EĞİRDİR KEMİK HASTANESİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ VE YARINI
Prof. Dr. Ünal Kuzgun
Canlılar gibi kurumların da doğum gelişim ve çöküş dönemleri vardır. Eğirdir kemik hastanesi de kendine göre bir gelişim seyrini sürdürmektedir. Bu yazımızda hastanemizin bu güne kadar geçirdiği gelişim evreleri ve geleceğine ilişkin öneriler ele alınmıştır.
Cumhuriyetimizin kurulmasından sonra tüberküloz (verem) hastalığı ile büyük bir mücadeleye girişen devletimiz İkinci Dünya savaşından sonra da kemik-eklem tüberkülozu ile savaşmak için de önlemler almıştır. Bu amaçla yurdumuzda 4 yerde kemik veremi tanı ve tedavisini yapacak hastaneler kurulmuştur. İstanbul - Baltalimanı, İzmir - Urla’da ve Trabzon’ da açılan kurulan kemik hastaneleri yanında Eğirdir’de de başlangıçta 100 yataklı olarak eski hükümet binasının olduğu yerde kemik hastalıkları hastanesi kurulmuştur. Sonraki yıllarda yatak kapasitesi 500 lere çıkan ve 1984 de yeni binanın da açılmasıyla büyümesini sürdüren hastanenin geçmişte verdiği hizmetler onun adeta bir marka değeri kazanmasını sağlamıştır. İlk yıllarda çoğunluğu kemik eklem tüberkülozu olan vakaların tüm ülke genelinde tedavisine hizmet eden EKHH, başarılı çalışmalar yapmıştır. Ülkemizde kemik eklem veremi vak’aları azaldığı halde, hastaların Eğirdir hastanesini tercih etmeleri sayesinde bu alanda yine tüm yurda başarılı hizmetler vermeye devam etmiştir. Uzun yıllar Edirne’den Diyarbakır’a Erzurum’dan Sinop’a kadar, yurdun dört bir yanından gelen vatandaşlarımıza hastanemiz hizmet verirken varlıkları ilçenin ekonomisine canlılık getirmiş Eğirdir esnafı, şoförü, otelcisi, lokantacısı, onlara hizmet verirken değişik kültürleri tanıma ve onlarla kaynaşma olanağı bulmuştur.
1952 yılında hizmete açılan hastaneye 24.6.1953 yılında atanan ve aralıksız 11 yıl hizmet veren Operatör. Dr. Orhan Aslanoğlu’nun hastanenin marka değeri kazanmasındaki önemli rolü yadsınamaz. Uzun yıllar tek başına çalışan Dr. Aslanoğlu, 1960 yılında Dr. Ali Akçiçek, Dr. Ruhi Kaleli ve Dr. Necdet Tuncay ın ve 1961 de Dr. İsa Köklü’nün hastaneye atanması sayesinde çok daha güçlenmiş bir ekip ile çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürmüştür. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi yurdumuzun en büyük merkezlerinde bile kemik ve eklem rahatsızlığı olan hastaların yani Ortopedi ve Travmatoloji vakalarının çevrelerine veya doktorlarına "biz bir de Eğirdir’e gidelim" dediklerini ve çoğunun da tedavi için Eğirdir’ i seçtiklerini o zaman hizmet vermiş ve vermekte olan Ortopedistler çok iyi hatırlamaktadırlar. O yıllarda devletin sağlık hizmetlerinin kar amacı gütmeksizin karşılanmasını önemli gören sağlık hizmeti anlayışı çok uzak yerlerden insanların, muhtarlıktan fakir ilmühaberi alarak Eğirdir’e gelip tedavi olabilmelerine imkân sağlamıştır.
Hasta tedavi hizmetlerinin yanında eğitime yönelik önemli hizmetler de verilmiştir. Büyük illerimizde hizmet veren eğitim ve araştırma hastanelerinde eğitim gören geleceğin ortopedi ve travmatoloji uzmanları 1-3 aylık sürelerle Eğirdi’e gelerek gördükleri pratik eğitimi sayesinde becerilerini geliştirebilmişlerdir. Bu onlara mesleki ehliyet yönünden önemli ölçüde özgüven sağlamıştır.
