Haberin Tarihi:
9.12.2013 09:25:00
- Okunma Sayısı:1814
defa okundu.
Atatürk'ün kurduğu partiye "halk" sıfatını tercih etmesi aslında o günün şartlarına göre bir devrimdir.
HALK KAVRAMI HALKÇI BELEDİYECİLİK VE CHP
Adem Kayan
CHP Eğirdir Belediye Başkan Adayı
Atatürk'ün
kurduğu partiye "halk" sıfatını tercih etmesi aslında o günün
şartlarına göre bir devrimdir. Çünkü o günün koşullarında siyasette
"devlet" merkezli söylemler egemen iken "halk" kavramı
Türkiye Cumhuriyetinin siyasal yönünü demokrasi ile gerçek anlamda
örtüştürmüştür.
Neden
mi?
Bugün
maalesef "halk" kavramı millet kavramı ile birebir örtüştürülerek
yaşayan nesillere servis edildiğinden bunun kıymetini anlamak biraz
güçtür. Atatürk İlkeleri öğretilirken
halk kavramı milletin bugünkü yaşayan bölümü olarak tanımlanarak halka etnik ve
kültürel bir boyut verilmiş ve "halk" kavramı gerçek anlamından
uzaklaştırılmıştır.
Siyasal
ve sosyal bilimlerde halk kavramı "yönetilen kitle" olarak
tanımlanır. Yani devlet kavramının
içinde yeralan egemenlerin dışındaki insanlar toptan halktır. Halkın bütün dünyadaki anlamı geçmişte de
bugün de aynıdır.
Atatürk;
devlet merkezli siyasetin ancak savaş gibi olağanüstü hallerde geçerli
olabileceğini, siyasetin gerçekte "halkın devlete karşı mücadelesi"
olduğunu CHP ismiyle marka haline getirmiştir.
Çünkü barış koşullarında yürütülecek devlet merkezli siyasetin faşizm
olduğunu bütün akademisyenler çok iyi bilirler.
Halk
kavramı sadece işçi sınıfını kapsayan sanayi toplumu mücadelesinden daha
kapsamlı bir kalkışmayı ifade etmektedir.
Eğer işçi sınıfını öncü kabul etseydik bugün halkın sadece yüzde 21'ini
kapsayan bir siyaseti ve zorunlu olarak darbe - devrim söylemlerini ön plana
alanların oyuncağı olurduk. Halbuki
hizmetler, sanayi ve tarım kesimi çalışanları bugün toplumun yüzde 79'unu
temsil etmektedir. Yani halkı arkasına
alabilenler için demokratik yöntemlerle iktidara gelebilmek her zaman en güçlü
olasılıktır..
Halk;
namuslu - namussuz, hırlı - hırsız, tek cinsiyetli - çift cinsiyetli, cahil -
okumuş, işçi memur; kadın - erkek, dinli - dinsiz, asker - polis, esnaf -
çiftçi ... vb insanların yekunudur.
Halkçı
belediyeler de işte yukarıda tanımı verilmeye çalışılan halka hizmet vermeyi
öncelik olarak görür. Yani yerel
oligarşi ve zenginlerin bulunduğu mekanları süsleyen belediyecilik yerine
üretici halkın yaşadığı mekanlara öncelik veren belediyecilik halkçıdır.
Biraz
daha açalım...
Devlet
kurumlarının ayrı ödenekleri vardır. TSK
veya Kaymakamlık ünitelerinin devletten aldıkları paylar vardır. Aslında bu paylar halkın vergilerinden
oluşturulmuştur. Belediyeler devletin
imkanlarını kullanan kesimlere ekstra hizmetler verdiği zaman bu halka zulüm
anlamına gelir.
Ne
yazık ki bugüne kadar çoğunlukla faşist belediyecilikle ezilen kitlelere bu
şekilde yaklaşan belediyecilik anlayışı pek yaygın olmamıştır. Biz bu zinciri kırmak için yola çıkıyoruz.
KISACASI
BİZ EĞİRDİR'DE YÖNETENLERİN DEĞİL İDARE EDİLENLERİN YANINDA OLACAĞIZ VE ONLARA
HİZMET VERMEYİ ATATÜRK'ÜN MİRASI OLARAK BÜTÜN DÜNYAYA ÖĞRETECEĞİZ.