EĞİRDİR OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ŞENLİKLERİ
YAPILDI
Anasınıfı Öğrencileri Birbirinden Güzel
Hünerlerini Sergilediler
Eğirdir
Milli Eğitim Müdürlüğü ve Dündarbey Anaokulu’nun organizeleriyle 2012-2013 Eğitim Yılı “Yıl Sonu Eğirdir Okul Öncesi Eğitim Şenlikleri”
yapıldı.
Yıl
Sonu Eğirdir Okul Öncesi Eğitim Şenliğine Kaymakam Yalçın Yılmaz, Belediye
Başkanı O. Nuri Özmeral, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yılmaz Boztoprak ve Şube
Müdürleri, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Yzb. Ali Demir, öğrenciler ve çok
sayıda öğrenci velisi katıldı.
Yıl
Sonu Eğirdir Okul Öncesi Eğitim Şenliği dün saat 11:00’de Eğirdir Kapalı Spor
Salonunda devletimizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve ebediyete
intikal eden aziz şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulması ve akabinde İstiklal
Marşımızın söylenilmesi ile başladı.
Daha
sonra Dündarbey Anaokulu Müdürü Murat Aydın’ın konuşması ile devam etti.
Aydın,
“geçen yıl Gülpembe Anaokulu koordinesinde gerçekleştirilen ve bu yıl da
okulumuzca organize edilen Eğirdir okul öncesi eğitim şenlikleri programına hoş
geldiniz.” diyerek başladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Erken
çocukluk dönemi” bir çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı bir
birey olarak yetişmesinde temel yapı taşlarının atıldığı kritik bir dönemdir.
Çocuk yedi yaşında okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı tamamlamış
olur ve ne yazık ki temel eğitim için artık geç kalınmıştır.
Eğitim,
doğumla başlayıp yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Yaşam boyu sürecek
öğrenmenin temelleri ise ilk altı yaşta, yani erken çocukluk döneminde atılır.
Bu dönemde çocuklara iyi bir eğitim verilmesi ve olumlu çevre şartları
sunulması çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal gelişimini desteklemede
çok önemli rol oynar.
Erken
çocukluk eğitimi ilk olarak ailede başlar. Aileden sonra, okul öncesi eğitim
kurumları çocuğu toplumsal yaşama hazırlamada aileyi desteklemektedir. Okul
öncesi eğitim kurumları, çalışan anne babaya destek olup çocuk bakıcılığı
görevinin üstlenildiği bir yer değil; çocukların fiziksel, sosyal, duygusal ve
bilimsel gelişimlerini en sağlıklı şekilde geçirmesini, onları gelecek eğitim
basamaklarına hazırlanmasını, kendisini doğru ifade edebilen, yaratıcı
yönlerini ve becerilerini ortaya koyan sosyal bir birey olarak yetişmesini ve
ailenin de okul öncesi eğitimi konusunda bilgilendirilmesini amaç edinen eğitim
kurumlarıdır.
UNICEF,
okul öncesi eğitim kurumlarını “yaşama en iyi başlangıç” yeri olarak görüyor ve
çocuklar için hayati önemde olan bu
dönemeçte, onlara eşit haklar verilmesi gerektiğini savunuyor.
Türkiye’de
okul öncesi eğitime baktığımızda eğitim düzeyinin, az gelişmiş ülkeler
seviyesinde olduğu görülmektedir. Dünyada 3-5 yaşlarında erken çocukluk eğitimi
alanların oranlarına bakıldığında, Meksika’da %70, Fas’ta %34, Ürdün’ de %27,
Doğu Avrupa ülkelerinde en az %50, AB ülkelerin her birinde bu oran %100’e
yakındır.Isparta ve Eğirdir’i bu istatistiki bilgiden müstesnadır.
