14 Ocak 2019 tarihli "AKIN" gazetesinde, Konuk Yazar köşesine konuk olan Hale' nin yazısını okuyunca, gazetede sütun arkadaşım rahmetli Şeyh-ül muharririn, gözümün önünde adeta canlanıverdi.
"GÖLSESİ" Gazetesi, "Demokrat EĞİRDİR" Gazetesi ve "AKIN" Gazetesinde binlerce köşe yazısı ve başyazı yazan Cesur abimizin, sağlığında bizlere dediği ve de vasiyet gibi algılanması gereken bir söylemi vardı. Şeyh- ül Muharririn, bu söylemini bu satırların yazarı dahil, bazı hemşerilerimizin müteaddit defalar dillendirmeleri üzerine şöyle demişti; "... Sizleri anlıyorum, yazılarımı kitaplaştırmamı istiyorsunuz... Sağlığımda, Hakkın rahmetine kavuşmadan, belirli bir meblağı bu iş için tahsis edeceğim ve evlatlarımın bunu yapacaklarına da inanıyorum..."
***
...Evet, Hale'nin "AKIN"daki köşe yazısı, rahmetli Şeyh-ül Muharririn'in yukarıdaki söylemini bana anımsattı. Nereden nereye gelindiğini ise oğul Sinan, 11 Ocak 2019 tarihli AKIN' da çok güzel kaleme almış. Hale'nin kütüphaneci kimliğiyle, AKIN'ın dijital arşivinde yaptığı seyahat de taktire şayandı...
***
Cesur abimizin, Eğirdir Gölü'nü Demirel'den sonra en iyi bilen kişi olduğunu, AKIN'ın dijital arşivinde yapacağınız birkaç saatlik gezinti ile bile, çok iyi anlayabilirsiniz... Hale'nin kütüphaneci kimliği, binlerce makalenin kitaplaştırılmasını sağlayacaktır.
...Ve böylece, Şeyh-ül Muharririn, nesilden nesile yaşayacak ve de ölümsüzleşecektir.
Haydi Hale, ama şimdi, haydi...
***
HALE' DEN ALINTI
Ben Akın Gazetesi ile büyümüş bir kişiyim.Yıllarca evimizde hep Akın gazetesi oldu, Babam hem okuyucu hem yazar olarak neredeyse son nefesine kadar hep Akın Gazetesiyle iç içeydi.Bu yüzden özel bir yerde durur Eğirdir'in Sesi Akın Gazetesi bizler için. Bu nedenle Arşivini internet ortamına aktarınca yetkililer, çok mutlu oldum ve ilk sayısından itibaren okumaya başladım. Aslında Babamın yazılarıyla buluşmak vardı aklımda.Ama babamdan önce kendi yazımla karşılaştım. İlk okul dördüncü sınıfta yazmışım Annelerimiz için yazılmış ve Akın gazetesi pek çok öğrenci ile benim nacizane yazıma da yer vermiş. O an benim için hayatımın çok güzel bir sürprizi oldu. Böylelikle bir yaşanmışlık denizine ulaştım pek çok haberle, yazı dizileriyle, yorumlarla; bugünün içinde düne ulaşma şansı buldum. Bu hizmet bile biz okuyucuların dünyasına ulaşan çok kıymetli bir katkıdır. Biraz önce okudum ki, 49. Yaş gününü kutluyormuş Akın Gazetesi. O toprakların geçmişi, geleceği... Dün 1981 yılını okuyordum ve 11 Ocak Tarihli Gazetenin baş yazı sütununda Sayın Ali Sinan Bey'in ''11. Yıla Giren'' Akın Gazetesi için kaleme aldığı yazı karşımdaydı... Ve ilginç bir rastlantı bugün 49. Yılın kutlaması var... Kutluyorum ve dünde olduğu gibi yarınlarda da memleketimizin aydınlatan yüzü olarak yayın hayatını sürdürmesini ve topraklarımıza ışık vermesini diliyorum. Özellikle karşı karşıya olduğumuz çevre koşulları nedeniyle kan kaybeden doğamızın çığlığını yansıtan bir ses olarak çok önemli bir misyonu yüklenmiş olduğu gerçeğiyle daima biz okuyuculara ulaşacağına inanıyorum. Başarılar ve nice yıllara... Gazeteye emek vermiş kalem tutmuş, bütün büyüklerime saygyla..
***
...VE AYŞENUR
Rahmetli babam Mustafa Cesur sayesinde aramızda yıkılmaz bir bağ oluşan gazetemiz Akın yarım asırlık dev bir çınar artık... Gazetenin elektronik arşiv yaratmasıyla başka bir boyuta taşındı bu bağımız şimdi.. Uzman bir kütüphaneci olan kız kardeşim Hale Cesur Kasımlı, bu DEĞERLİ ARŞİVİ tarayarak kimi zaman bizleri bir duygu seline gark eden, kimi zaman şaşkınlıktan gözlerimizin açılmasına neden olan bir çok haberi günümüze taşıyor.
Geçmişimizde Akın gazetesi vardı, geleceğimizde de olacak..
Akın gazetesine nesiller boyu çizgisinden hiç sapmayacağı upuzun bir yayın hayatı dilerken, geçmişle geleceğe köprü olan hekese teşekkür ediyorum. Rahmetli ALİ SİNAN'ın ruhu şad olsun. ESERİ EMİN ELLERDE..