Ispartalılar Eğitim Kültür Sağlık Vakfı (ISVAK) ve Eğirdir Derneği işbirliğinde "EĞİRDİR'İN KENTSEL DEĞİŞİM SÜRECİ" konulu söyleşi etkinliği 25 Mart 2017 Cumartesi günü Ankara'da gerçekleşti.
Mesleki yaşantısını kurucusu olduğu Ali Sinan Mimarlık'ta devam eden, aynı zamanda ODTÜ Mimarlık Fakültesi yarı zamanlı Öğretim görevlisi olan Mimar Ali Sinan'ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlik, ISVAK toplantı salonunda gerçekleşti.
Moderatörlüğünü gazetemiz Ankara Temsilcisi Zeki Tarhan'ın yaptığı Etkinliğe; Isvak Başkanı Ahmet Şahlan, Başkan V. Abdürrahim Kurucu, Tarım Bakanlığı eski Müsteşarı Ali Kemal Bedestenci, Prof. Dr. Doğan Atay, Prof. Dr. Gülsün Parlar, Prof. Dr. Cengiz Tosun, Prof. Dr. Ethem Köklükaya, Prof. Dr. Hülagu Kaplan, Prof. Dr. Yıldız Kuzgun, Bekir Çelik, Nuri Güngör, Binay Dikmen, Yıldırım Kartal, Oğuz Mutlucan, Ayşenur Cesur, Ali Tanış, Ramazan Topraklı, Şeref Ağartan, Abdullah Sinan, Nilgün Sinan ve hemşehrilerimiz katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Isvak Başkan Vekili Abdürrahim Kurucu, Mimar Ali Sinan'ın özgeçmişini okuyup, sunumu yapmak üzere sözü Mimar Ali Sinan'a bıraktı.
Hemşehrimiz Mimar Ali Sinan, konuşmasını üç başlık altında topladı:
1- Tarihsel gelişim süreci
2- Eğirdir imar planları
3- Eğirdir gelişim senaryoları.
EĞİRDİR TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ
Eğirdir'in tarihinin Neolitik döneme (Taş devri-MÖ 6500) dayandığını belirten Sinan, Lidyalılar, Persler, Seleukos dönemi, Roma dönemi, Selçuklu dönemi, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet dönemi mimarisini değerlendirdi.
Sinan, Selçuklu döneminde önemli bir merkez konumunda olan Eğirdir'in ilk Türk yerleşimi (Cennetabad) olduğunu, bu dönemde kervansaray güzergahları üzerinde bulunduğunu, günümüze kadar ulaşan Dündarbey Medresesi, Hızırbey Camii, Kemerli Minare, Dündarbey hamamı, Babasultan Türbesi'nin önemli Selçuklu mimari eserleri olduğunu söyledi. Kemerli Minare-Kale ile ilişkisinin tarihten beri var olduğunu söyleyen Sinan, bu ilişkinin günümüzde de kullanıldığını ifade etti.
Mimar Sinan, daha sonraki dönemde Hamidoğulları'na Felekabad ismiyle başkentlik yapan Eğirdir'in nüfusunun bu dönemlerde Isparta nüfusundan fazla olduğunu, ticareti ağırlıklı olarak Rumlar'ın yaptığını, fakat Osmanlı döneminde önemini yavaş yavaş yitirdiğini ve en az bu dönemde geliştiğini söyledi.
En önemli gelişmelerden birinin İzmir-Uşak hattı uzantısı olan Eğirdir Garı olduğunu vurgulayan Sinan, demiryolu bağlantısının Eğirdir'e getirdiği sosyal ve kültürel gelişmelerden bahsetti.
EĞİRDİR'in CUMHURİYET SONRASI GELİŞİMİ
İMAR PLANLARI
Cumhuriyet sonrası Eğirdir'ini de yorumlayan Mimar Ali Sinan, 1952, 1966 ve 1981 yıllarında imar planları yapıldığını, nüfusun çoğalması ile birlikte yeni yerleşim yerleri kurulduğunu belirtti.
KORUMA İMAR PLANLARI
Koruma imar planları ve sit alanları hakkında da bilgiler veren Sinan, ilk olarak 1975 yılında Yeşilada ve Can Ada'nın doğal sit alanı olarak belirlendiği ve burada 90 adet taşınmazın kültür varlığı olarak tesbit edildiği, 1984 yılında Yeşilada ve Can Ada'nın doğal sit alanı kararının iptal edildiği ve aynı zamanda 82 adet taşınmaz kültür varlığının tescillerinin kaldırıldığı, 11 adet taşınmaz kültür varlığı, 5 adet anıtsal yapı sicil kararı alındığı, 1994 yılında Kale çevresi 1. ve 3. derece arkeolojik sit alanı, 1998 yılında Can Ada'nın 1. derece doğal sit alanı, 2004 yılında Tren Garı arazisinin 1. derece korunması gereken kültür varlığı, 2007 yılında Yeşilada'nın 3. derece doğal sit alanı olarak belirlendiği bilgilerini paylaştı.
Sinan, 2012 yılından itibaren de Eğirdir Gölü Havzası Özel Hükümleri ve Koruma alanları kararlarının Eğirdir'de etkili olduğunu söyledi.
YENİ YAPILAŞMA
Sahil yolunda yapılan yüksek katlı binaların arkadaki konutlar önünde adeta bir set gibi yükseldiğini belirten Mimar Sinan, bu tür yapılaşmanın ilçemizin yapısına uygun olmadığını vurguladı. Eğirdir'in bir su kenti olduğunu belirten ve bu görüşü katılımcılar tarafından da desteklenen Sinan, halkın göl ile ilişkisinin kesilmemesi gerektiğini, ilçemizin içinden geçen karayollarının mümkün olduğunca şehir dışına alınmasının insan-göl ilişkisinin tekrar sağlanması açısından önemli olduğunu kaydetti.
EĞİRDİR ÇARŞI PROJESİ
Eğirdir Çarşı projesi hakkında da bilgiler veren Mimar Ali Sinan, "proje salt çarşı yapısı olarak değil kent merkezinin bir bütünü olarak ele alınmıştır. Öncelikli amaç var olan problemleri ortadan kaldırmak sonrasında ise potansiyelleri kullanarak değerleri yok etmeden bütüncül bir sonuç elde etmektir. Bu anlamda projenin ilk etabı çarşı yapısı ve otopark olarak düşünülmektedir. Kentliye alternatif sunmadan yayalaştırma kararı almak doğru olmayacaktır. Çarşı antında düşünülen kapalı otopark yapılması ile şu anda açık otopark haline gelmiş olan Kaleönü Meydanı yayalaştırılmak üzere projelendirilmiştir. Böylece tarihten bu yana süregelen meydan, kimliğine kavuşacaktır. Sonraki süreçte ise liman bölgesi projelendirilecektir. Tüm projeler bütüncül bir yaklaşımla yapılması planlanmakta olup öncelik her zaman kültür varlıklarına verilecek ve barındırdıkları değerin ortaya çıkarılması amaçlanacaktır." dedi.
Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Limnolojik Araştırmalar Merkezi, Halil Üstün Parkı, Elma Müzesi, Hızırbey Cami Avlusu Çeşme projelerinden de bahseden Sinan'ın sunumunun ardından toplantıya katılanlar da çeşitli katkılarda bulundular.
Etkinlik, PTT Eski Genel müdürü merhum hemşehrimiz Veli Bettemir'in eşi Nazife Bettemir'in kendi elleriyle pişirdiği aşure ve Eğirdir elması ikramı ile sona erdi.