Değerli konuklar , yapılan araştırma
sonuçları beyin gelişiminin en önemli kısmının ilk 6 yıl içinde gerçekleştiğini
göstermektedir. 3-6 yaş nöronlar arasındaki bağlantıların en üst seviyede
gerçekleştiği dönemdir. Bir bebek 3 yaşına geldiğinde, beyninin fiziksel
büyümesinin % 90'ı tamamlanmıştır. Çocukluk tecrübeleri beynin çalışan
devrelerinde hangi hücrelerin kullanılacağında belirgindir. Çocukluk döneminin
geçtiği yaşam ve çevre koşulları beyin işlevselliğini olumlu veya olumsuz
etkilediği, oyun oynamayan ve çok az dokunulan çocuklarda beyin gelişiminin
yaşıtlarından %20-30 daha az olduğu kanıtlanmıştır. Bu yüzden çocuklara erken
yaşlarda karmaşık algılama ve fiziksel deneyimler için fırsatlar sunmak,
ileriki yaşlardaki değişik öğrenme becerilerinin gelişimine olumlu yönde etki
eder. Hatta böyle olanakların sağlanması erken beslenme bozukluklarına bağlı
eksiklikleri telafi edebilir ya da en azından bir kısmını giderebilir.
Kısacası, çocuğun okula başladığında gelişiminin büyük bir kısmı tamamlanmış,
zihinsel-dil yetenekleri, davranışları, duygusal ve fiziksel özellikleri
şekillenmiş oluyor.
Prof.
Sevda Bekman, Prof. Diane Sunar, Prof. Çiğdem Kağıtçıbaşı 22 yıl süren
"Erken Müdahalenin Erişkinlikte Süren Etkileri" konulu
araştırmalarına 1982 de başlamışlardır. Bu çalışma, dünyada erken çocukluk
eğitiminin etkisini böylesi uzun süreli inceleyen ikinci araştırmadır. İstanbul’un
çoğu gecekondu semtlerindeki anne ve 3-5 yaşındaki çocuklarına eğitim
verilmesinin ardından bunun etkileri önce 1992 yılında sonra da 2004 yılında ölçülmüş ve araştırma eğitim amaçlı
anaokullarına giden çocukların, gündüz bakımevlerine giden ve evde bakılan
çocuklara göre daha iyi performans gösterdiklerini ortaya koymuştur.
Prof.
Çiğdem Kağıtçıbaşı 2004’de 25 - 27 yaşına ulaşmış bu gençler üzerinde takip
araştırmasını yapmış ve “Evde ya da kurumda okul öncesi eğitimden yararlanan
çocukların, böyle bir eğitim almayanlara kıyasla daha uzun süreli okuduğunu,
daha çoğunun üniversiteye gittiğini, daha yüksek statülü işlerde çalıştığını,
çağdaş, sosyal ve ekonomik yaşama katılımlarının daha yüksek olduğunu”
açıklamıştır.
Okul
öncesi eğitimin çocuğun gelişimindeki etkisi üzerine yapılan araştırmalar erken
çocukluk eğitiminin olumlu etkisini kanıtlamaktadır. Erken çocukluk eğitimi
sadece çocuğa değil, aileye, topluma ve ekonomiye yüksek gelir sağlayan, fakat
maliyeti küçük yatırımlardır. AÇEV nitelikli ve etkili bir erken çocukluk
eğitiminin Türkiye’ye katkılarını şöyle sıralıyor:
-
Çocukların uzun vadede daha üretken, daha yaratıcı, sorun çözmede daha yetkin
olmalarını sağlar.
-
Dilsel, zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal açıdan gelişmiş çocuklar okula
hazır olurlar ve daha rahat uyum sağlarlar. Böylelikle ilköğretim kalitesi
yükselir.
-
Okula hazır çocukların sınıfta kalma ve okulu terk etme oranları düşer, bu da
maliyetleri azaltır.
-
Toplumdaki vasıflı çalışan sayısı artar, yükselen üretim ekonomik yarar
getirir.
-
Toplumda suç oranları düşer.
-
Sosyo-ekonomik ve cinsiyete dayalı eşitsizliklerin etkisi hafifler.
-
Kadınların işgücüne katılımlarını, ayrıca çalışma verimliliklerini artırır.
-
Sağlıklı ve iyi beslenen çocukların ölüm oranları düşer.
-
Köyden kente göçün getirdiği sorunların çözümünde katkıda bulunur.
