EĞİRDİR GAR BU FİNALİ HAKETMİYOR...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,EĞİRDİR GAR BU FİNALİ HAKETMİYOR...
Haberin Tarihi: 29.1.2014 09:43:00 - Okunma Sayısı:2715 defa okundu.

İzmir-Aydın demiryolunun son istasyonu olan Eğirdir İstasyonu adını, istasyona 3 km uzakta bulunan Eğirdir ilçesinden almıştır.

EĞİRDİR GAR BU FİNALİ HAKETMİYOR...

 

            İzmir-Aydın demiryolunun son istasyonu olan Eğirdir İstasyonu adını, istasyona 3 km uzakta bulunan Eğirdir ilçesinden almıştır. İzmir'den 470.371 km uzakta olan bu istasyonun rakımı (denizden yüksekliği) 953,04 metredir. Eğirdir İstasyonu'nun 6 km yakınında demiryol güzergahı 145 m daha yüksekten geçer ve bu sebeple trenlerimiz binde 28 azami sert meyilli bir yol üzerinden kıvrıla kıvrıla  İstasyona inerdi. Ne yazık ki bu İstasyon gar statüsüne kavuşmuş iken 2001 yılının aralık ayında yük ve yolcu trafiğine kapandı.

            Eğridir Gar Şefliği tümüyle kapatılmadan önce sadece askeri nakliyata açık bırakıldı. Kapatılmadan önceki beş yıla ait yolcu ve yük taşımacılığına ait rakamlar;

YIL                 Yolcu (Adet)   Yük (Ton)

1997    8751                125

1998    9731                110

1999    8245                235

2000    5297                120

2001    2796                145

            Yüksek Mühendis Yakup KALGAY 1951 yılında yayınlanan Demiryollar dergisine yazdığı Eğridir istasyonu ile ilgili yazısında yük taşımacılığı ile ilgili şu bilgileri vermiştir...(1)

            Eğridir İstasyonundan gönderilen yüklerden 670 tonla kuru sebze ilk sıradadır. Arpa, kereste, çıra, ceviz kütüğü gönderilen diğer maddelerdir.

            Alınan yükler ise tonaj miktarlarına göre tuz (300 ton), Akaryakıt (210 ton), Linyit kömürü (213 ton), Ot (119 ton), Tuğla ve kiremit (141 ton), Şeker (105 ton)dir.

            Yakup Kalgay, kasabanın ekonomik yapısından da söz etmiş; halkın meyvecilik, el dokumacılığı, demircilik, bağcılık ve çiftçilikle geçindiklerini yılda 400 ton civarında balık avlandığını ve 1000 ton kadar da balık yumurtası üretildiğini belirtmiş.

            Günümüzde, çarpık yapılaşma, yanlış avlanma vb gibi nedenlerle gölün ekolojik yapısında bozulmalar olmuşsa da Eğridir ilçesi doğal güzelliği ve kültürel zenginliğiyle turizm merkezi olma özelliğini hâlâ koruyor.

            Bu güzel ilçenin demiryolu tarihimiz açısından da önemi çok büyük.1915 de İzmir'de açılan Şimendifer okulunun ilk mezunlarından Murat Ergun "Bir Demiryolcunun Kurtuluş Savaşı Hatıraları" adlı kitabında Eğridir İstasyonunun savaşta oynadığı role o günleri yaşayan biri olarak tanıklık yapar.

            "Aydın hattı işletmesinin (Köşk-Eğridir) kısmının düzenlenmesi

            Çok düzensiz bir durum arzeden ve bir işletme teşkilatı bulunmayan bu kısım demiryolunun, ıslahı lüzumunu ön plana alan merkez heyeti başkanlığının isteği üzerine Yüksek Mühendis Ahmet Muhtar Bey (Sakallı Muhtar bey diye anılır), 1.12.1919 tarihinde işletme müdürü olarak görevine başladı.

            Haziran-Aralık 1919 tarihleri arasında geçen 6 aylık bir devre içinde, bu kısım hattın geçirdiği acıklı hâl, demiryolu tarihinin en kötü ve anormal bir safhasını teşkil etmesi bakımından, normal bir düzene konmasında tesadüf edilecek zorlukların yenilmesi için ne büyük emek ve gayretlerin harcanması gerekeceğini tahmin etmekte herhalde zor değildir. Hiç yoktan bir işletme idaresi kurulacak, büyük eksikler tamamlanacak, sultalar ve yersiz müdahaleler önlenecekti.

            Oysaki evvela işletme binası için müsait bir bina yoktu. Asıl önemli olanı da kurulacak servislerde çalıştırılacak tecrübeli elemanlar, yol ve makine bakımını temin edecek malzeme ile teknisyenler ve yeterli atölyeler yoktu. Yalnız var olan, Muhtar beyin kuvvetli azmi, bilgisi ve iradesiydi.

             Her türlü imkânlara başvurularak biraz sıkışık durumda çalışmak sureti ile bina işi bir hâl yolunu buldu. Servislere ait elemanları da, teftiş seyahatlerinde Muhtar Bey, istasyon şefleri üzerinde durup seçmek imkânını buldu. O sırada, yüksek mühendis Veli ve Hilmi beyler de İstanbul'dan gelmiş bulunuyorlardı. Lüzumlu malzemenin, Antalya yoluyla İstanbul'dan getirilmesi sağlandı. Para problemi de bir dereceye kadar yoluna girdi.