İlk Milli Türk Ortopedi ve Travmatotloji Kongresi 1968 yılında Eğirdir’de düzenlenmiştir. Ayrıca ulusal ve uluslararası nitelikte birçok bilimsel toplantıya da ev sahipliği yapmış olan (Hastanemizin) EKHH ne Türk ortopedi ailesinin her zaman büyük önem verdiği inkar edilemez bir gerçektir.
Son 10-15 yıldır yurdumuzda giderek artan ortopedist sayısı, gene aynı yıllarda yürürlüğe konan yeşil kart uygulaması ve bunun sonucu sevk zincirlerinin oluşması Eğirdir’e gelen hasta sayısında azalmaya yol açmıştır. Kuşkusuz bu ülkemizde sağlık hizmetlerinin gelişmesi açısından son derece memnuniyet verici bir durumdur. Çok özel durumlar ve özellikli hastalıklar dışında insanların bulundukları yerde tedavi alabilmeleri en doğal hakları olmalıdır
Bu gelişmeler sonunda Eğirdir Kemik hastalıkları hastanesinin geleceği ne olmalıdır? Bundan 6-7 yıl önce bu konu kamuoyunda tartışılırken hastanenin askeriyeye devri beş yıldızlı otel yapılması ve benzeri öneriler yanında hastane olarak mevcut kapasitesi ile çalışması da gündeme getirilmiştir. Ama tam teşekküllü bir devlet hastanesi olarak yapılandırılması da düşünülmüştür. EKHH nin geleceği tartışmalarına kuşkusuz gelişmelerden haberdar olduğu andan itibaren Türk Ortopedi ve Travmatoloji camiası da katılmıştır. Bu amaçla 2009 yılında hastanede düzenlenen toplantıya yurdun dört bir yanından Türk Ortopedi ailesinin ağır topları olarak niteleyebileceğimiz meslektaşlarımız katılmıştır. Başta dönemin Isparta valisi olmak üzere bürokrasinin ileri gelenlerinin,hastanenin eski ve halen çalışmakta olan elemanlarının ve Eğirdir halkından soruna ilgi duyanların katıldığı toplantı son derece yararlı geçmiştir.Prof Dr Yücel Tümer in başkanlık yaptığı toplantıda Hastane başhekimi Sayın Op. Dr. İbrahim Etli hastanenin çalışmaları hakkında bilgi vermiş, il Sağlık müdürü konuyu Isparta ve çevresi genelinde ele alarak değerlendirmiştir. Hastaneye geçmiş yıllarda hizmet vermiş Op. Dr. Mehmet Çulhaoğlu, Op. Dr. Tuğrul Berkel, Prof. Dr. Ali Biçimoğlu gibi hekimler görüşlerini dile getirmiş, Op. Dr. Orhan Girgin ağabeyimiz, Prof. Dr.Tufan Kaleli (rahmetli Dr. Ruhi Kaleli nin oğlu), Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, Op. Dr. Yılmaz Dağlı ve Op. Dr. Tunçhan Çelik anı ve görüşlerini sunmuşlardır. Toplantı sonunda panel yöneticisi Dr. Yücel Tümer görüşleri toparlayan bir konuşma yapmıştır. Ertesi gün Eğirdir’de toplanan Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği Yönetim Kurulu, tartışmalarda atılan belli başlı görüş ve önerileri değerlendirerek aldığı kararları ı, başta Sağlık Bakanlığı Müsteşarlığı olmak üzere tüm yetkili birimlere yazılı olarak sunmuştur.
Bu toplantıda alınan ilk ve en önemli karar hastanenin gelişen koşullara ayak uydurarak, her hal-ü karda mevcut kapasitesi ile çalışmasına devam etmensin yararlı olacağı; kapatılması, satılması, devredilmesi yani başka amaçlarla kullanılması yolundaki önerilere itibar edilmemesi yolundadır.
