Nice AKINlı günlere!
"Yazıyı kolayca
yapay bir bellek gibi düşünebiliriz. Bu belleğin gelişimi, geçmişin daha iyi
bilinmesiyle, demek ki bugünü ve geleceği düzenleyebilmek için daha geniş bir
yeti ile birlikte gider. Barbarlıkla uygarlığı birbirinden ayırmak için
önerilen ölçütleri bir yana ittikten sonra hiç olmazsa şunu kabul edebiliriz:
Yazıyı bilen ve bilmeyen halklar. Kimileri geçmişin kazanımlarını
biriktirebilen ve seçtikleri hedefe doğru daha hızlı ilerleyen, kimileriyse
bireysel belleğin tutmaya yetebildiği o dilimin ötesindeki geçmişi
anımsayamayan, kökeni ve geleceğine ilişkin sürekli bilinçten her zaman yoksun,
dalgalanan bir tarihe mahkûm olacak halklar." (hüzünlü dönenceler)
Yazı, insanlığın ölümle kaybolmayan en somut hafızası, yerel
gazetelerse ait oldukları kentlerin bellekleridir. Bu yüzdendir ki basılı yayın
organları o kent için değerlidir. AKIN kurulduğu günden bu yana var olduğu kent
olan Eğirdir'de üstlendiği görevi tek başına devam ettirmektedir. AKIN, sadece
haber odaklı bir gazete değil aynı zamanda Eğirdir'in yarım asırlık tarihini
belgeleyen yapı taşıdır. Her ne kadar 21. y.y. da iletişim araçları değişse de
belgeleme ve belleği koruma adına basılı yayın organları daimi olarak önemini
korumasıyla birlikte AKIN yeni çağa da ayak uydurarak sizlerle var olacaktır.
Akın gazetesi bugün internet aracılığı ile Eğirdir'in
dünyaya açılan penceresidir. Dolayısıyla kentini en iyi şekilde temsil etmek
zorunda olmasının bilinciyle günden güne kendini kültürel, fiziksel ve
teknolojik olarak geliştirmesinin yanında sosyolojik yapılanmasını da modern
dünyaya göre şekillendirmektedir. Kadın erkek eşitliği, ifade özgürlüğü,
tarafsızlık gibi kavramları sadece söylemde tutmayıp, yazı işlerini kadınlara
emanet edip, birbirinden farklı görüşlere sayfalarında yer vererek öncü,
yenilikçi ve özgürlükçü olduğunu kanıtlamıştır.
Dile kolay 46 yıl... Arşivleri karıştırdığımda tüylerimi
diken diken yapan Akın'ın kurucusu Dedem Merhum Ali Sinan'ın yazılarını
okuduğumda anlıyorum ki AKIN 46 senedir benimsemiş olduğu ilkelerinden sapmadan
sizlere hizmet verdi. Söz olsa inkar edilir, yazı işte aksi söylenemiyor. AKIN'ın
herkese açık arşivi kulağa "alın teri bulaşmış sayfalarımın her biri teminatımdır" diye fısıldıyor
Böylesine uzun soluklu bir sürecin kahramanları elbette
saymakla bitmez ancak 46 yıl evvel büyük zorluklarla süreci başlatan Ali Sinan
ve en büyük destekçisi, kılavuzumuz, değerlimiz Huriye Sinan'a, bayrağı
devralan, tüm yüreğiyle ve benliğiyle kendini adayan Annem Nilgün Sinan, Babam
Abdullah Kemal Sinan'a, yılmak, yorulmak bilmeden emeğini bir an bile
esirgemeyen Emel Turan Kartal, Sezer Eryiğit, Yusuf Arık'a, Akın'ın yapı
taşları olan Yılmaz Kılınç, Mustafa Günay, Hamdi Akgül, Durmuş Sarıçayır, Adnan
Soytemiz, Mehmet Güngör, Adnan Bilen, Yakup Çelik, Selçuk Öçal, Ayşe
Yavuzaslan, Filiz Kaymaz, Hatice Özdemir, Huriye Uyar, Özgül Aktaş'a ve bugüne
kadar emeklerini vermiş, bu kaleye bir taş daha eklemiş her yüreğe,
şükranlarımı sunar, güzel haberler dolu nice AKINlı günlerin yaşanmasını dilerim.