Türk Turizminde Misafir Ağırlama
Saygıdeğer Okurlarım,
‘’ Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır…’’ ( Türk Atasözü )
Bildiğiniz üzere turizm sektörü hizmet sektörüdür. Elde edilen ürün ve hizmetlerin değerine uygun halinde turiste sunulması hali misafir ağırlamaktır. Bunun karşılığı misafir memnuniyetidir.
Misafir memnuniyeti kavramı çok önemlidir. Çünkü turist olarak adlandırdığımız Türk kültüründe misafir olarak tanımlamayı uygun gördüğümüz insanlar, belli bir bütçe ile tatil yapmak ve tatilde dinlenmek isterler. Bunun için her şey mükemmel olmalıdır. Hizmet verilirken hizmet alanın yerine geçilmeli ve nasıl memnun olacağımız düşünülmelidir. Bu pencereden bakılıp hareket edilirse daha doğru hizmet, yani ağırlama imkânı doğacağı gibi misafir memnuniyeti de yüksek olacaktır.
‘’ Tok ağırlaması güç olur…’’ ( Türk Atasözü )’ ünde olduğu gibi misafiri memnun etmek güç olur. Fakat yukarıda dediğim gibi hizmet edilen ve memnun olması istenilen kişi yerine kendimizi koyalım ve öyle hareket edelim.
Hizmet sektöründe karşılaşılan memnuniyetsizlikle muhakkak vardır, olacaktır. Bunları minimum seviyeye düşürmek gerekmektedir. Birde insan etkisi olmadan gerçekleşen olaylardan oluşan memnuniyetsizlikler de vardır. Bunlar doğa felaketleridir. Bunlara yapılacak bir şey yoktur. Fakat bunu da misafire uygun hitabet sanatı ile anlatmak gerekmektedir. Hizmet sektöründe hitabet sanatı da önemlidir.
Hitap etmeden önce misafir dinlenmeli, anlayış gösterilmeli, alternatif sunulmalı ve ikna edilerek memnuniyeti sağlanmalıdır. Unutmayın ‘’ tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır…’’ demiş atalarımız. Hitap ederken kullandığımız dil, fiziki durumumuz çok önemlidir.
Aslında dünya da hizmet sektöründe Türk Milleti olarak memnuniyet sıralamasında 1. Sırada olmamız gerekiyor. Çünkü öz kültürümüzde bu kaynak mevcuttur. Kısa bir hayal gücümüzü sınayalım ve düşünelim;
Evimize gelen misafiri neden kapıda ağırlıyoruz ve uğurluyoruz?
Evimize gelen misafire neden odamızı hazırlıyoruz ve rahat etmesini sağlıyoruz kimi zaman biz yer yatağında yatıyoruz, misafirimiz bizim konforlu yatağımızda?
Evimize gelen misafire en leziz yemekler, tatlılar ve içecekler neden hazırlarız?
Evet, bu örnekleri ve soruları çoğaltabiliriz. Tabi ki bu soruların cevabı Türk Kültürümüzde mevcuttur.
Peki diyorsunuz ki evimize gelen misafirden, biz ücret almıyoruz ama?
Evet, tabi ki kültümüzde olmayan, evimize gelen misafirlerden ücret almıyoruz. Fakat turizm sektöründe verilen hizmetlerin karşılığı mutlaka olmalıdır. Her şey para demek değildir. Ama verilen özverili hizmetin karşılığı kendiliğinden gelen paradır.
Benim söylemek istediğim şey; kültürümüz de var olan misafir ağılama ile daha kaliteli hizmet verilebilir ve turizm sektöründe süreklilik sağlanabilir. Bu aynı zamanda misafir memnuniyeti demek olacaktır.
Dünya da bu işi bizden daha iyi yapabilecek kimse yoktur inancındayım…
Kalıplaşmış sadece para kazanma sistemi üzerine kurulmuş devasa yapılı ve soğuk tavırlı hizmet veren işletmeler artık kaybediyor. Daha sıcak ve kültürü ile hizmet verecek aile işletmeleri dünya da tercih sıralamasında öncelik olarak aranıyor. Hatta bazı online siteler de hizmet alan misafirler hizmet aldıkları zaman içindeki her şeyi puanlama ile not veriyorlar. Bu not ve puanlamayı gören başka insanlar da yüksek puan alan işletmeleri tercih ediyorlar.
Kültürümüzü, işimiz olan turizm sektörü ile harmanlayıp daha verimli kazanç elde edebiliriz. Bir örnek daha vermek istiyorum. İşletmemize gelen ailelerin çocuklarına yöremize özel ürünlerden hediye verilerek ve ya tattırarak onların gönlünü kazanabiliriz. ‘’ yarım elma, gönül alma…’’ demiş atalarımız. Bu sayede mutlu olan çocuklar ailelerine her yıl aynı yere tatile gidelim etkisi yaratacaktır. Mutluluk, aynı zamanda memnuniyet göstergesidir. Memnuniyet de sektörde süreklilik demek olacaktır. Onunda karşılığı maddi kazanç olacaktır.
Saygıdeğer okurlarım, biz millet olarak her şeye kültürümüzün zenginliği ile sahibiz, sadece değerlerimizin farkına varmalıyız.
Türk Turizmi Türk Kültüründe var olan Misafirperverliği ile buluşmalıdır.
Saygılarımla…
Mehmet DEMİREL