Darağacındaki ilk kadının dramı belgesel
oldu
TBMM
kararıyla idam edilen ilk kadın olarak tarihe geçen Isparta’nın Sütçüler
ilçesine bağlı Darıbükü köyünden Hasan Kızı Fatmana’nın, üç kadınla birlikte
işlediği akıl almaz cinayetin öyküsü 82 yıl sonra belgesel oldu. Gazeteci Yusuf
Yavuz’un araştırmasının ardından yayınlanan bu trajik insanlık öyküsü,
“Darağacına Takılan Düşler” adlı belgesele konu oldu. Yönetmenliğini Rabia
Coşkun’un üslendiği belgesel, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle
çekildi.
Proje
sorumluluğunu pek çok başarılı belgesele imza atan Yönetmen Sefa Eraslan’ın
üslendiği Darağacına Takılan Düşler belgeselinin çekimleri Darıbükü köyünde
tamamlandı. Çalışmaların ardından projeyle ilgili sorularımızı yanıtlayan
Yönetmen Rabia Coşkun, çekimler sırasında Darıbükü köyü halkından gördükleri
yardımların işlerini oldukça kolaylaştırdığını söyledi.
Belgeseli
çekmeye karar vermeleriyle ilgili süreci anlatan Coşkun, “aslında her şey bir
tesadüfle başladı. Bir gazetede rastladığımız bu ilginç hikâyeye gazeteci Yusuf
Yavuz can vermişti. Yusuf Yavuz’un anlatımı ile konu gerçekten çok ilgimizi
çekti. Özellikle savaş yıllarındaki o mücadelenin ardından, 1930’ların
kadınlarının kendi aralarında başlayan savaşla devam etmekte oluşu gerçekten o
bölgeyi mercek altına almaya itti bizi. Kadınların yaşamlarını idame ettirme
mücadelesi önce kanlı bir cinayetle, ardından da TBMM tarafından onaylanan bir
idamla sonuçlanıyordu” diye konuştu.
82
yıl önce olayın yaşandığı Darıbükü köyüne ulaştıklarında ilginç bir manzarayla
karşılaştıklarını anlatan Yönetmen Rabia Coşkun, “sanki terk edilmeye yüz
tutmuş, genç nüfusun olmadığı, çoğunluğun yaşlılardan oluştuğu ama bir o kadar
da doğa güzelliklerine hayran kaldığımız saklı kalmış bir köyün dinginliğinde
yaptık çekimlerimizi. Köy halkının yardımsever, misafirperver oluşu işimizi
daha da kolaylaştırdı. Evet, bir dram yaşanmıştı köyde ve bunları anlatan
köylüler kimi zaman bu olayın orada yaşanmasından rahatsız olduklarını her
konuşmada belli ediyorlardı. Çekimlerimizi yaparken kimsenin incinmemesine
dikkat ettik. Çünkü bu, o yılların şartlarındaki Türkiye’nin herhangi bir
yerinde yaşanabilmesi muhtemel bir olaydı. Belki de yaşanmıştı ama bizim
bildiğimiz sadece Darıbükü köyünde yaşanan dramdı. Zaten köylüler bu olayı, bir
önceki nesilden dinledikleri kadar biliyorlardı” dedi.
Belgeselini
çektikleri hikâyenin, aslında savaşın, aile yaşamının ve bireylerin; özellikle
de kadınlar üzerinde nasıl bir psikolojik travma yarattığının en çarpıcı
örneklerinden biri olmaya aday olduğuna değinen Coşkun, şu anda bölgede yapımı süren bir Baraj ve HES
projesi olduğuna dikkat çekerek, “Taylak’ın (cinayete kurban giden kadın)
hikayesi ve mezarı sular altına gömülürken biz bu hikayenin günışığında
kalmasını istedik. Belki de Taylak’ın (Ümmüşani’nin) suçsuz bedeni ve ruhudur bizi bu projeye
başlamaya iten” ifadelerini kullandı.
İDAM
EDİLEN İLK KADIN OLAN
FATMA DEMİR’İN ÇARPICI ÖYKÜSÜ
193O’ların
başında Darıbükü köyünde yaşanan olayda, Hasan kızı Fatmana Demir, iki kadınla
aralarında anlaşarak Eşref’in karısı Ümmüşani’yi (Taylak) öldürmeyi planladı.
Savaşlar ve yoksulluğun vurduğu kadınların dramatik yaşamını gözler önüne seren
olayda Fatmana’nın amacı karısını öldürdüğü Eşref ile evlenmektir. İki kadınla
planladıkları gibi Ümmüşani’yi balta ile öldüren ve çuvala koydukları cesedini
bir gece yarısı Köprüçay nehrine atan kadınlar, olayın ortaya çıkmasıyla
yargılanır ve suçu üstlenen ‘Tokalı’ lakaplı Fatmana Demir, önce Isparta Ağır
Cezaevi’ne konulur, idamla yargılandığı davanın ardından da 14 Aralık 1931 günü
cezaevi yakınında bulunan Tuzpazarında idam edilir. İbreti alem için halkın
gözü önünde sabaha karşı idam edilen Fatmana Demir, TBMM kararıyla Cumhuriyet
tarihinde idam edilen ilk kadın olarak kayıtlara geçer. Trajik cinayete kurban giden
Ümmüşani’nin cesedi ise Çatak Deresi diye bilinen bölgede köylüler tarafından
bulunarak nehir kıyısında yapılan derme çatma bir mezara gömülür. Ümmüşani’nin
mezarı Darıbükü köyü ile birlikte, bir süre önce bölgede inşasına başlanan
Kasımlar Barajı ve HES projesinin suları altında kalacak.
