KOP İZLENİMLERİ... (2)
KOP BAŞKANI BOSTANCI VE KOP KOORDİNATÖRÜ PINARKARA’DAN SATIRBAŞLARI:
* DIŞARIDAN SU GÖTÜRMEKTENSE, ÜÇ KADEMELİ BİR SÜREÇ PLANLADIK. ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASI İLE ÇALIŞMAYA BAŞLADIK…
* BİZ ŞİMDİ, İKİNCİ EYLEM PLANINI HAZIRLIYORUZ… MEVCUT SULAMA SİSTEMİNİN REHABİLİTASYONU YAPILDI. (120) BİN HEKTAR SAHAYI, KAPALI SULAMAYA DÖNÜŞTÜRDÜK.
* KOP; YATIRIM KAPSAMINDA, 2011 YILINDA KURULDU. “KOP” RUMUZUYLA YATIRIMLARA BAŞLADIK… BÖLGE İDARELERİ İLE İLGİLİ, ANKARA’NIN KAFASI BİRAZ KARIŞIK. SORUMLULUK ALANIMIZA GİREN KURUMLARA, FAZLA KARIŞMAMIZI MERKEZ İSTEMİYOR.
* ÇOĞU YAPI; EŞGÜDÜME HAZIR DEĞİL. (26) BİN YASAL, (26) BİN KAÇAK KUYU VAR. KIZILIRMAK’ TAN TERFİ İLE GELEN VE GELECEK SU VAR.
* SULAMA GÖLETLERİNİ KAPATMAK VE YENİLERİNİ YAPMAMAKLA, ÇİFTÇİYİ KARŞIMIZA ALIRIZ. “BEYŞEHİR GÖLÜ, (15) METRE DOLDU” DENİYOR, BU MÜMKÜN DEĞİL.
* DİP ÇAMURUNU ALMAK, GÖLÜ KURTARMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL. SU CANLILARININ HEPSİ GİDER!!! CANLI ORTAM YOK OLUR!!!
* BEYŞEHİR GÖLÜ ÖZEL HÜKÜMLERİNDE, YAPILAŞMAYLA İLGİLİ SORUNLAR VAR. TURİZM YATIRIMLARINA SICAK BAKILIYOR…
* YEREL YÖNETİMLERLE BİRLİKTE PROJELENDİRMELER YAPIP, ONDAN SONRA İDARİ YAPILANMAYA GİDİLMESİ DAHA UYGUN.
* BU HEYET; (10) NUMARA BİR HEYET!!! DSİ’NİN ÖNCÜLÜĞÜNÜ YAPACAK BİR BİRLİKTELİK KAÇINILMAZ.
* (3) BİN KOOPERATİF KUYUSU REHABİLİTE EDİLDİ, YAPILAMAYANLAR GERİ KALDI. (117) BİN KUYU VAR KONYA’ DA. %40 YÜZEYSEL, %60 YER ALTI SUYUNDAN KARŞILANIYOR.
* KUYULARI KAPATAMADIK!!! KANUN VAR AMA, UYGULANAMIYOR!!! ÇİFTÇİ SUYU BULAMIYOR, ONUN İÇİN KUYU AÇMAK ZORUNDA KALIYOR…VE BİZ “KOP” OLARAK, BUNA MANİ OLAMIYORUZ!!!
* (2) MİLYAR KULLANILABİLİR SUYUMUZ VAR. İKİBİN HEKTAR SU VERECEĞİM ADİL DAVRANARAK…
* İKİ ÜÇ SENE DSİ ÇALKALANDI… BİR AİLENİN GEÇİNEBİLECEĞİ SU NE KADARDIR? İKİ MİLYAR SUYU, ADALETLİ BİR ŞEKİLDE DAĞITALIM…
* DSİ SIKIŞTI. KUYUYU KAPATMAK ÇÖZÜM OLMADI. AÇIK SULAMA İLE SULAMA YAPILIYOR. VE SUYUN (%60)’I KAYBOLUYOR.
“Kalkınma Yerelden başlar” söylemi, KOP’un adeta Motto’su gibiydi.
22 Ocak 2020 Çarşamba; Göller Bölgesi için önemli sayılabilecek bir seyahatin ve de buluşmanın tarihi oldu. ISVAK ile birlikte, sosyal medyada Eğirdir Gölü için gurup oluşturan, sivil inisiyatif diyebileceğimiz elektronik ortamdaki platformlar, Konya’ da KOP Yerleşkesinde bir araya geldik….
