Köprüçay’a HES
betonu döktüler!
Yusuf Yavuz
Dünya Su
Günü’nü kutlamaya hazırlanırken, kuraklığın eşiğindeki
Türkiye birinci kalitedeki su kaynağına HES
betonu döküyor!
Isparta
ve Antalya sınırlarında Yukarı Köprüçay Havzası’nda geçtiğimiz yıl inşasına
başlanan Kasımlar Barajı ve HES projesinin beton santralinden nehre çimentolu
harç atıkları boşaltıldığı ortaya çıktı. Aylardır süren uygulamanın suç
olduğunu söyleyen SDÜ Öğr. Üy. Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, ağır metaller içeren
beton atıklarının canlı yaşamında zehirlenmelere neden olabileceğini söyledi.
Isparta’da inşa edilen barajın ÇED raporunda, atıkların Ordu ve Giresun’daki
nehirlere deşarj edileceğinin belirtilmesi “kopyala yapıştır” usulüyle verilen
raporların belgesi niteliğinde.
KÖYLÜLERİ DE
CANLILARI DA
YAŞAMINDAN EDEN
PROJEDE SKANDAL
Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Temmuz 2012’de ‘ÇED Olumlu’ kararı verilen
ve geçtiğimiz yıl inşasına başlanan Kasımlar Barajı ve HES projesi, Isparta ve
Antalya illerinin sınırlarında bulunuyor. Gülsan Şirketler Grubu bünyesindeki
Gülsan İnşaat şirketi tarafından yapımı sürdürülen Kasımlar Barajı ve HES, altı
köyü doğrudan etkilerken, Darıbükü köyünü de sulara gömecek. Projenin kapsadığı
alan savaş koşullarında uygulanan ‘acele kamulaştırma’ kapsamına alınarak köylüler
yaşam alanlarından kopartılırken, Darıbükü köyü yakınlarında kurulan baraja ait
beton santralinden nehre dökülen zehirli atıkların canlıları da yaşamından
ettiği ortaya çıktı.
HES İNŞAATININ
BETON ATIKLARI
AYLARDIR
KÖPRÜÇAY’A DÖKÜLÜYOR
Kasımlar
Barajı ve HES için gerekli malzemeyi üretmek amacıyla köylülerin arazileri
kiralanarak kurulan beton santrali ve taş kırma tesisinde kullanılan beton
mikserlerinden artan çimentolu harç Köprüçay’a dökülüyor. Mikserlerin temizliği
yapıldıktan sonra kalan atıklar ise yine nehre akıtılıyor. Aylardır bu işlemin
sürdüğünü öne süren yurttaşlar, denetim için gelen yetkililerin de şantiye
sahasına inmeden yönetim bürosunu ziyaret edip döndüklerini belirterek
denetimlerin yetersiz olduğunu iddia ediyorlar.
YÖNETMELİĞE GÖRE
ÇÖKELTME
HAVUZU
YAPILMASI GEREKİYOR
İlgili
firmanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca ‘olumlu’ kararı verilen ÇED
raporunda, söz konusu atıkların alanda kurulacak çökeltme havuzunda arıtılacağı
taahhüt edilerek, “beton tesisinde transmikserlerin yıkanması sonucu açığa
çıkacak olan atıksu, alıcı ortama verilmeyecektir. Atıksuların alıcı ortama
verilmesi durumunda, atıksu arıtılacak ve Turna Suyu ve Melet nehrine deşarj
edilecektir” deniliyor.
GİRESUN VE
ORDU’DAKİ NEHİRLER
ISPARTA’YA
NASIL TAŞINDI
Ancak
Kasımlar Barajı ve HES’in ÇED Raporunun 25. sayfasında yer alan ifadeler bir
başka gerçeği de ortaya çıkarıyor. ÇED raporunda atıksuların “deşarj” edileceği
belirtilen Turna Suyu ve Melet ırmakları, Kasımlar Barajı’nın inşa edildiği
Isparta’da değil, Giresun ve Ordu’da bulunuyor. EN-ÇEV danışmanlık şirketi
tarafından hazırlanan Kasımlar Barajı ve HES projesinin ÇED raporu, aynı
danışmanlık şirketinin Ordu Melet ve Giresun Turna Suyu nehirlerinde
projelendirilen HES’ler için daha önce hazırladığı raporlardan kopyalanıp
Isparta Köprüçay’daki Kasımlar Barajı projesine yapıştırıldığı öne sürülüyor.