            25.12.1919 tarihinde, küçük mikyasta ve o günün gerektirdiği şekle göre, kurulmuş olan bu işletmeye de "Aydın hattı Köşk-Eğridir İşletme Müdürlüğü" adı verildi.

            İşletme Merkezimizin Eğridir'e nakli:

            Düşmanın Sandıklı’yı işgal etmesi, Dinar için de bir tehlike teşkil ediyordu. Bu sebeple, işletme merkezimizin, Dinardan Eğridir'e nakli zaruri görüldü. Bu suretle 21 Haziran 1921 tarihinde işletmemiz yeri dördüncü olarak değiştirilmiş oluyordu.

            Fakat Eğridir istasyonunda yeter derecede bina bulunmadığından yol servisinin Kuleönü istasyonunda, Muhasebe, Hâsılat ve Malzeme servislerinin Isparta'da, İşletme Müdürlüğü ile Hareket, Cer ve Sağlık servislerinin de Eğridir İstasyonunda bulundurulması suretiyle işlerin yürütülmesi sağlandı.

            O tarihte Isparta'ya demiryolu uzatılmamış olduğu için, bu servisler arasında gerekli bağlılığı temin etmek için devamlı olarak yaylı bir at arabası kiralanmış bulunuyordu.

            Eğridir Göl Nakliyat Servisi Bu gölde İstiklal savaşı yıllarında, 1.Cihan harbinde, İzmir'den getirilmiş olan 180 beygir kuvvetinde, 45 groston ve 15 rüsum tonluk bir römorkör ile 15 mavnadan ibaret cer ve taşıt aracı, işletmemize bağlı olarak işletiliyordu. Hüyük, Hoyran, Genceli, Kaşıkara iskeleleri arasında askeri ve ticari eşya ile yolcu nakliyatını temin eden bu araçlarla, o yıllarda orduya yararlı işler sağlanmıştır. Menzil müfettişliğince de, (15) gros tonluk bir deniz motoru imal edilmiş ve tali işlerde kullanılmıştır.

            Pek tatlı suyu, bol ve çeşitli balıkları olan bu gölde ilkçağ tipi tek yelkenli, basit yapılı kayıklar da iskeleler arasında münakaleyi (ulaşımı) temin eylemektedir."

            Anadolu ve İzmir-Kasaba hatlarının işgal dışı kalan kısımları ve Bağdat hattının 325 kilometrelik kısmının işletmesi 19 Temmuz 1920 tarihli Büyük Millet Meclisi kararıyla Eskişehir'de kurulan Behiç Erkin'in Genel Müdürü olduğu "Anadolu-Bağdat Demiryolları Umum Müdürlüğü" idaresine verilmiştir.

            Aydın hattının önce Köşk-Eğridir ve daha sonra Sarayköy-Eğridir kısmı ilk safha da, Nazilli kuvay-i milliye ve merkez heyeti emrinde olarak teşkil edilen bir işletme müdürlüğünce idare edilmiş daha sonra bu işletme Bayındırlık Bakanlığına bağlı olarak kendi bütçesi ile yönetilmiştir. Mudanya mütarekesinden sonra, Aydın hattı idarecileri hükümete başvurarak hattın şirkete geri verilmesini istemiştir. Hükümet bu isteği kabul etmiş ve 1.11.1922 tarihinde hattın şirkete devir teslimi yapılmıştır. Ancak bir farkla; bu sefer idareciler dışında tüm Türk demiryolcular görevleri başında kalmıştır ve hattın bütün işlemleri Türkçe olarak yürütülmüştür. Şirketin işlettiği iki tip yolcu vagonunda da ne tuvalet ne de sofaj vagonu bulunuyordu. Özellikle 1015 rakımlı Dinar Eğridir kısmında şiddetli soğukların sürdüğü kış mevsimlerinde çok ıstıraplı bir yolculuk yapıyorlardı. Murat Ergun anılarında, İstiklal savaşında milli kuvvetlerin hakim olduğu bölgede, Sarayköy Eğridir kısmında bin bir zorlukla işletilen trenlerin yolcu arabalarına wc ve sofaj vagonu yaptırıldığını, bu vagonlar harp sonunda şirkete iade edildiği zaman bu davranıştan utanç duyan şirket yöneticilerinin de mevcut arabalara wc ve sofaj tertibatı yaptırdığını, bu hattın en fazla göze çarpan eksiklerinden birinin tamamen balastsız bulunması olduğunu, hattın hiçbir noktasında balast bulunmadığından yolcuların kesif bir bir toz tabakası içinde bunaldığını, kömür amelesi gibi yüzlerinin belirsiz hale geldiğini anlatıyor. Şirket için insanların rahatı değil, giderin kısılması ve daha çok kâr etmek önemliydi.

            Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti geçmişteki acı tecrübelerden de ders alarak demiryol davasını milli bir dava olarak ele aldı... Milli sınırlar içinde kalan şirket hatlarını millileştirip doğu illerini içine alan geniş bir demiryolu ağı inşasına başladı. İzmir-Aydın ve şubeleri 1 Haziran 1935 yılında satın alınarak devletleştirildi. Bozanönü-Isparta arası (14 km) 26.03.1936 tarihinde tamamlanarak hizmete açıldı. TBMM'nin 1933'de yapılmasına karar aldığı Afyon-Antalya demiryolu ise Burdur'a kadar tamamlandı. Antalya'ya hâlâ tren yok.

            Kimilerinin dediği gibi 1930'lu yıllarda demiryollarındaki disiplin şirket demiyollarından kalan biEmperyalist ülkeler sömürdükleri ülkeye kendi ülkelerindeki sistemi getirmez, geldikleri yerde sadece para kazanmak önemlidir. TCDD nin 1930'lardaki çalışma disiplini ve kurumun temelindeki sağlamlık, cumhuriyetin ve demiryollarının kurucu kadrolarının idealistliği ve kalitesinden gelir.

            Yolcunun bu hattı istemediğine inanmıyorum iyi bir işletmecilikle bu hat çalışırdı. Yolcu ve yük taşımacılığından vazgeçilse bile bu kadar doğal ve tarihi güzelliğin bir arada olduğu bir güzergâhta yapılacak buharlı turları sadece ülkemizdeki tren severlerin değil dünyanın ilgisini çekerdi.

            Atıf Yılmaz'ın "Mine" filminin büyük bir bölümü Eğirdir İstasyonunda çekilmiştir. Bu film de artık İstasyon binası için bir belge niteliğindedir. Kendi haline terk edilmiş bu binanın restore edilmesi tarihi kimliğinin yazılarak öneminin gelecek kuşaklarca da bilinmesinin sağlanması demiryolcuların görevidir.(3)

            Sözün özü, demiryollarımızın pek çok tarihi istasyonu gibi Eğirdir İstasyonuda bu terk edilmişliği hiç hak etmedi... TCDD nin ihtiyaç fazlası satılık taşınmazları arasında Eğirdir ve Isparta Garları da var.

            Geçmişinize, anılarınıza değer biçebilir misiniz? Bu kadar onurlu bir geçmiş satılığa çıkarılabilir mi?

            "Geçmişin geçmiş olması için, zamanın geçmesi yetmez. Bir toplumun bugünüyle dünü arasına bir çizgi çekebilmesi için, varsayımsal sınırın bu tarafına onurunu, kendine olan saygısını, kimliğini yerleştirebilmesi gerekir; yakın zamanda geliştirilmiş bilimsel icatlara, inandırıcı ekonomik başarılara, başkalarının hayranlığını kazanmış kültürel ilişkilere ya da askeri zaferlere sahip olması gerekir."(4)

            Cumhuriyetin kazanımlarının üstünde bir başarı yakın demiryolu geçmişimizde olmadığına göre hatıraları bellekten kazımak sağlıklı bir davranış değildir. "Geçmişi düşünme yeteneksizliğinin ya da gönülsüzlüğünün bedeli düşünememektir"(5).

            Düşünme yeteneğinin bitmesi geri dönülemeyen zararlara yol açabilir... İşte bu nedenlerle bizim kuşaktan sonra da trenin hatırlanabilmesi TCDD nin kurum kültürünün yaşayabilmesi için acil yapılması gereken işler bulunmaktadır.

            *Demiryolu Mirasımızın yok olmaması için demiryollarına bir bütün olarak sahip çıkılması gerekmektedir.

            *İstasyonlar kapatılmamalı kapatılması gerekiyorsa da başka bir biçime dönüştürülmeden olduğu gibi korunmalı, yaşanan tarihi olayların anlatıldığı bilgilendirici panolar yapılmalıdır,

            *Bu hatlarda yolcu ve yük taşımacılığı çok haklı ve bilimsel gerekçelerle yapılamayacaksa TCDD emeklileri ve demiryolu seven gönüllü grupların, derneklerin desteği ile bu güzergahlar demiryolu mirasını geleceğe taşıyacak müze ve nostaljik turlarla yaşatılmalıdır.

Not:

(1)Murat Ergun'un kitabında ve Demiryollar dergisinde ilçenin adı Eğridir olarak geçiyor. Babam Ispartalıdır ben de çocukluğumdan beri Eğridir olarak duymuştum. Ama halkı Eğridir olarak söylenmesinden hoşlanmıyormuş, Resmi kayıtlarda da Eğirdir olarak geçiyor. Bu nedenle iki ismi de kullandım.(2)İsparta tarım il müdürlüğü web sitesinden alınmıştır.(3)Kuruluşumuza ait gar yapıları ve parselin tamamı Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 19.09.2004 tarih ve 68 sayılı kararı ile "1.Grup Korunması Gerekli Kültür Varlığı" olarak tescil edilmiştir.(4)Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya(5)Russell Jacoby, Belleğini Yitiren Toplum

 (Kaynak: kentvedemiryolu-ruhan çelebi /16 Eylül 2009, Çarşamba - Makale )

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap