İL MÜFTÜSÜ GALİP AKINDAN MİRAC KANDİLİ MESAJI
23 Nisan
Pazar Gününü Pazartesiye bağlayan gece Miraç kandilini idrak edeceğiz. Miraç
Kandili dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Isparta İl Müftüsü Galip Akın
şunları söyledi: Yüce Rabbimizin
affının, rahmetinin ve bereketinin, maddi ve manevi birçok hikmeti ilahinin
tecelli ettiği mübarek bir vakte, Miraç Kandiline yaklaşmış bulunmaktayız. 23
Nisan Pazar Gününü Pazartesiye bağlayan gece Miraç kandilini idrak edeceğiz.
Bizleri bu güne eriştiren Allaha sonsuz hamdü senalar olsun.
Rabbimiz
rahmet olarak gönderdiği peygamberlerini mücadelelerinde yalnız bırakmayıp
vahiy ile, zaman zaman da çeşitli mucizeleriyle desteklemiştir. İşte
peygamberimize bahşedilen en büyük mucizelerden birisi İsra ve Miraç
hadiseleridir.
İsra:
Hz. Peygamber (s.a.s)'in geceleyin Burak isimli bir binitle Mekke´deki Mescid-i
Haramdan alınıp Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e götürülmesine, Miraç ise; buradan
Arş-ı Alaya yükseltilmesine denir.
Miraç
hicretten bir buçuk yıl önce, kameri takvime göre ise Recep Ayının 27.
Gecesinde vuku bulmuştur. Bu dönem Peygamberimizin amcası Ebu Talip ile eşi Hz.
Hatice'nin vefat ettiği, müşriklerin müslümanlar üzerindeki baskılarının
arttığı, peygamberimizin Taiflilerin hakaret ve saldırılarına maruz kaldığı,
islam tarihinde hüzün yılı olarak da bilinen bir zamanda vuku bulmuştur.
İşte
böyle bir ortamda Yüce Allah, Peygamberini Miraç ile onurlandırmıştır. Bir gece
vakti Cebrail (a.s), peygamberimizi, "Burak" adındaki bir binitle
Mekke'deki Mescid-i Haram'dan alıp, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya götürmüştür.
Birçok hikmeti ve ilahi sırları bünyesinde barındıran bu gece, isra suresinin
ilk ayetinde şöyle ifade edilmektedir: Kendisine ayetlerimizden bir kısmını
gösterelim diye kulunu (Muhammedi) bir gece Mescid-i Haramdan, çevresini
mübarek kıldığımız Mescid-i Aksaya götüren Allahın şanı yücedir. Hiç şüphesiz
O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Miraçın
müminleri ilgilendiren yönü, mahiyetinden daha çok sonucu ve bu sonuçtan
alınabilecek işaret ve mesajlarıdır. Peygamberimizin yükseltildiği ve
yüceltildiği en manalı ve en büyük mucizelerinden biri olan Miraç,
Rasulüllahın şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir yükseliş ufkudur.
Bu hadisede; maddi ve manevi yükselişe, bütün süfli duygulardan, her türlü
kötülüklerden arınarak gerçek kulluğa, en yüce mertebeye erişmeye işaretler
vardır.
Her
şeyden evvel bu hadise efendimizin 63 yıllık çileli hayatının en sıkıntılı
döneminde, meydana gelmiştir. Bu yolculuk bize hak yolda sabrı, sebatı,
yılmamayı, Alah´a tevekkülü anlatır. Adeta Siz de bu yolda sebat ettiğiniz
müddetçe, Allah sizin için de farklı kapılar açacaktır. Kaybedeni yoktur bu
yolun yolcusunun denilmektedir.
Miraç
hediyesi ayetlerde bildirilen sorumluluk bilinci, istikametini imana
çevirenlerin, Allahtan başkasına kulluk etmeyenlerin günahlarının
bağışlanacağı ve sonunda cennete gireceği müjdesi, Bakara Suresi son iki ayeti
kerimesi ile rabbimizin af ve mağfiretinin genişliği ve bu manevi tecrübenin
müminin miracı olan namaz ile taçlandırılması, bizi sonsuzluğa götüren yüce
değerleridir.
Böyle
müstesna bir gece vesilesiyle sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'e
vahyedilen, insanlığı güvene, huzura ve mutluluğa götürecek prensipleri de
hatırlamak lazımdır. Çünkü Necm Suresi 10. ayette Miraçtan söz edilirken:
"Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti" buyurulmaktadır.
Kerim
Kitabımızda 17. sureye İsra Suresi adı verilmiştir. İsra suresinin 26-38
ayetlerinde vahy edilen hakikatleri şöylece özetleyebiliriz: Yalnız Allah'a
ibadet etmeli, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamalı, anne-babaya iyi davranmalı,
hısım akrabaya, fakir ve yoksullara yardım etmeli, israf ve cimrilikten
sakınarak kazancı yerinde harcamalı, çocukları öldürmemeli, toplumu ve aileyi
temelinden sarsan zinaya ve ona teşvik eden sebeplere yaklaşmamalı, insan hayatına
saygı gösterilmeli, yetimlere öksüzlere iyi davranarak onların haklarını
korumalı, verilen sözde mutlaka durmalı, ölçü tartıda ve her söz ve
davranışımızda doğruluğa dikkat etmeli, hile yapmamalı, bilinmeyen bir şeyin
ardına düşüp körü körüne onun peşinden gitmemeli, yeryüzünde kibirlenerek ve
gururlanarak yürünmemelidir.
Bu
sayılan hususlar; kişinin ve toplumun güveni, emniyeti, huzuru ve ahlâkî
seviyenin yükselmesi için gerekli olan evrensel prensiplerdir. İşte Miraç
gecesi böyle mübarek bir gecedir.
Son
birkaç yüzyılda islam ümmetinin karşılaştığı ağır imtihanlar var. Bu süreçte
yaşanan fitne, fesat, gözyaşı ve zulümlerin oluşturduğu karanlığın müslüman
sinelerde Miraç Kandilinin nuru ile aydınlığa kavuşması dilek ve temennileri
ile kandilinizi kutlar, aziz milletimizin birliğine dirliğine, islam ümmetinin
vahdetine ve insanlığın da hidayetine vesile olmasını Yüce Allah´tan niyaz
ederim.