YARD. DOÇ. DR.
KESİCİ:
‘ATIKLAR
ZEHİRLENMELERE
NEDEN OLABİLİR’
Konuyla
ilgili sorularımızı yanıtlayan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su
Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, kurşun ve benzeri
ağır metaller içeren beton atıklarının su kaynaklarına boşaltılmasının yasak
olduğunu belirterek, söz konusu atıkların canlı yaşamında zehirlenmelere neden
olduğuna dikkat çekti. Çimento ve betonun hammaddesinin kireçtaşı, kil ve
mamdan oluştuğunu ve silisyum, aliminyum ve kurşun gibi ağır metalleri
içerdiğini dile getiren Kesici, "çimentolu madde-harç taşıyan araçların
atıklarını doğal ortamlara bırakması, beton katkı maddeleri ve çimento karışımlarının
sulara karışmasıyla suyun kalitesinde ve su canlılarının yaşamında olumsuz
etkiler yaratabilir. Ayrıca bu suları kullananların sağlıklarında ve tarımsal
ürünlerde istenmeyen etkilere neden olur" diye konuştu.
‘ÇİMENTO
ATIKLARI BALIKLARIN
SOLUNGAÇLARINI
TIKAYIP ÖLDÜRÜYOR’
Çimento
kaynaklı bulanıklık oluşan sulara şüpheyle bakılması gerektiğine işaret eden
Kesici, çimentolu sularda oksijen seviyesinin düştüğünü belirterek bunun su
canlılarının beslenmesine engel olduğunu söyledi. Çimento içerisinde bulunan
kilin suda yaşayan balıkların solungaçlarında tıkanmaya ve kitlesel balık ve
diğer su canlılarının ölümlerine neden olabildiğini dile getiren Kesici,
"kil ve benzeri inorganik kirleticiler güneş ışınlarını engelleyip
fotosentez hızını düşürerek ortamda kokuşmalara neden olmaktadır. Ayrıca söz
konusu kirleticiler suda kolayca çözünemediklerinden dip yapıda birikime neden
olarak bazı su canlılarının üzerinde topraktan bir örtü oluşturmaktadır. 'Ölü
toprağı' benzetmesi de kullanılabilir" dedi.
‘TÜM CANLILAR
SUYUN ÜRÜNÜ,
İNSAN HADDİNİ
BİLMELİ’
Suyun
bütün canlıların olmazsa olmazı olduğunun da altını çizen Kesici, "tüm
canlılar adeta suyun ürünüdür. Ekonomik gerekçeleri öne sürerek canlı yaşamını
önemsemeyerek suları kirleten, doğanın dengesini bozanlar, kendini doğadan
ayırıp, doğadan daha güçlü olduklarını sanarak ona hükmedeceği yanılgısına
düşmüştür. Oysa insan algısını değiştirip 'doğanın ürünü' olduğunu fark ederse
gerçek yerini bulacak, 'haddini' bilecektir. Bu nedenle doğaya en çok zarar veren
canlı olan insanın yapabileceği en önemli eylem sorumluluk duygusuyla
yaşamaktır" görüşünü dile getirdi.
‘TAHRİBATI
GÖRMEZDEN GELEN
YETKİLİLERİ
GÖREVE DAVET EDİYORUZ’
Yukarı
Köprüçay Koruma Platformundan yapılan açıklamada ise bölge halkının ve doğasının
HES şirketinin insafına terk edildiği öne sürülerek, “Dünya Su Günü’ne sayılı
günler kala ortaya çıkan bu tablo dehşet vericidir. HES’lerin yarattığı
tahribatı görmezden gelen yetkililer hala bu konuda sessiz kalmayı
sürdürürlerse gerekli hukuki haklarımızı saklı tutuyoruz. Birinci kalitede
içilebilir su kaynağı olan Köprüçay’ın, kuraklıkla boğuştuğumuz bir dönemde
vahşice beton dökülerek kirletilmesi cezasız kalmamalı. Yetkilileri idari ve
hukuki yaptırımları bir an önce uygulamaya davet ediyoruz” denildi.