BİLİNCİ”nin yeşermesine, tomurcuklanmasına ve çiçek açmasına yardım eden en önemli faktördü.
Durmuş GÜNAY, İTÜ’den mühendis olarak mezun olmuş, akademik kariyerde ilerlemiş, çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yapmış, profesör olmuştu. İki dönem YÖK Yürütme Kurul üyesi olan GÜNAY, bütün bu süreçlerde de, çocukluğundaki “ÇEVRECİ” bakışını ve çevreci dünya görüşünü hiçbir zaman ıskalamamış uygulamaya sokmuştu…
***
Çandır / Bekirağalar / ÇATALDAĞ / YAZILIKANYON!!! Çevreci bir bilim adamının habitatı / nişi olmuştu… Ve mikro milliyetçiliğinin de temelini oluşturmuştu…
YAZILIKANYON; eşi emsali olmayan bir tabiat harikasıydı. Oraya göz dikenler olmuştu. “HES” yapılacaktı. Bütün prosedürler tamamlanmış, bürokratik eylem ve işlemler sonuçlanmış, sıra imza aşamasına geldiğinde; Prof. Dr. Durmuş GÜNAY, kükremiş bir aslan gibi ortaya çıkmış ve YAZILI KANYON’ u kurtarmıştır.
***
Durmuş hocamızın içini sızlatan acı bir gerçek vardır: Çocukluğunda keçi otlattığı, koyun güttüğü ÇATALDAĞ, Mermer işletmeciliği uğruna yok edilmişti!!! Mermerciler, Dağı aşağıya indirmişlerdi!!! Çocuk Durmuş’un habitatı yoktu artık!!! Vahşi kapitalizm; o habitatı yıkmıştı ne yazık ki!!! Dağ ekosistemi diye bir şey kalmamıştı!!!
***
BOĞAZOVA’da bir bomba gibi patlayan TOKİ’nin (200) Konutluk Toplu Konut yapım girişimi, halkımızda; “Sıra BOĞAZOVA’ya mı geldi?!!!” dedirtiyordu… Gelin burada, Durmuş hocamıza bir kulak verelim isterseniz:
“…Dünyamızın gözde ovalarından biri olan BOĞAZOVAMIZI yok edip, KOVADA KANALI’nı Fosseptik Çukuruna mı çevirecekler?!!! Zaten ARITMA TESİSLERİ’ni yüksek enerji girdileri nedeniyle, ya çalıştırmıyorlar ya da düşük kapasitede tutuyorlar…
Halkımız, BOĞAZOVA’mıza sahip çıkmalıdır, çıkacaktır da… Güçlü bir direnişin, kararlı bir kamuoyu baskısının, bu yanlış kararın uygulanmasına geçit vermeyeceğine içtenlikle inanıyorum…
Boğazova tutkunluğunu şu şekilde giderebilirler: BOĞAZOVA’yı, panoramik olarak gözlemleyebilecekleri, jeolojik ve jeofizik olarak zemin etüdünün depremsellik yönüyle çok elverişli bir alan olan BAYBOĞAN sırtları, TOKİ’nin Eğirdir’de yapmayı düşündüğü (200) Konutluk TOPLU KONUT için, ideal bir alandır. Farklı alanlar da düşünülebilir.”
***
EĞİRDİR GÖLÜ’nün kurtuluşunda, aciliyet kesbeden önlemleri, hemen almak gerekiyor… Gölü besleyen dere ve çayların Göle deşarj noktalarında sürekli gözlem yaparak ve de bu besleyici kaynakların dolaştığı coğrafya üzerinde alan çalışmalarıyla, kirlilik unsurlarını önleyici tedbirler acilen alınmalı, çevre mevzuatımızdaki “kirleten öder” prensibi de uygulamaya derhal sokularak en ağır cezai müeyyideler uygulanmalıdır. Gölden HES’lere verilen su acilen kesilmelidir.”
***
Çevreci Bilim Adamımız Prof. Günay’ın Sabır Taşı Çatladı!!!