KIŞ SAATİ UYGULAMASI 27 EKİM’DE BAŞLAYACAK
Yaz
mevsimini artık geride bıraktığımız şu günlerde gün ışığından faydalanmak için
saatleri geri alma uygulaması uygulanacak.
Gün
ışığından daha fazla faydalanmak adına 31 Mart Pazar günü saat 03.00’te geçilen
yaz saati uygulaması, 27 Ekim 2013 Pazar günü saat 04.00’ten itibaren saatlerin
1 saat geri alınmasıyla son bulacak.
Kış
Saati uygulaması 27 Ekim 2013 Pazar günü başlayacak.
Saatler
neden ileri ve geri alınır
Birinci
Dünya Savaşı süresince birçok ülke saatlerini yılın belli aylarında yeniden
ayarlamaya başladı. Bunun amacı günün aydınlık saatlerini, insanların uyanık
oldukları zamana uydurmak, dolayısıyla evlerde ve sokaklarda yanan lambalar
için gerekli enerjiden tasarruf sağlamaktı.
Bugün
de aynı uygulamaya devam edilmekte, ilkbaharda size kaybettirilen bir saat,
sonbaharda geri verilmektedir.
Yaz
günlerinde gün ışığı, yani aydınlık saatler çok daha uzun olmasına rağmen hala
tasarruf için saatlerin niçin bir saat ileriye alındığı çoğunlukla anlaşılmaz.
Bunun en kısa açıklaması "gece zamanını da gündüze katmaktır" ama
bizler zaten karanlık olan saat 24:00’de değil de 23:00’de yatmamızın ülkemize
ne kazandıracağını genellikle anlayamayız.
Saatleri
ileri almanın kış mevsimi ile alakası yoktur. Kış aylarında standart zaman
uygulanır. Ancak yaz günlerinde çok uzun aydınlık geçen bir zaman süresi
vardır. Amaç bu sürenin başlangıcını ileri kaydırarak, akşam olma süresini bir
saat uzatmaktır.
Yaz
günleri hava çok erken aydınlanır. Eğer çiftçi değilseniz saat 05:00’de
uyanmanıza gerek yoktur. Ancak gün ışığından tasarrufa gerek duymayarak
saatlerimizi ileri almasaydık, bakın ne olurdu?
Dünyada
güneşin 21 Haziranda 04:43’de doğduğu bir yer seçelim. Siz burada yaşıyorsunuz
ve saat sekizde işte olmak için saat altıyı çeyrek geçe yataktan kalkmak
zorundasınız. Bu seçtiğimiz yerde güneş ufukla 6 derece açı yaptığında,
standart saat ile saat 05:11 civarlarında etraf tamamen aydınlanır. Bu durumda
ileri alınmış saatler 06:15_I gösterir yani gerçekte siz işe bir saat erken
gitmiş olursunuz ama ışığı yakmadan saate bakar, tıraş olup kahvaltı
yapabilirsiniz. Akşamları ise, her zaman 24:00_de yatmaya vücudunu alıştırmış
bir insan, bir saat önce yatmak zorunda kalmış olur ama hava kararınca gece
evde ve sokakta lambaların yanma süresi bir saat kısalmış olur.
Gün
ışığından tasarrufun sanayinin kullandığı elektrikle alakası yoktur. Onlar gece
de, gündüz de olsa zaten aynı elektrik enerjisini harcarlar.
Top
ateşiyle
gündoğumunda
uyandırma
Peki
aydınlatma, ısıtma, soğutma ve enerji tasarrufu açısından önem taşıyan bu
uygulama nasıl ortaya çıktı?
İlk
olarak 1784'de, "Erken yatıp erken kalkmak, kişiyi sağlıklı, zengin ve
akıllı yapar" özdeyişinin sahibi Amerikalı politikacı ve fizikçi Benjamin
Franklin, Fransa'ya elçi olarak yollandığı sırada, Paris halkının mum israfını
önlemesi ve gün ışığından daha çok yararlanması için imzasız bir mektup
yayımladı
Mektupta
getirilen öneriler arasında panjurları vergilemek, mumları karneye bağlamak ve
insanları gün doğumu sırasında kilise çanları ve top ateşiyle beraber
uyandırmak vardı.
1.
Dünya Savaşı'nda
uygulama
başladı
Çağdaş
yaz saati uygulaması ilk kez Yeni Zelandalı bir böcekbilimci George Vernon
Hudson tarafından önerildi. Vardiyalı bir işte çalışan Hudson, böcek toplamak
için yeterli zaman bulamamaktaydı. 1895'te Wellington Felsefî Topluluğu'na bir
bildiri yollayarak iki saatlik bir değişimi kapsayan yaz saati uygulamasını
önerdi.
Çağdaşı
İngiliz müteahhit William Willett de 1905'te kahvaltıdan önce çıktığı bir
gezintide Londra'daki insanların pek çoğunun yaz günlerinin ilk saatlerinde
uyuyor olduklarını keşfederek benzer bir uygulama tasarladı.
Türkiye'de
1940'ta
başladı
Uygulama
I. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın kömür kullanımından tasarruf etmek istemesiyle
başladı. Daha sonraları Birleşik Krallık, müttefikleri ve Avrupa'da savaşta yer
almayan birçok devlet bu uygulamayı benimsemeye başladı.
Türkiye'de
ilk kez 1940'da uygulama resmen başladı. Ancak arada 16 yıllık bir askıya alma
süreci oldu. 1972'den sonra uygulamaya aralıksız devam edildi.