Rusyanın Hazırladığı Suriye Anayasası Üzerine Mülahazalar
Güneşli
bir Pazar sabahına uyanıp keyifli bir kahveden sonra uzunca bir süredir
üzerinde kafa yorduğum çalışmamı tamamladım ve siz değerli okurlarıma
sunuyorum. Buyurun ;
Bildiğimiz
gibi ülkemizin Güneydoğu Bölgesi, Güneydoğu sınırı ve sınırlarımızın ötesindeki
Güneydoğu toprakları çok uzun yıllardır istikrara ve refaha hasret. Bu durum
100-150 yıldır böyle. Fakat gelinen son aşama çok daha korkunç. Amiyane tabirle
sanki uluslararası bir harp turnuvası düzenleniyor ve yeni silahlar
deneniyormuş gibi bir kurgu var. Farklı coğrafyalardan şanslarını denemek için
gelmiş bir yığın devlet, dünyanın en büyük silahlı uluslar arası organizasyonu
ve tabi her gün yeni bir isimle ortaya çıkan farklı silahlı gruplar
Fakat tek
sorun yaşanan her şeyin son damla acısına kadar gerçek olması. Sadece barış
isteyen bir insanlık için ciddi bir paradoks
Ayrıntılara
inmeyeceğim. Kaç kişinin öldüğü veya öldürüldüğü veya hangi toprakları kimin
kontrol ettiği ve fakat gelecekte kimin kontrol edeceği, hangi tip silahların
kullanıldığı ve ortalama tahribat güçleri gibi bilgiler tüm televizyon
kanallarının ana haber bültenlerini ve genelde ekranın alt bölümünde kırmızı
renkle temsil edilen son dakika bölümünü işgal etmiş durumda. Ben televizyon
izlemiyorum deseniz gazete ve sanal ortam da aynı durumda. Ben hepsinden
kaçıyorum, umursamıyorum, o tip haberlere bakmıyorum da diyebilirsiniz. Fakat
yaşamınızı devam ettirmek için kafanızı sokağa çıkardığınız an bile üzülerek
söylüyorum ki tüm yaşananların aslında kapınızın önüne kadar geldiğini
göreceksiniz. Gözlerinizi kapatsanız bile her köşe başında dilenmeye çalışan
birilerini, herhangi bir kalabalığa girerken bombalı araç veya canlı bomba
denen vahşiliği hissedeceksiniz. Belki biraz ironik fakat globalleşen dünyanın
bizlere bir hediyesi de globalleşen savaşlar oldu. Neyse baştaki taahhüdümü
tutup savaş ve yıkım konuşmayacağım. Bölgedeki değişkenler listesi savaşın
sosyal, siyasal, askeri ve hatta ekonomik boyutunun çok kez dillendirilmesine
sebep oldu. Siz de defalarca bu konuların tartışıldığı programlar ve haber
içeriklerine rastladınız. Ben bugün sizlere farklı bir şey anlatacağım.
Gerçekten ya çok az değinilen ki bence hiç değinilmeyen bölgenin hukuka ve
hukukileşmeye attığı adımlardan konuşacağım. Anlatacaklarım size bir ütopya
gibi gelebilir fakat yine de bir hukukçu olarak bu değerlendirmeyi yapmayı
kendimce bir görev olarak kabul ediyorum.
Ve son
olarak bir ülkenin hukukun temel taşı olan anayasanın maddelerini ve ruhunu ele
almadan söz konusu anayasanın bölgede hukuken olmasa da askeri olarak en etkin
gücü olan Rusya tarafından hazırlandığı ve Astana Görüşmeleri kanalıyla
taraflara dikta ettirileceği en yaygın kehanet. Bence de en güçlü ihtimal
Rusyanın anayasayı hazırlamasa bile hazırlanan anayasa da son sözü söyleyeceği
hususu. Rusya şu meşhur arzusuna bu denli yakınken asla vazgeçmeyecektir.
Ortadoğuyla ilgili yıllardır aklımızda oluşan-oluşturulan şablon şaibeler
sarmalı olarak dururken, bölge de bir de Rusyamsı bir anayasa görme ihtimalimiz
var.
Anayasa
metni önsöz niteliğinde bir bölümle başlıyor. Bu bölümde taze taze oluşturulan
anayasanın uluslar arası örgütler olan Birleşmiş Milletler Tüzüğüne, Arap
Birliği Tüzüğüne, İslam İşbirliği Teşkilatı Tüzüğüne ve hukuki belgelerin
olmazsa olmaz bildirgesi İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine uygun ve bağlı
olduğu mesajı verilerek aslında çok da meşru yollarla kurulmayan bir devletin anayasasının meşrulaştırılmaya
çalışıldığını hissettiriyor. Modern anayasalar ile mukayese edildiğinde de
aslında gereksiz bir bölüm olmuş.
