KENTLERİ YIKMA ÇILGINLIĞI
Kentsel
dönüşüm diye bir rant kapısı icat ettiler... Derelere ve kamu arazilerine
yapılan gecekonduları yıkamayanlar; gökdelenler dikmek için tarihi değeri ve
özel bir ruhu olan binaları ve mahalleleri acımadan yıkıyorlar. Maksatları
büyük kentlerin en değerli bölgelerinde, ruhsuz devler gibi korku saçan
gökdelenler yaparak büyük servetler kazanmak!
Dünyanın
en beğenilen merkezlerinden biri olan
Paris'te ve diğer ünlü batı kentlerinde, beş yüz yıllık binalar bile
yıkılmıyor. İçlerinde oturuluyor ve tarihsel değer olarak korunuyorlar.
Gökdelenler ise, yeni bir bölgede yapılıyor. Kentlerin tarihi ve kişiliği,
böylece korunmuş oluyor. Bizde ise durum tersine! Rant servetleri kapmak için
kentlerimizin tarihi değerleri ve kişilikli mahalleleri yıkılmakta. Bu talan ve
vurgunların en çok yapıldığı yer ise; eski haline dünyanın hayran olduğu
İstanbul! Aynı merkezi yerlere, tarihi yok etme pahasına o kadar çok ve yoğun
gökdelenler dikilmiş ki; atom çekirdeğinin içine doğru yoğunlaşarak sonunda
patladığı gibi; o güzel kentimizin patlamasından korkuyorum. "Beklenen
depremde tüm servetlerimiz oraya yatırıldığı içi boşa gider; can kaybımız çok
olur" diye de korkuyorum. Orada yirmi milyon vatandaşım var, Hac
arkadaşlarım, kardeşim, yeğenlerim, sınıf arkadaşlarım ve torunlarım var; onlar
için korkuyorum. Kaybedilecek her can için korkuyorum. Ülkemizin tarihi değeri
için üzülüyorum.
İstanbul,
yüzlerce adası olan Yunanistan'dan daha kalabalık nüfusu barındırıyor. Tüm
yatırımların oraya yapılarak iş olanaklarının çoğaltılması; kırsal kesimdeki
üretici insanlarımızın neredeyse hepsinin oraya göçmesine neden oldu. Tarım ve
Hayvancılığımız çöktü. Eskiden ihraç ettiğimiz her şeyi ve yiyecekleri, artık
yabancı ülkelerden ithal ediyoruz. İstanbul'a göçü daha da hızlandırmamak
gerekir.
Şimdi
de İstanbul'dan gelen şirketler, Ankara'nın tarihi yapılarını yıkıp gökdelenler
dikmeye giriştiler. Saraçoğlu mahallesi dillere dolandı. Orası bir tarihtir;
Cumhuriyetimizin ilk döneminde yüksek düzeyli görevlilerin ne kadar küçük ve
mütevazi evlerde oturduğunun belgesidir. Olduğu gibi korunmalı! Gökdelenler
yapılacaksa çevrede boş yerler çok. Bağlum bomboş! Gölbaşı'nın çevresindeki
tepeler boş! İstanbul yolu ve Kazan da boş sayılır.
1-Yapıldığı
zaman köylerden seyredilmeye gelinen Kızılay binasının yıkılıp AVM yapılması
bile, yüreklerimizi sızlatıyor.
2-Güvenpark
bitişiğindeki dar aktarma yerinde; otobüs ve dolmuşlar birbirine sürtünüyor.
İnsanlar ezilmiyorsa; Allahın lütfundandır. Orayı genişletmek gerek.
3-Madem
Başbakanlık Atatürk Orman Çiftliğine yapılıyor; o bina ve bitişiğindeki Adalet
Bakanlığı binası yıkılarak alan büyütülmeli.
4-Ankara
belediyesi Turistik değeri çok yüksek olan Ankara Kalesini mezbelelerden
kurtarıp o tarihi anıtın kişiliğini iade etmeli. Ankara Kalesi Türkiye
Turizmini üçe-beşe katlayacak kadar önemli bir hazinedir.