***
KOP (=Konya Ovası Projesi ) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı İhsan BOSTANCI’nın ve Planlama / Proje Geliştirme Koordinatörü Mevlüt PINARKARA’nın heyetimize verdiği brifing formatındaki bilgilendirme ve sonrasındaki karşılıklı yapılan fikir alış-verişi, çok olgun bir ortamda ve de verimli bir toplantı olarak, tarihsel bir önem arz ediyordu…
***
Başkan Bostancı; “ Isparta adına çok mutlu olduğunu ve umutlandığını belirtirken, Koordinatör Pınarkara da; “Bu davanızdaki inançla başarıya mutlaka ulaşacağınıza inanıyorum…” diyordu…
…Ve TARHAN’ın bir sorusu üzerine, bakın ne diyordu: “…Eğirdir Gölü yedi kocalı Hürmüz, Beyşehir Gölü ise yirmi kocalı…”
***
KOP Bölgesinde ilk resmi sulama projesi, Osmanlı döneminde yapılan Konya Çumra Projesiydi. KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ise, yatırım kapsamında 2011 Haziranında kuruluyordu. 2011 yılından itibaren Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illeri KOP bünyesinde yer alırken, 2016 yılında iki etapta; Nevşehir, Yozgat, Kırıkkale ve Kırşehir illerinin de bölgeye katılması ile sekiz ili kapsayan ve dev bütçeli KOP adıyla; Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı olarak, yeni bir Yerel Yönetim modeli çıkıyordu ortaya.
***
Bölgede yeterli yağış yoktu, kullanılabilir su kaynağı potansiyeli de azdı. Çok olan ise; Tarıma elverişli ARAZİ!!! Bu arazilerin bir kısmı ancak sulanabilmekte…Yağışlar ve Su varlığı bakımından Türkiye’de en yetersiz bölgelerin başında da KOP Bölgesi gelmekte.
KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı; Bölgenin kalkınması yönünde, kamu yatırımlarının eşgüdümünü sağlamak ve ağırlığı kamu yatırım, proje ve faaliyetlerinden olmak üzere Eylem Planı hazırlamakla görevli bir idari yapı.
***
ISVAK’ı temsilen Ankara’dan; Ahmet ŞAHLAN, Prof. Dr. Semra KURUCU, Prof. Dr. Süleyman KODAL ve Zeki TARHAN’dan oluşan dört kişilik bir heyetle katılmıştık KOP yerleşkesindeki toplantıya.
KOP Başkanından randevuyu, Eğirdir Dostları Gurubundan Hakkı TIĞLI almıştı. Ve TIĞLI, kısa bir konuşma ile toplantının amacını ve Eğirdir Gölüyle ilgili bilgilendirici bir takdim yaptı. TIĞLI, şunları söylüyordu:
“…Eğirdir Gölü Havzası, 1960 yılından bu yana elma tarımı ve su ürünleri istihsali ile büyük bir kalkınma hareketi yakalamıştır. Hızla gelişen refahın bedelini, kimyasal ve fiziksel kirlilik nedeniyle Eğirdir Gölü ödemektedir… Refahın sürdürülebilir, bizden sonraki nesillere aktarılması amacıyla gerçekleştirilen sayısız toplantı ve çalıştaylar sonucunda çözüm önerileri, hükümler ve düzenlemeler getirilmiştir.
Tüm önlem ve çözümleri eşgüdüm içinde yönetecek, gereken bütçeyi oluşturacak ve uygulayacak kurumların eksikliği, en önemli sorunumuzdur. Bu sorunun çözülmesi amacıyla siyaset üstü, geniş tabanlı bir platformun oluşturulması, doğru modelin seçilmesi hedeflenmekte, GÖLLER BÖLGESİ SU YÖNETİMİ VE KALKINMA İDARESİ MODELİ incelenmektedir…”
***
ISVAK heyetinden, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi ve Su Yönetimi Enstitüsü önceki Müdürü değerli bilim adamımız, hemşerimiz Prof. Dr. Süleyman KODAL hocamızın KOP Yerleşkesinde yapılan toplantıda; oldukça önemli tespit, değerlendirme ve katkıları oldu. Sevgili hocamızın, 11 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süreçte, GAP Başkan Danışmanlığı yaptığı sırada, KOP konusunda da bir Rapor hazırladığı bilinmekte…
***
İşte sayın KODAL’ın, KOP yerleşkesindeki toplantıda yaptığı tespit/değerlendirme ve katkıları:
- Damla sulama da olsa verimli bir şekilde sulama suyu kullanmak zorundayız.
Çiftçiler genellikle “ne kadar çok su verirsem o kadar yüksek ürün alırım” anlayışına sahip. Damla sulama veya yağmurlama sulama gibi modern ve su tasarrufu sağlayan sulama sistemlerini kullansalar da bu anlayışı terk etmeleri kolay olmuyor, yine fazla sulama suyu uygulayabiliyor, salma sulama, vahşi sulama yapar gibi aşırı su uygulaması yapabiliyor. Sulamada önemli olan, hangi sulama yöntemini kullanırsak kullanalım, bitkinin ihtiyacı kadar sulama suyunun verilmesidir. Damla sulama yönteminde su kayıpları daha az ve sulama randımanı daha yüksek olduğu için yağmurlama veya yüzey sulama (karık, taba) yöntemlerine göre daha az su ile aynı verimin alınması mümkündür.
- Çok su tüketen bitkileri üretmeyelim düşüncesi yanlıştır. Eğer ürün ekonomikse o bitki üretilmelidir.
Su, verim ve gelir. Çiftçilerimizin bu üçüne dikkat etmeleri gerekir. Bitkiye verilecek su miktarı, bitkiden alınacak verim ve elde edilecek gelir bitkiden bitkiye ve yörenin iklim-toprak gibi özelliklerine göre önemli düzeyde değişebilir. Önemli olan mevcut su miktarına göre çiftçinin elde edeceği geliri en yüksek seviyeye getirecek bitki çeşitlerinin belirlenmesi, ayrıca bu bitkilerin her birinin tarım işletmesinde kaç dekar alanda ekileceğinin ve bu bitkilerin her birine ne kadar sulama suyunun verileceğinin belirlenmesidir. Bunun için o tarım işletmesinde optimum bitki deseninin belirlenmesine ilişkin bir çalışma yapılmalıdır. Bu çalışma yörede sulama suyu kısıtlı ise daha da önemlidir. Ancak bu çalışmanın çiftçi tarafından yapılması mümkün değildir, tarımla ilgili kuruluşların teknik elemanları tarafından yapılabilir. Bu çalışma sonucunda o yörede su ihtiyacı yüksek olsa da bir bitkinin yetiştirilmesi ekonomik olabilir. Zaten çiftçilerin sadece su ihtiyacı yüksek diye bir bitkiyi üretmesinin engellenmesi pek mümkün gözükmemektedir.
- Eğer yörede su miktarı kısıtlı ise, yetiştirilen bitkilerin tüm su ihtiyacını karşılayalım diye bir zorlama olmamalı.
Ülkemizde su kaynakları bazı yörelerde ihtiyacı karşılarken bazı yörelerde ihtiyaçtan daha azdır. Su kaynaklarının yeterli olduğu yörelerde bitkilere ihtiyacı kadar sulama suyu verilebilir, yani tam sulama yapılabilir ve o yörede alınabilecek en yüksek verim alınabilir. Ancak su kaynaklarının kısıtlı olduğu yörelerde tüm bitkilerin tüm su ihtiyacını tam olarak karşılayalım diye bir zorlama doğru değildir. Su kaynakları kısıtlı ise o yörede bazı bitkilere ihtiyacı kadar su verilirken bazı bitkilere ihtiyacından daha az su verilebilir (yani kısıntılı sulama yapılabilir), su kısıtının düzeyine göre tarım alanını bir bölümünde kuru tarım yapılabilir. Bir bitkiye ihtiyacından daha az su veriliğinde bitkide su açığına karşı stres oluşur ve verim düşer. Kısıntılı sulamada aynı miktar suyla daha fazla verim alınabilmesi için mevcut sulama suyunun bitkiye yetişme döneminde ne zaman ve ne kadar verileceğinin belirlenmesi için, sulama zaman planlaması ve su-verim ilişkileri prensiplerini esas alan optimum bitki deseni çalışmasının yapılması gerekir.
- Adil bir şekilde
su dağıtımını sağlamalıyız.
Özellikle sulama suyunun kısıtlı olduğu yörelerde, mevcut suyun yöredeki çiftçiler arasında adil bir şekilde dağıtılması gerekir. Çiftçilerin sahip olduğu arazi miktarı, yetiştirdikleri bitkiler, bu bitkilerin sulama suyu ihtiyaçları, toprak ve iklim özellikleri ve su hakları dikkate alınarak su dağıtım planlaması yapılmalıdır.
DEVAM EDECEK…