YÖNETİCİLİK
Hasan ÖZBEK - ISPARTA
Yönetici; insan topluluğunu idare etmek, yönetmek, çekip çevirmek için ortaya çıkan kişilerdir.
Yöneticilik, çok önemli bir mefhumdur. 21. Yüzyılda daha da önem kazanmıştır. Dünya nüfusu ve Türkiye nüfusu her yıl milyonlarca artıyor. Buna karşılık dünyada çeşitli nedenlerle yoksulluk, açlık milyonları geçmiştir. Hala gelişen dünya ülkeleri buna bir çare bulamamıştır.
Bir yandan savaşlar, bir yandan benim sözüm geçerli mantığıyla dünyaya hakim olmak isteyen devletler var.
Canlılar Allah’ın yarattığı varlıklardır. O’nun yaşamını sürdürmek, her devletin, her yöneticinin kaçınılmaz tutkusu olmalıdır. Bunun için yönetici, gerek devleti idare ederken, gerekse bir kurumu yönetirken ileriyi görmek veya tahmin etmek mecburiyetindedir.
YENİ YÖNETİCİLERE SESLENİYORUM
55 yıllık bürokrasiden gelen bir gazeteci olarak bir yöneticiyi sarhoş eden iki şey vardır.
1-Makam
2-Para
Bazı yöneticiler makama oturduktan sonra ‘ben neymişim’ der ve etrafını görmemeye başlar. Eş-dost etrafını çevirir ‘sen neymişsin’ diye övgüler yöneticiyi hedefinden saptırırlar.
Yöneticilik, akıl, mantık ve ileriyi görme sanatıdır. İleriyi görürken bir plan çizmelidir. “liyakatli” insanların fikirlerinden destek almalıdır. Bir insan her konuyu bilmek, bilgi sahibi olmak mecburiyetinde değildir ve bilmeyebilir.
Yönetici önce devletin yöneticisi olmalı. Ben 53 yıllık gazetecilik hayatımda çeşitli yöneticilerle çalıştım. Her yöneticinin ayrı meziyeti var.
Eğirdir Kaymakamı ve Vali Ömer Seymenoğlu’ndan bahsedeceğim. Her iki yönetici de tam devlet yöneticisidir.
Eğirdir Kaymakamı Abdullah Akdaş, sakin turizm ilçemiz Eğirdir’e her türlü yatırım yapmıştır. Bir gün makamında otururken kaymakamlıkta çalışan şoför geldi. ‘Efendim, araba arıza yaptı’ dedi. Kaymakam Akdaş nedenini sordu. Şoförün ihmalkarlığından olduğunu öğrenince ‘Bunu sen tamir edeceksin. Sana devletin parasını vermem’ dedi.
Vali Ömer Seymenoğlu ile bir iki defa röportaj yaptım. Vali bey bir gün konukevinin altındaki dondurma satan kafeye gidiyor. ‘Komşu işler nasıl’ diye sorar kafe sahibi şaşırır. 1972 yılından beri işletmeye açılmış olan kafeyi ilk defa bir vali ziyaret ederek hayırlı işler demesi kafe sahibini memnun etmiştir.
Her iki yöneticinin de tam bir devlet yöneticisidir. Yönetici her şeyden önce israflı olmamalı, tasarruflu olmalıdır. Bazı yöneticiler makama oturunca reklam işlerine girip, çeşitli iletişim araçlarında boy gösterirler. Tabi ki bu çok yanlış. Hele bu günkü ortamda tek çare TASARRUF-TASARRUF.