İÇ BARIŞA KAVUŞMAMIZ ŞARTTIR
İçinde
yuvarlandığımız didişme ortamı, ayrıcalıksız hepimiz için zararlı ve tehlikeli!
En ezik vatandaşımız olduğu kadar, en zenginler ve pek güçlü görünen makam
sahipleri de böyle bir didişme ve çatışma ortamında huzur bulamaz; emniyet
içinde olamazlar. Geçmişimiz ortak olduğu gibi; geleceğimiz de ortaktır.
Hepimizin o geçmişe saygı duymamız ve barışık olmamız ölçüsünde; geleceğimiz
parlak veya karanlık olabilir. Partiler ve kurumlar birbirinin düşmanı
değildirler. Hepsinin varlık amacı, ülkemizi ve halkımızı emniyetli, mutlu ve
müreffeh kılmaktır.
Dünyada
hiçbir iktidar ve güç, sonsuza kadar var olmamış. Politikacıların kendi
yandaşları tarafından beğenilmesi de marifet sayılmaz. Yalnız devlet kesesinden
beslenen yandaşlarca değil; tarafsızlar ve karşıtlarca da beğenilip, takdir
edilmek gerek!
Partiler
halkın mutluluğu ve barışıklığı için vardır. Bu amaca ulaşmak üzere, farklı
yollardan da olsa çalışmak zorundadırlar. Birbirine kin duymaları; öfkeler
saçarak düşmanlık gütmeleri ülkenin ve sonunda kendilerinin zararına olur.
Dernekler, Partiler, düşünce toplulukları ve her türlü kurumlar; ulusumuzun ve
ayrıcalıksız tüm insanlarımızın daha çok refaha ve gelecek garantisine
kavuşması için çalışmalılar. Öyle yapmayan
varsa; mutlaka o yola girmeli.
Varlıklarını sürdürebilmeleri de, toplumumuzun barış içinde parlak
geleceklere kavuşmasına bağlıdır. Hiçbir yetkili veya hevesli, vatandaşlarımızı
kendi yandaşı veya karşıtı olarak göremez ve böleme Bugünkü karmaşa ortamında,
bu kurala uyulmamasının da payı var. Makam sahipleri, tüm vatandaşları eşit
tuttukları ölçüde saygı ve sevgiyi hak ederler.
Askerlerimiz,
Emniyet güçlerimiz devletimizin olduğu kadar; halkımızın da çocukları, emniyet
gücüdürler iftihar kaynaklarımızdırlar. Halkın çocukları olan polislerimizi,
kendi kardeşleriyle her seferinde karşı karşıya getirip çatıştırmaya kimsenin
hakkı yoktur. Halkımıza ve askerimizle polisimize; silah çekenler de, hiçbir
şekilde himaye ve destek veya yumuşaklık görmemeliler.
MAHKEME
KADI EFENDİNİN MÜLKÜ DEĞİL!
Nasıl
ki, yargıçlarımız o kutsal makamlarda kendi çıkar ve güçlülükleri için
oturmuyorlarsa... Adaletin yerine gelmesi için uğraşıyorlarsa... Bütün makam
sahipleri de; o makamın gücünü kendilerinin, ailelerinin veya partileriyle
yakınlarının çıkarı ve zenginleşmesi için kullanamazlar. Rahmetli Faruk Sükan
ile aynı ilde fakat ayrı partilerde görev yapıyorduk. İçişleri bakanıyken bir
gece tüm milletvekillerinin dolaplarında arama yaptırmış; sonra da pişman
olmuştu. Her karşılaşmamızda iltifat eder. topluluklarda beni överdi.
Partisinin ilçe kongresinde alkışlatmıştı. Öyle bir barışıklığa şimdi daha çok
ihtiyacımız var. Her makam ve servet geçici!
BAKİ
KALAN BU KUBBEDE BİR HOŞ SEDADIR!
Dünya
hayatı kısa sürer. Hırslara, kinlere gömülmektense; hepimiz bir hoş seda
bırakmaya yönelmeliyiz!
İçinde
bulunduğumuz iç didişme ve komşumuz olan devletlerin işlerine karışma ortamı;
üretim ve ihracatımızı baltalamakta... Tüm vatandaşlarımızı kucaklayan ve
hepsini eşit tutarak ulusal birliği güçlendiren; savaş tehlikelerinden uzak
duran bir hamleye şiddetle ihtiyacımız var. İç ve dış barışı sağlarsak, parlak
geleceklere kesinlikle kavuşuruz.