Hastane binasının sağlık kurumu olarak varlığını nasıl sürdürebileceği konusunda çeşitli öneriler ileri sürülmüştür. Bunlardan en önemlisi ortopedi ve travmatolojnin
- Kemik ve eklem tümörlerinin tedavisi
- Ortopedik nöroloji vak’alarının tedavi ve rehabilitasyonu
- Spor yaralanmaları tedavi ve rehabilitasyonu
- Revizyon cerrahisi dediğimiz öncekli cerrahi tedavisi başarısız kalmış vakaların tedavisi
gibi, alt dallarında, başta Isparta ve çevresi olmak üzere yurt geneline de hitap edecek şekilde hizmet veren bir sağlık kuruluşuna dönüştürülmesinin mümkün ve yararlı olacağı yolundaki öneridir.
Hastanenin halen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hizmeti veren bölümünün çalışmalarını aynen sürdürmesinin uygun olacağı, buna ek olarak hastanenin icabında Ortopedi ve Travmatoloji yoğunluklu bir eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülebileceği (Baltalimanı Kemik Hastalıkları hastanesi örneği) gibi öneriler de ileri sürülmüştür.
Tüm bu önerilerin dikkate alınmayıp mevcut alt yapısı ile hastanenin 150 yatak kapasiteli bir kasaba hastanesine dönüştürülmesinin, dar anlamda Eğirdir’li hastalar için yararlı imiş gibi görülse de geçmişi dikkate aldığımızda Eğirdir’in yararına değil zararına olacağı düşüncesi yanında. Ortopedi ve Travmatoloji branşımız açısından bakıldığında böyle bir uygulama marka değeri taşıyan bir kurumun ortadan kalkmasına yol açacağı için de kabul edilemez bir öneri olarak görülmüştür.
Hastanemizin durumu belirtmeye çalıştığımız hususlar açısından değerlendirildiğinde Prof. Dr. Orhan Aslanoğlu ile başlayan Op. Dr. Ali Akçiçek, Op. Dr. İsa Köklü, Op. Dr. Ruhi Kaleli, Op. Dr.Necdet Tuncay, Op. Dr. Doğan Ekinci, Op. Dr. Adil Altunay, Op. Dr. Ünalan Eraltuğ, Op. Dr. Süleyman Korkmaz, Op. Dr. Zeynel Abidin Demirel, Prof. Dr. Ali Biçimoğlu, Op. Dr. Tuğrul Berkel, Op. Dr. Savaş Ağaoğlu, Op. Dr. Cüneyt Turan, Prof. Dr. Metin Lütfü Baydar, Prof. Dr. Nevres Aydoğan gibi birçok ismin hizmet ettiği, Eğirdir’li olarak tıp eğitimi aldıktan sonra, hastanemizde çalışmak emeliyle Ortopedi ve Travmatoloji branşında uzman olduktan sonra Eğirdir’e gelen Op. Dr. Yılmaz Dağlı Genel Cerrah olarak Op. Dr.Nazmi Sezgin, Op. Dr. Kazım Erdoğan, Op. Dr. Mahmut Ünal, Op. Dr. Raşit Cesur ve halen çalışmakta olan Op. Dr. Tunçhan Çelik, Op. Dr. İbrahim Etli, Op. Dr. Mücahit İlhan ve burada isimlerini zikredemediğimiz birçok kişinin hizmetleri gerek Eğirdirlilerin gerekse Türk Ortopedi ailesinin hafızalarında yerini korumaktadır. Hastaneye sahip çıkmak açısından Eğirdirlilere de önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda yurt çapında hizmet vermiş ve bundan sonra da vermesini dilediğimiz Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesinin kuruluş ve gelişmesinde en önemli kişilerden biri olan Dr. Orhan Aslanoğlu’nun ismine sahip çıkarak ona karşı yapılmış haksızlığa dur demek aynı zamanda Eğirdir Kemik Hastalıkları Hastanesine ve onun geleceğine de sahip çıkmak demektir.