24 Haziran 2018 Pazar günü, Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi yapılmış, YSK (=Yüksek Seçim Kurulu) da seçimin kesin sonuçlarını ilan etmiş bulunuyor.
Yüzde 86,24 gibi oldukça yüksek bir oranla katılımın sağlandığı seçimlerde; Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52,59 oy oranıyla ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Böylece, Cumhur ittifakı, seçimin galibi olarak ortaya çıkmıştır. Ana Muhalefetin adayı Muharrem İnce yüzde 30,64, İYİ Parti'nin adayı Meral Akşener yüzde 7,29, Saadet Partisi'nin adayı Temel Karamollaoğlu yüzde 0,89, HDP'nin adayı Selahattin Demirtaş yüzde 8,40 oy alırken, en düşük oyu Vatan Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek (yüzde 0,20 oranında oy) aldı.
Milletvekili Genel Seçiminde Partilerin çıkardığı Milletvekili sayıları ise şöyleydi:
Ak Parti : 295
CHP : 146
HDP : 67
MHP : 49
İYİ Parti: 43
Toplam : 600
150-200 KİŞİLİK BİR KATILIM VE
GÜNİZ SOKAK
27. Dönem Isparta Milletvekili seçilen Aylin Cesur'un GÜNİZ Sokağa gelişi, saat 16.00 olarak programlanmıştı ama, (1) saati aşkın bir gecikme ile Güniz Sokak'ta görünüyordu otobüs.
24 Haziran 2018 Pazar akşamı, Aylin hanım için yaşamının kilometre taşlarından çok önemli bir dönüm noktası ise, 2 Temmuz 2018 günü akşam saatleri de o denli önemliydi.
Baba'nın evinin arka bahçesinden daha çok kalabalık, evin girişine kadar Güniz Sokağı doldurmuştu... En çok heyecanlanan kesim, belki de Güniz sokak sakinleriydi, kim bilir?.. Aylin hanımın seçim otobüsü, yavaş yavaş Güniz Sokak'ta ilerlerken, her kesimden insan cep telefonlarıyla bu anı ölümsüzleştiriyordu...
***
KARŞILAMADA KİMLER VARDI?..
150-200 kişilik bir katılımın olduğu gözlemleniyordu... Merkez Sağ'ın iki eski Bakanı Vefa Tanır ile Hamdi Üçpınarlar ve Kırklareli eski Milletvekili Sadık Avundukluoğlu ilk göze çarpan isimlerdendi.
Cesur ailesinin tüm bireyleri karşılamaya gelmişti. Demirel'in onursal kurucu başkanlığını yaptığı ISVAK'ı temsilen Ahmet Şahlan, Doğan Çelik ve Zeki Tarhan, Dr. Aylin Cesur'un ve Prof. Dr. Mustafa Cesur'un iş arkadaşları, Ankara Kulübü Başkanı Bülent Kalıpçı, Güniz Sokak eski çalışanları, Güniz Sokak esnafı ve sakinleri ile Partililer katıldı.
***
...Ve Aylin hanım otobüsten iniyor, evin girişine kadar olan 40-50 metrelik mesafede; alkışlar, tebrikler ve kucaklaşmalarla fotoğraf çekimleri sahneleniyordu.
Polis Kulübesinin (=Koruma Polisleri) üstünden, Isparta'dan getirilen bir çuval gül yaprağı, bir çocuk tarafından kalabalığın üzerine serpiştiriliyordu...
Üzerinde "Sayın Vekilimiz hoşgeldiniz
Güniz Sokak Ekibi"
yazılı dev bir poster asılıydı. Bu posterde; Demirel ve Aylin hanımın güler yüzlü portreleri, adeta konuklara "hoşgeldiniz" diyordu... Güniz Sokak ekibinin çelenkleri de oldukça anlamlıydı...
Evin girişine konan ANI Defterine, birçok kişi günün anlamını belirten duygu ve düşüncelerini yazıyordu...
***
...VE ARKA BAHÇE
Aylin hanımın konuşma yapacağı bir kürsü ve mikrofon düzeni de kokteyl konseptinde bir ikram da hazırdı konuklar için. Kimi konuklar ayakta, kimi konuklar da koltuk ve sandalyelerde oturma düzeninde Aylin hanımın konuşmasını bekliyordu...
Evin ikinci katından aşağıya sarkıtılmış Demirel’in büyük boy, iki Türk bayrağı ve Cumhurbaşkanlığı forslu boy resminin yeraldığı poster çok anlamlıydı. Nitekim Aylin Hanım konuşurken, ikinci katın penceresine bakarak şöyle diyordu: “…Rahmetli Cumhurbaşkanımız hayatta ve sanki işte şu odanın penceresinden bakarak benimle konuşuyor gibi…”
Aylin hanımın gözleri doluyor ve gözyaşlarının akışına mani olamıyordu… Şeyh-ül Muharririn Mustafa Cesur da, Demirel de “kızım” diye hitap ediyordu O’na…
***
Çeyrek asırlık bir hukuku vardı BABA ile. Türk halkı da O’na; “Baba’nın kızı” diyordu… BABA’dan aldığı bir kültür vardı O’nda. Cumhuriyetin kuruluş felsefesi ve Demokrasiyi içine sindirmiş, çevre boyutunu ıskalamayan sürdürülebilir, dengeli kalkınma politikasını, politik yaşamında da hayata geçirebilmek için ve de gerektiğinde liberal, gerektiğinde pragmatist çözümler üretebilmek için siyasal arenada yerini alıyordu Dr. Aylin Cesur.
…Ve Evin arka bahçesinde verdiği mesaj, aslında İslamköy’deki Müzenin girişinde yazılı olan sözcüklerde gizliydi: “Demokrasi ve Kalkınma Müzesi.
Demirel, bir “MARKA” idi ve O’nun TBMM zeminindeki temsilcisi de Dr. Aylin Cesur’du.