Anayasa Madde 1/1
Anayasanın
ilk maddesi Suriye Cumhuriyeti; halkın halk için ve halk tarafından
yönetilmesi, hukukun üstünlüğü, herkesin kanun önünde eşit olması, sosyal dayanışma,
hak ve özgürlüklere saygı, tüm vatandaşların farklılık ve ayrıcalık
gözetmeksizin hak ve yükümlülüklerinin eşit olması ilkelerine dayanan egemen
bağımsız bir devlettir. Suriye Cumhuriyeti ve Suriye isimleri eşdeğerdedir.
İfadesiyle başlıyor. Aslında en önemli ve en çok tartışılan maddelerden biri de
bu olacaktır. Bildiğimiz gibi Suriyenin savaşa girmeden önceki resmi ismi
Suriye Arap Cumhuriyeti (El-Cumhuriyyetül-Arabiyyetüs-Suriyya) idi. Bu madde
çok net olarak diyor ki; Suriyede sadece Araplar yaşamıyor ve Suriye sadece
Arapların idaresinde olmayacak. Yani muhtemelen federal bir sistem ve çeşitli
etnik ve/veya dini kantonlar göreceğiz.
Anayasa Madde 2/1-2-7
Anayasanın
2.Maddesinin ilk fıkrasında Suriye devletinin yönetim biçimi cumhuriyettir.
Denilmiş. Buradan da anlaşılacağı üzere Suriyenin yönetim rejimi aynen
kalıyor. Hatırlayalım Suriye Arap Cumhuriyeti zaten bir Cumhuriyetti. Yine aynı
maddenin ikinci fıkrasına baktığımızda Hakimiyetin tek kaynağı çok kültürlü ve
çok inançlı Suriye halkıdır. Halk egemenlik hakkını kendi geleceğini özgürce ve
bağımsız olarak belirlemek için kullanır. Suriye halkı, egemenliğini,
Anayasanın esaslarına göre, referandum ve evrensel, eşit, tek dereceli, özgür,
gizli, kişisel oy ile seçilmiş temsilcileri aracılığıyla doğrudan kullanır.
Şeklinde gayet yerinde bir ifade var. Umalım da yazıldığı gibi uygulanabilsin.
Sanırım içinizden bunun mümkün olabileceğine pek de inanmadınız. Anayasanın
yazarı da bu konuda fazla ciddi olmayacak ki aynı maddenin 7.Fıkrasında şöyle
söylüyor; Hakimiyet barışçıl yolla, Anayasa ve kanun tarafından belirlenen
demokratik süreci takip ederek devredilir. Yani gerçeği aslında anayasa koyucu
da biliyor ve naçizane bir çizgi çekmek istemişe benziyor.
Anayasa Madde 4/1-2-4
Az
yukarıda bahsettiğimiz özerk bölgeler bu madde kapsamında kesinleşiyor. Madde
şu şekilde; Devletin resmi dili Arapçadır. Resmi dilin kullanılış biçimi
kanunla düzenlenir. Kürt kültürel otonomisinin yönetim kurumları ile
örgütlenmeleri Arapça ve Kürtçeyi eşit şekilde kullanır. Her bölge; kanunla
düzenlenmiş resmi dile ilaveten, başka bir çoğunluk dilini yerel referandumla
kabul edilmesi şartıyla kullanma hakkına sahiptir. Her ne kadar demokratik
yanı güçlü basan bir maddeymiş gibi dursa da politik açıdan baktığınızda çok
basit bir Rusya hamlesi. Bu anayasa maddesi ile aslında Suriye topraklarında
fiilen savaş veren YPG-PYD güçleri ile uzlaşma yoluna gidileceği ve fakat bu
grubun da mevcut rejimi tanıması ve biat etmesi planlanmış. Bana sorarsanız
uygulama kabiliyeti olmayan maddelerden biri. Fakat bekleyip görmek gerek.
Anayasa Madde 6/4
Suriye
terörizmin tüm biçimlerini kınar ve terörist tehditlere karşı topraklarını ve
halkını korur.
Yine anayasa tekniği açısından bakıldığında anayasada
olmaması gereken maddelerden biri fakat Suriye gibi bir devlet için anayasa
hazırlanıyorsa böyle bir maddenin varlığı hiç de sürpriz olmamış.
Anayasa Madde 9/1-2
Dokuzuncu
maddenin birinci fıkrası bize doğal olarak Suriye toprakları bölünmez ve
dokunulmaz bir bütündür. Diyor. Burada bir gariplik yok. Fakat aynı maddenin
ikinci fıkrası başka bir şey daha söylüyor; Suriye toprakları devredilemez.
Devlet sınırları ancak, Suriye halkının bir isteği olarak, tüm Suriye
vatandaşlarının dahil olduğu bir referandum sonrasında değişebilir. Bu madde
oldukça kafa karıştırdığı gibi ilk maddenin aslında bir istisnası gibi duruyor.