TBMM
kararıyla idam edilen ilk kadın olarak tarihe geçen Isparta’nın Sütçüler
ilçesine bağlı Darıbükü köyünden Hasan Kızı Fatmana’nın, üç kadınla birlikte
işlediği akıl almaz cinayetin öyküsü 82 yıl sonra belgesel oldu. Gazeteci Yusuf
Yavuz’un araştırmasının ardından yayınlanan bu trajik insanlık öyküsü,
“Darağacına Takılan Düşler” adlı belgesele konu oldu. Yönetmenliğini Rabia
Coşkun’un üslendiği belgesel, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle
çekildi. + devamı 4’de
1’den devam
Proje
sorumluluğunu pek çok başarılı belgesele imza atan Yönetmen Sefa Eraslan’ın
üslendiği Darağacına Takılan Düşler belgeselinin çekimleri Darıbükü köyünde
tamamlandı. Çalışmaların ardından projeyle ilgili sorularımızı yanıtlayan Yönetmen
Rabia Coşkun, çekimler sırasında Darıbükü köyü halkından gördükleri yardımların
işlerini oldukça kolaylaştırdığını söyledi.
Belgeseli
çekmeye karar vermeleriyle ilgili süreci anlatan Coşkun, “aslında her şey bir
tesadüfle başladı. Bir gazetede rastladığımız bu ilginç hikâyeye gazeteci Yusuf
Yavuz can vermişti. Yusuf Yavuz’un anlatımı ile konu gerçekten çok ilgimizi
çekti. Özellikle savaş yıllarındaki o mücadelenin ardından, 1930’ların
kadınlarının kendi aralarında başlayan savaşla devam etmekte oluşu gerçekten o
bölgeyi mercek altına almaya itti bizi. Kadınların yaşamlarını idame ettirme
mücadelesi önce kanlı bir cinayetle, ardından da TBMM tarafından onaylanan bir
idamla sonuçlanıyordu” diye konuştu.
82
yıl önce olayın yaşandığı Darıbükü köyüne ulaştıklarında ilginç bir manzarayla
karşılaştıklarını anlatan Yönetmen Rabia Coşkun, “sanki terk edilmeye yüz
tutmuş, genç nüfusun olmadığı, çoğunluğun yaşlılardan oluştuğu ama bir o kadar
da doğa güzelliklerine hayran kaldığımız saklı kalmış bir köyün dinginliğinde
yaptık çekimlerimizi. Köy halkının yardımsever, misafirperver oluşu işimizi
daha da kolaylaştırdı. Evet, bir dram yaşanmıştı köyde ve bunları anlatan
köylüler kimi zaman bu olayın orada yaşanmasından rahatsız olduklarını her
konuşmada belli ediyorlardı. Çekimlerimizi yaparken kimsenin incinmemesine
dikkat ettik. Çünkü bu, o yılların şartlarındaki Türkiye’nin herhangi bir
yerinde yaşanabilmesi muhtemel bir olaydı. Belki de yaşanmıştı ama bizim
bildiğimiz sadece Darıbükü köyünde yaşanan dramdı. Zaten köylüler bu olayı, bir
önceki nesilden dinledikleri kadar biliyorlardı” dedi.
Belgeselini
çektikleri hikâyenin, aslında savaşın, aile yaşamının ve bireylerin; özellikle
de kadınlar üzerinde nasıl bir psikolojik travma yarattığının en çarpıcı
örneklerinden biri olmaya aday olduğuna değinen Coşkun, şu anda bölgede yapımı süren bir Baraj ve HES
projesi olduğuna dikkat çekerek, “Taylak’ın (cinayete kurban giden kadın)
hikayesi ve mezarı sular altına gömülürken biz bu hikayenin günışığında
kalmasını istedik. Belki de Taylak’ın (Ümmüşani’nin) suçsuz bedeni ve ruhudur bizi bu projeye
başlamaya iten” ifadelerini kullandı.
İDAM
EDİLEN İLK KADIN OLAN
FATMA DEMİR’İN ÇARPICI ÖYKÜSÜ
193O’ların
başında Darıbükü köyünde yaşanan olayda, Hasan kızı Fatmana Demir, iki kadınla
aralarında anlaşarak Eşref’in karısı Ümmüşani’yi (Taylak) öldürmeyi planladı.
Savaşlar ve yoksulluğun vurduğu kadınların dramatik yaşamını gözler önüne seren
olayda Fatmana’nın amacı karısını öldürdüğü Eşref ile evlenmektir. İki kadınla
planladıkları gibi Ümmüşani’yi balta ile öldüren ve çuvala koydukları cesedini
bir gece yarısı Köprüçay nehrine atan kadınlar, olayın ortaya çıkmasıyla
yargılanır ve suçu üstlenen ‘Tokalı’ lakaplı Fatmana Demir, önce Isparta Ağır
Cezaevi’ne konulur, idamla yargılandığı davanın ardından da 14 Aralık 1931 günü
cezaevi yakınında bulunan Tuzpazarında idam edilir. İbreti alem için halkın
gözü önünde sabaha karşı idam edilen Fatmana Demir, TBMM kararıyla Cumhuriyet
tarihinde idam edilen ilk kadın olarak kayıtlara geçer. Trajik cinayete kurban
giden Ümmüşani’nin cesedi ise Çatak Deresi diye bilinen bölgede köylüler
tarafından bulunarak nehir kıyısında yapılan derme çatma bir mezara gömülür.
Ümmüşani’nin mezarı Darıbükü köyü ile birlikte, bir süre önce bölgede inşasına
başlanan Kasımlar Barajı ve HES projesinin suları altında kalacak.