EĞİRDİR’İ KURANLAR TÜRKÇE KONUŞUYOR MUYDU?
Eğirdir şehrini kuranların Lidyalılar olduğunu biliyoruz. Lidya’ nın son hükümdarı Kresüz böyle cennet gibi bir yerde yaşanmaz mı? diyerek şehri kurmuş olabilir. Eğirdir kalesini de şehri korunaklı kılmak için bu devirde yapmış anlaşılan. Şehrin adını da burun anlamına gelen ‘Agritori’ demişler. Her ne kadar bölgeye uzanan Arzavalılar, bölge yakının da Hatti’ler de olsa da bir şehrin kurulması önemlidir. Çünkü yerleşim yerleri asırlar geçse de kalıyor.
Lidyalılar kimdir? Nasıl var olmuşlardır? Bunları tarihten çok az biliyoruz. Bir medeniyet kurmuş, alış verişte parayı etkin kullanmışlardır. Karun hazineleri Lidyalılardan bugüne gelmiştir. Kimmerler 'in hareketiyle çevresindeki baskılardan kurtulan Lidyalılar Kresüz zamanında en parlak günlerine ulaşmışlardır. Dil ve kültürlerini koruduklarını biliyoruz. Türkçe konuşuyorlar mıydı? Olabilir. Lidya’ lıların, İtalya’nın kuzeyinde yaşayan, İtalya’nın temelini oluşturan Etrüsklerle bağı olduğunu öğreniyoruz. Etrüskleri, İtalya’nın simgesi olan Roma/Romulus kurt heykeliyle tanıyoruz. Etrüsk metinleri, Kazım Mirşan tarafından okununca kökeninin Türkçe olduğu ortaya çıkıyor. DNA kayıtları ile Etrüskler ve Lidyalıların akraba oldukları ortaya konuyor. Her iki ülkeyi de Ön Türkler olarak görebiliriz. Orta Asya’dan batıya doğru geçtikleri ortaya çıkıyor. Özellikle batı kökenli anlayışla yanlı olarak Hint-Avrupa dilleri olarak sunuluyorsa da, son araştırmalar Ural-Altay dil ailesinden oldukları gösteriyor. Yeni bilgilerle tarihin yanlı yazıldığı ortaya çıkıyor. Özellikle araştıran, sorgulayan tarihi doğru yorumlayan genç bilim adamlarına ihtiyacımız var.
Konuşmaya ne zaman başladık, yazı ne zaman ortaya çıktı? Sorusunun yanıtı Homo-Sapiens. Gelişmiş insan türü Homo- Sapiens olarak adlandırılıyor, otuz-kırk bin yıl önce Asya’da ortaya çıktıkları biliniyor. Konuşmaya başlayan ilk insan türü Homo- Sapiens . Kayalara resim çizerek tarihe not düşen Homo-Sapiens, şekillerden harflere geçiyor. Bunlara tamga/damga diyoruz. Orta Asya’da Şölgentaş mağarası gibi çoğu yerde kayalar üzerine yapılan şekiller, tasvirler yazının burada ortaya çıktığı belgeleniyor.v Son araştırmalar, belgeler; yazının ilk burada kullanıldığını gösteriyor. Peki hangi dilde yazıyorlardı. Orhun kitabelerinde olduğu gibi Ön Türkçe. Araştırıldıkça görülüyor ki burada kullanılan dil, Sümerlerin kullandıkları dil ile aynı. Yüzden fazla sözcüğün benzer olduğu bulunuyor. Dil tekniği açısından aynı dil ailesinden geliyor. Kökten türeme, kök eklemeli dil bildiğimiz Türkçe. Anlaması kolay, öğrenmesi kolay, formülü basit aynı zamanda zengin bir dil Türkçe.
Yazı, belge/kitap haline ne zaman geldi? Sümer tabletleri ile kütüphane kurulduğunu artık biliyoruz. Uygur metinleri bin yıldan daha uzun süreden beri matbaa harfleri ile yazılmış. Araştırıldıkça görülüyor. Matbaanın altı yüz yıl önce ilk kullanıldığı bilgisi yanlı değilse nedir? Karluk Türklerinin ya da Karahanlılar devrinde Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ı Lügat-ı Türk sözlüğü tarihi geçişte belge niteliğindedir.
İnsan beyninin gelişmişliğini gösteren yazı, sol beynin faaliyetlerinden birisidir. Sol beynin posta kutusuna gelen harfler, yazıya dönüştürülüyor, ön beyindeki ön belleğe sunuluyor. Ön bellekte değerlendirilen yazı, ilişkilendirilmek üzere Hipokampus olarak adlandırdığımız kütüphaneye bakılıyor, anlamlandırılıyor sonrasında yine ön bellekteki planlamacıya (Dorsa Lateral PreFrontal Cortex) gönderiliyor ve amaç doğrultusunda hareket ediliyor. Ön beyin gelişmişliğin bir göstergesidir. Beyni geliştiren yazıdır. Sizce Türkçe’nin payı yok mu?
Teknik hızla ilerliyor, dünya hızla gelişiyor. Bilimsel yeni terimler kullanılıyor. Türkiye de ilk kurulan Bilgisayar Bilimleri Mühendisliğinin Bölüm Başkanlığını yapan Prof. Dr. Aydın Köksal’ın ilk öğrencilerinden olan ben, Türkçe’nin teknik bilimlerde nasıl etkin kullanıldığını gördüm. Aydın Köksal etkin gayretleri, öğretmenlerimizin ve bizlerin çabaları ile bugün bilgisayar alanında çoğu terim Türkçe’dir. Yoksa hale Computer’ i kullanıyor oluyorduk. Türkçe hissetmek, anlamak güzel değil mi?
Türkçe konuşup, yazmak, anlamak gelişmenin göstergesidir. Varlığın, benliğin, var olmanın işaretidir. Fazladan dil öğrenebilirsin zararı yok, insan kendini geliştirebilir, araştırmaya, kıyaslamaya yol açar. Türkçe anlamak, tabelalarda Türkçe görmek hissetmektir. İlk Homo-Sapiens’ ten beri var olan Türkçe, benliktir.
ALİ TAŞ