Kesici; “Siz affetseniz doğa da, göl de
affetmez…”
Su
kaynaklarını kirliliğinin önlenmesi ve
sürdürülebilir kullanımını amaçlayan ve Eğirdir Gölü’nün korunması ve
kullanımıyla ilgili çıkartılan “Özel Hükümlerle” ilgili, bilhassa gölün azami su seviye kotunun 919 m.
olarak belirlenmesi hükmüyle, göl
kıyılarının daha çok işgal edileceğini ileri süren SDÜ Eğirdir Su Ürünleri
Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Eğirdir-Isparta
Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ, göl kıyı çizgisinde usulsüz işgaller
nedeniyle daha önceden çıkarılan yasanın uygulanması gerektiğini belirtti.
“GÖLÜN
AZAMİ SU SEVİYE KOTU 920 M. OLMALIDIR… GÖLÜN OLAN KIYI ALANI DARALTILIRSA,
GÖL YOK OLUR.”
Gölün su seviye kotunun 920 m. olması gerektiğini ifade eden Kesici, “Su
kaynaklarının kirliliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kullanımının
sağlanmasına yönelik çalışmalar kapsamında, gölde, azami su seviyesi olarak
belirlenen 919 metre kotu altında hiçbir faaliyete izin verilmeyecek. Bazı
‘girişimcilerin’ yorumlardan anlaşılan göl su kotunun 919 m olması bile fazla bulunmakta!!! Adeta gölün
kıyı alanlarından daha da çok yararlanılması savunmaktadır!
919
m.’yi çok bulanlar gölden daha çok para kazanılmasının gerektiğini
savunanlardır! Göl bilimi ise; gölün olan kıyı ve kıyı kenar çizgilerinin
daraltılmaması gerektiğini bildirir. Bu tıpkı yaşam alanlarının
daraltılmamasıyla eşdeğerdir. Göl sağlıklıysa ondan yararlanma olanakları daha
uzun vadeli. Alan daralırsa göl yok olur.
Halbuki;
Eğirdir Gölü Özel Hükümlerdeki su kotu
919 m. değil, 920m. olmalıdır. Çünkü göl kıyısındaki bilimsel bulgular, yasal
olan ve olması gereken ‘Kıyı Kenar Çizgisi Kriterleri’ gölün su kotunun 920
olmasının zorunluğunu içerir.” dedi.
Tarihi
verilere de bakıldığında; göl
kenarında hiçbir yapının göl kotunun 920
metre seviyesinin altında yapılmadığını da dile getiren KESİCİ “Örneğin Ertokuş
Hanı, çok eski yapılardan olup, yapı su kotunun 920m. üzerindedir. Bu bize göl
kenarında çok önceleri yaşayanların, daha bilinçli davrandıklarının
göstergesidir, bize bıraktıkları tarihsel uyarıdır, derstir!” diye
konuştu.
Göl
su kotunun 919 m. olmasının göl kıyı alanının işgaline onay vermek olduğunu
iddia eden Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ “O dönemlerde yaşayanlar kıyıları
kesinlikle işgal etmemişlerdir. Bu nedenle de
daha önceki yıllarda göl
kıyılarından yararlanamıyoruzla su kotu, bir çok bilimsel karşı çıkmalara
karşın 919.30 m. olarak belirlenen göl kotu, Özel Hükümlerle de 919 m.’ye
düşürülmektedir.
Göl
su kotunun 919 m. olması göl kıyı alanın işgaline onay vermek ve yasal olmayan
bir çok yapılaşma ve tarım alanı
işgaline af çıkarmak demektir, ‘siz affetseniz doğa affetmez’ bu gün böyledir fakat gün gelir ‘su yatağını
bulur, vermez’. 919 m. göl kıyısında yeni sahaların açılmasına olanak sağlamak
demektir. Bu kıyıları ranta açmaktır.”
ifadelerini kullandı.
GÖLÜ KORUMA YASALARI
“GÖLÜN KULLANMA KILAVUZUDUR.”
“Eğer
30 yılı geçen bir süre önce çıkarılan gölü koruma yasa ve yönetmelikleri
uygulanmış olsa idi bu gün Özel Hükümlere gerek kalmazdı.” diyen Kesici
sözlerine şöyle devam etti: “Yıllardır belirtiğimiz gibi elbette gölden
ekonomik yönden de yararlanmak gerekmektedir. Fakat, dünden bu güne göle
yapılanlar yanlıştı. Gölün korunmasıyla ilgili bir çok yasa ve yönetmelikler çıkarılmıştır
ve bu koruma yasaları, bir uyarı olmasının yanı sıra, bir nevi ‘gölün kullanma
kılavuzudur’. Fakat gölün korunarak kullanılmasının ne şekilde olacağını
belirtilmesine rağmen, kuralların çok büyük bir kısmı uygulanmamış/
uygulanamamıştır. Eğer 30 yılı geçen bir süre önce çıkarılan gölü koruma yasa
ve yönetmelikleri uygulanmış olsa idi bu gün Özel Hükümlere gerek kalmazdı.”
Göl
su kotunun 919 m. olması ileri yıllarda iklim değişimlerinde göl kıyı
kesimlerindeki alanlarında su baskınlarına neden olacağını iddia eden Kesici,
2004 yılında göldeki su kotunun korunması doğrultusunda alınan önlemlerin
sonucunda; göldeki su kotunun 918.76 m.de
olmasına rağmen göl kıyısındaki su baskınları sonucu bir kısım binaların,
tarıma alanlarının sular altında kaldığını ve ağaçların köklerinden söküldüğünü
hatırlattı.
Özel
hükümlerindeki 919 m. sabitlemesi yerine, su kotunun 920 m. olması gerektiğini
vurgulayan Erol Kesici “Yıllara bağlı olarak havzadaki yağışlara bağlı olan
kuraklıkla ve uygulanan drenajlarla (kurutma) su çekildikçe kıyıları benim!
Bizim! Denilerek bahçeyle, evle işgal edilmiştir. Kısacası su çekildikçe
halkın-şahsın yararına; göle, “yolla, tesisle, bahçeyle, kulübeyle, bina
vb.leriyle daha çok yaklaşılmış ve yıllar geçtikten sonra, gölün olan bu yerler
“benim-bizim” olmuş… Bu gün ise “AF” beklenmede… “Siz affetseniz, gün gelir
doğa affetmez…” Bu nedenle Özel hükümlerindeki 919 m. sabitlemesi yerine, su
kotu 920 m. olmalıdır. Göl kıyılarını işgalden kurtaralım. Para değil, doğa,
Eğirdir Gölü her şeydir ve korunmalıdır…” dedi.