Özetle;
erken çocukluk dönemi çocuğun gelişiminde, kişiliğinin oturmasında, sağlıklı
bir birey olarak yetişmesinde temel yapı taşlarının atıldığı kritik bir
dönemdir. Bu nedenle okulöncesi eğitime gereken önem verilmeli ve her çocuğun
bu hizmetten faydalanması için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Bu
arada şöyle kısa bir bilgi de vermek istiyorum. 12 yıllık zorunlu eğitime
geçilmesiyle okul öncesi eğitimin geri plana itildiği gibi bir hava oluşmuştur.
Ancak, gerek Milli Eğitim Bakanlığı gerekse Milli Eğitim müdürlükleri okul
öncesi eğitimde yüzde 100 okullaşma hedefini tutturmak amacıyla var gücüyle
çalışmaktadır. Yakın zamanda bakanlığımız
tarafından , ‘Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi, Avrupa
Birliği’nin mali katkısı ve UNICEF’in teknik desteğiyle hayata geçirilmiştir.
Süresi 43 ay olan proje kapsamında 10
ilimiz de pilot uygulama kapsamına alınmıştır.
Her
çocuğun okul öncesi eğitimi alabilmesi dileğiyle saygılar sunar iyi seyirler
dilerim.”
Dündarbey
Anaokulu Müdürü Murat Aydın’ın konuşmasının ardından anasınıfı
öğretmenlerinin öğrenciler ile
hazırladıkları gösterilere geçildi.
İlk
olarak misafir okul Sarıidris İlkokulu anasınıfı öğrencileri “Penguen Dansı”nı,
sergileyerek büyük beğeni aldılar ve daha sonra aramızdan ayrıldılar.
Yıl
Sonu Eğirdir Okul Öncesi Eğitim Şenliklerinde ilçemiz okulları Tomurcuklar
Anaokulu Minik Yıldızlar Sınıfı Öğrencileri “Şirinler” isimli oyunu, Dündarbey
Anaokulu Neşeli Ezgiler Sınıfı Öğrencileri “Nossa Nossa” isimli müzik
eşliğindeki dans gösterilerini, Bağlar İlk okulu Anasınıfı öğrencileri “Çember
Çevirme Oyunu” ile dans gösterilerini, Dündarbey Anaokulu Pamuk Şekerleri
Sınıfı son günlerin popüler müziği “Yatcaz Kalkcaz” isimli şarkıyla dans
gösterilerini, Eğirdir Kız Teknik ve Meslek Lisesi Uygulama Anasınıfı
Öğrencileri “Arı ve Fil Rondu” isimli gösterilerini, Gülpembe Anaokulu Minik
Kalpler Sınıfı Öğrencileri “Kafkas Gösterilerini”, İrfan Kaynak Anasınıfı
öğrencileri “Ateş Böceği Dansı” ile dans gösterilerini, Dündarbey Anaokulu
Renkli Damlalar Sınıfı Öğrencileri “Kurdela Dansı”nı, Muazzez ve Yaşar Şapçı
İlkokulu Anasınıfı Öğrencileri “Türkmen Kızı ve Keklik Oyunları”nı, Gülpembe
Anaokulu Uğur Böcekleri Sınıfı Öğrencileri “Ponpon” gösterilerini, Tomurcuklar
Anaokulu Uğur Böcekleri Sınıfı Öğrencileri “Karma Müzikler” eşliğinde dans
gösterilerini, Mustafa Çetinkaya İlkokulu Anasınıfı öğrencileri “Kendi Ülkemde
Anadilsiz Kalırsam” isimli gösterilerini, Dündarbey Anaokulu Renkli Renkli
Patikler Sınıfı Öğrencileri “Günaydın Çocuklar” isimli oyunlarını, Tomurcuklar
Anaokulu Renkli Mantarlar Sınıfı Öğrencileri “Farecik” isimli oyunlarını ve
Gülpembe Anaokulu Renkli Kelebekler Sınıfı Öğrencileri “Vay Benim Halime”
isimli gösterilerini sundular.
Etkinlikte
doyasıya eğlenen öğrenciler 2012-2013 yılını böylelikle bitirmiş oldular. Bu yıl birinci sınıfa başlayacak olan
öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.
Haber: Emel TURAN KARTAL