Milli Hatip İbrahim Sarıdaş Meydanı Coşturdu…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bir konuşma yaparak herkesin beğenisini kazanan emekli Tarih öğretmeni milli hatip, hemşehrimiz İbrahim Sarıdaş’ın konuşması meydanı coşturdu.
Sarıdaş, sık sık alkışlarla kesilen konuşmalarında şunları dile getirdi:
“Bugün aynı heyecan ve sevinci duyarak Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin son halkası olan 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşının 92’nci yıldönümünü kutluyoruz.. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu muhteşem zafer büyük Türk Milletine kutlu olsun.
Türk millet binlerce yıldan beri vardır. Türk tarihi baştan başa bir meydanlar tarihidir. Tarih yazılmaya başlandığından bu yana, asil Türk milletinin izini, dünya tarihinin sayfalarında görürsünüz. Asırların, kıtaların ve medeniyetlerin hakimi olan Türk milleti, oğuz olup dağa, taşa destanları yazılmıştır. Malazgirt’te Alparslan, Kosova’da Yıldırım kesilen Türk millet, Fatih olup, çağ kapayıp, çağ açmış, Yavuz olup Türk cihan hakimiyetini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Kanuni olup 16’ncı asırda üç kıta yedi denize hükmeden Türk milletinin, 20’nci YY başlarında bağımsızlığı elinden alınmak istenmiş. Birinci Dünya Savaşı sonunda, Türk yurdu param parça edilmiştir. Türk millet Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde milli mücadeleye girmiştir. 30 Ağustos 1922, başkomutanlık Meydan Savaşı bağımsızlık mücadelesinin son halkasıdır.
30 Ağustos, anası millet çocuğu ordu olan bir ulusun kahramanlık savaşıdır.
1914’te başlayıp, 1922’de biten Türk’e ölüm seferi içerisinde 30 Ağustos abideleşen bir mana taşır ve niçin yaşadığımızın sırlarını saklar.
30 Ağustos, emperyalizme karşı aşılmaz bir duvar ve onbinlerin toprağı vatan yapan ulvi şahlanışıdır.
18 Mart 1915’te Çanakkale’de müdafe eden ses, 30 Ağustos 1922’de Afyon’da taarruz halindedir “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri”
30 Ağustos Malazgirt’ten Sakarya’ya kadar uzanan tarih sürecinde kuvay-I milliye ruhunu duyanların gerçekleştirdiği devlet kuran meydan muharebesidir.
30 Ağustos “denildi mi bir yere Türk beldesi, gözüm Albayrak arar, kulağım ezan sesi” diyen kahraman Mehmetçiklerin gerçekleştirdiği, bağımsızlık düğünüdür.
26 Ağustos 1071’de Muş’un Malazgirt ovasında, bugünkü Yunanlıların ataları olan, Bizanslılarla yapılan Malazgirt savaşında, Anadolu’nun kapıları Türk’lere açılmıştı. Bundan 105 yıl sonra 1176’da Eğirdir gölü kuzeyinde Gelendost ovası civarında, yine Bizanslılarla yapılan Miryekefalon meydan savaşı ile, Anadolu’nun tapusunun Türk Milletine verildiğini bütün batı tarihçileri yazıyor. 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Savaşı ile, bu mübarek toprakların, ebediyyen, ebediyyen, ebediyyen Türk vatanı olarak kalacağı bütün dünyaya ispat edilmiştir.
Bu zaferi milletimize armağan eden ve Türk Birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan Kahraman Türk Ordusuna selam olsun. Türk ordusu Türk milletinin bağrından doğmuştur. Türk Ordusu Türk milletinin öz cevheridir. Türk ordusu Türk milletinin onurudur. Türk ordusu Türk milletinin gözbebeğidir.
Ordumuzun ebedi başkomutanı ve devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, bütün şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyoruz. Ruhları şad olsun, mekanları Cennet olsun.
Bu zaferin 92’nci yıldönümünde bu meydandan bir gazi torunu olarak, sizler adına, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü parçalamak isteyen iç ve dış bütün şer ve hain güçlere sesleniyorum: Çabanız boşuna. Türk milletini bölemiyeceksiniz. Yüce Atatürk’ün dediği gibi Ağrıdan, Vandan, Diyarbakırdan Ege’ye ve Trakya’ya, Karadeniz’den Akdeniz’e kadar bütün memleket evlatları hep aynı cevherin damarlarıdır. Bu sebepüen dolayı Türk millet bölünme kabul etmeyen mukaddes bir bütündür. Anadolu’da Türk milletinin bölücülere vereceği bırakınız toprak parçası, tek bir çakıl taşı bile yoktur. Bu mübarek vatanda ay yıldızlı al bayrak ebediyyen dalgalanacak ve Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar, sonsuza kadar, sonsuza kadar
Payidar kalacaktır. NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…”