Yani eğer ülke genelinde yapılacak bir referandumda (ki ülkede zaten belli bir
grubun tartışmasız çoğunluğu var) eğer çoğunluk isterse ülke bölünebilir veya
isteğe göre devredilebilir denilmiş. Yani bence Kürtler için özerk bölge
kurulması veya bir şekilde kurulsa bile sağlıklı biçimde yürütülmesi bu madde
ile adeta imkansızlaşıyor. Tabi bu madde bana bir liman kenti olan Lazkiyedeki
Rus güçlerinin, askeri üslerinin kapatılmayacağı ve hatta ilerleyen zamanlarda
Lazkiyenin tamamen Rusların kontrolüne bile bırakılabileceği ihtimalini
düşündürdü. Belki de Rusyanın harcadığı eforun diyeti sıcak denizler için bir
anahtar rolü üstlenen Lazkiye Şehridir. Yakın gelecekte netleşir diye
bekliyorum.
Anayasa Madde 12/8
Bireyler
mahkemece verilen karar sonrasında kanunla düzenlenen şart ve sürede zorunlu
çalışmaya tabi tutulabilir. Yetkililer tarafından askerlik hizmeti ve
olağanüstü hal sırasında kanunca öngörülen biçimlerde zorunlu çalışma emri
verilebilir. Genel bir madde fakat ben bu maddenin özellikle yıkılan, harap
olan Suriye şehirlerinin yeniden inşası için planlandığını düşünüyorum.
Kurulacak olan yeni yetme Suriye hükümetinin böyle bir yükün altından tek
başına kalkamayacağı, zaten savaş öncesi de çok çok iyi bir ekonomiye sahip
olmayan Suriyenin yıllardır iç savaş görmesi ve bu süre zarfında ekonominin
iyice çökmesi de bu tip büyük projeler için yabancı ortaklar gerektirecektir.
Tabi bir de yurt dışından Suriyeye işçi getirilip getirilemeyeceği husus var.
Bu yüzden bence bir toplumsal kampanya başlatılıp, anayasanın bu hükmü gerekçe
gösterilerek, halk içinde yaşayacağı şehirleri kendileri kuracak diye
düşünüyorum.
Anayasa Madde 15/4
Kürt
Kültürel Özerkliğinin statüsünü kanun belirler. Anayasanın bu hükmünün
açıklaması yukarıda açıkladığımız 9. Madde ile aynı doğrultuda görünüyor.
Kültürel özerkliğin bence bırakın anayasaya kanuna bile konu edilmesine gerek
yoktur. Belli bir bölgede uzunca bir süredir yaşayan bir toplumun kültürel
değerlerinin korunacağı yönündeki bir söylem hem gereksiz hem de gerçeklikten
uzak görünüyor. Kültür istense bile kanunla değil kendi yavaş mutasyonuyla
değişebilir. Anayasa tekniği ve tabi kanun koyma ruhu açısından değerlendirildiğinde
de hatalı olarak gördüğüm bir diğer madde.
Anayasa Madde 16/1
Suriyenin
para birimi Suriye lirasıdır. Zaten bildiğimiz üzere Suriye Arap
Cumhuriyetinin de para birimi buydu. Yani yeni anayasa eski para birimi aynen
kalacak demiş.
Anayasa Madde 17/1-2-4
Devletin
başkenti Şamdır. Suriye bayrağı kırmızı, beyaz ve siyah olmak üzere üç renkten
ve her biri 5 uçlu yeşil renkli iki yıldızdan oluşur. Bayrağın şekli dikdörtgen
biçimindedir ve eni boyunun üçte ikisidir. Bayrak boyunca üç dikdörtgen eşit bir
şekilde yer tutar. Üst kısım kırmızı, orta kısım beyaz ve alt kısım siyah olup,
iki yıldız beyaz dikdörtgenin tam ortasında yer alır. Anayasa ve/veya kanunun
gerektirdiği hallerde vatandaşlar takip eden yemini ederler: Ülkenin
Anayasasına uyacağıma, medeni haklara ve insan hak ve özgürlüklerine saygı
gösterip onları koruyacağıma; devletin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak
bütünlüğünü koruyacağıma ve her zaman Suriye halkının çıkarları doğrultusunda
hareket edeceğime yemin ederim. Yeni anayasa yine az yukarıda belirttiğimiz
gibi eski bazı göstergeler kalacak demiş. Tabi bu Esad yanlısı halk için de
yeni anayasanın benimsenmesini ve daha da önemlisi kabullenilmesini
kolaylaştırmak amacıyla yerleştirilen maddelerden biri.
Anayasa Madde 30/2
Devlet
konut inşasına destek sunar ve konut hakkının kullanımı için uygun koşulları
yaratır. Denmiş ve yine yukarıda değindiğimiz Anayasanın 12.Maddesine paralel
bir madde olarak yorumlanabilir.
Ezcümle
çok da uzatmadan yeni ve müstakbel Suriye Anayasasını değerlendirmeye çalıştım.
Anayasayı daha ayrıntılı incelemek isterseniz, tam metni bir süre önce
yayınlandı. Toplamda 85 maddeden oluşan kazuistik ve yumuşak bir anayasa
görünümünde. İncelerim derseniz öncelikle 34, 49/1-2-5, 55/5, 56/1, 57, 58, 59
ve 64. maddelere bakın derim. Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle, esen kalın