DÜNYANIN EN GÜZEL KANYONLARINDAN BİRİ YAZILI
KANYON
Selan
TAV Havalimanları Holdingin yayın organı The Gate dergisi son sayısında
dünyanın en güzel kanyonlarına yer verdi.
Her
ay 500 bin baskı yapıp ücretsiz dağıtılan The Gate Dergisinin 59. sayfasında
Yazılı Kanyonda yer alıyor.
YAZILI KANYON
Isparta'nın
Sütçüler ilçesine 10 km mesafede bulunan Yazılı Kanyon, herkesin rahatlıkla ve
keyifle yürüyebileceği bir tabiat parkıdır.
Sütçüler,
Isparta ilinin güneydoğusunda yer alan; Konya, Antalya ve Burdur illerine
sınırı olan ilçedir. 1938 yılında ilçe olan Sütçüler ilçe merkezinin nüfusu
2014 yılı nüfus sayımına göre 2.661'dir. Dedegöl Dağları, Anamas Dağları'yla
kol kala verip Yılanlı Ovası ve Kovada Gölü'yle Isparta'da buluşur. Bu
buluşmanın gayesi, Sütçüler ilçesinin sınırlarını çizmektir. İlçe adını, göçle
büyük şehirlere giden ve orada sütçülükle uğraşan insanları nedeniyle almıştır.
Elbette, bunda Yörüklerden kalan geleneklerin ve coğrafyanın etkisi de inkâr
edilemez.
Mâzisi
M.Ö. 200 yıllarına kadar giden Sütçüler, Adada olarak adlandırılan antik şehrin
Pisidya bölgesinde; Pysidya Pamphiline bölgeleri arasında yer almaktadır. Bu
eski yerleşim mıntıkasına, Helenistik dönemde en parlak yıllarını yaşarken,
hâlen ayakta bulunan mabetler, meclis binaları, anfi tiyatrolar yapılmıştır.
Adadadan Alanyaya kadar uzanan kral yolu bugün de konumunu muhafaza
etmektedir.
Arkeoloji
literatüründe ismi Adada olarak geçen kentin hakiki adının Pavlu olabileceği
iddialar arasındadır. Yörenin Türklerin eline geçmesinden sonra Pavlu ismi uzun
süre kullanılmıştır. Bunun yanı sıra Pavlu Pavlika adları ile anılan yöre, 1071
Malazgirt Zaferi'nden sonraki yıllarda zaman zaman Türklerin eline geçmişse de,
kesin fetih tarihi 1224 Alaaddin Keykubat zamanına rastlar. Bu dönemde Atabey
başta olmak üzere Isparta Eğirdir Selçuklular'ın elindedir. 1300 yıllarında
Hamitoğulları Beyliği Eğirdirde kurulana kadar Sütçüler Selçuklular'ın elinde
kalmıştır. Bu 70-80 yıllık dönemden günümüze Selçuklu eseri olarak sadece
Seferağa Camisi kalmıştır. Daha sonra Hamitoğlu Beyliği bütün toprakları ile
birlikte Osmanlı hâkimiyetine girer. Burası Osmanlılar zamanında bir süre
"Kara Bavlu" olarak da anılmıştır.
Aynı
coğrafya, ayağına kadar gelen konuklarını mutlu etmeden bırakmaz. Kimini Adada
antik şehrinde gezdirir, kimini düğün alayına katar, kiminin eline bir demet
çiçek verir, kimini alabalık sofrasında ağırlar, kimini de Yazılı Kanyon'da
sulara sokar. Yazılı Kanyon'a varan bir yolcuysanız, gözünüzü önce bir
yalıçapkını alır. Bu rengârenk kuş,
akarsuyun sığ yerlerinde avlayacağı balık gölgeleri arar; bulamazsa yanınızdan
geçip gider. Sonra Kanyon, antik Kral Yolu'nun taşlarını gösterir size. O
taşları, geçmişten kalan bir hazine, bir yadigâr gibi saklar. Bir sincap bir
ağaçtan yere atlar, size şöyle bir bakar ve telaşla koşarak uzaklaşır. Tabiat
parkının girişinde, sık sık Kanyon'a gelen dağcıların kaya tırmanışı
çalışmaları için kurdukları kamp çadırlarını görürsünüz. Arama kurtarma
ekipleri ile izciler de buradan eksik olmaz.
Kayanın
üzerindeki şiir
Ülkemizdeki
en güzel yürüyüş parkurlarından biri Kanyon'un girişine giden yol üzerindedir.
Patikalarında kızılağaçların, saçlı meşelerin, deli zeytinlerin, defnelerin,
mersinlerin yanı sıra ilerlerken, aşağıda akan Göksu size eşlik eder. Sonbaharda
kanyon, göz alıcı bir ışıkla yıkanır. Sararmış yapraklar, akarken uçuk
mavileşen sularla yanyana gelir. İlkbaharda, beyaz sırtlı ağaçkakanların
takırtısı baştankaraların, sinekkapanların, ötleğenlerin, bülbüllerin
ötüşlerine karışır. Çevresi, kuş gözlemcileri için bir vaha gibidir. Yazılı
Kanyon'un derinliği 100 ile 400 metre arasında değişir.
600
hektarlık bir alanı kaplayan tabiat parkında yürürken karşılaşacağınız kaya
yazıtı, Kanyon'a da adını verir. Yol yapımı sırasında bir bölümü tahrip
olmuştur ama üzerindeki şiirde köle olarak doğup, ünlü bir filozof olarak ölen
Epiktetos'tan bahsedilir:
"Ey
yolcu, yol hazırlığını yap ve koyul yola; şunu bilerek:
Yalnızca benliğinde hür olan kişidir özgür
insan
Kendi doğasındadır hürriyetinin ölçüsü
Ve kararında samimiyse,
Yüreğindeyse dürüstlük, işte bu asil yapar
kişiyi
Ve bunlarla yücelir insan, hatalarla
değil."
Yazılı
kayada adı geçen Epiktetos, MS 55 yılında Frigya'nın Hierapolis kentinde
doğmuştu. Ona göre, fizikî yapı, görünüş veya doğarken kazanılan sosyal konum,
insan iradesinin dışında geliştiği için bir üstünlük olarak kabul edilemezdi.
Kral
yolunun üzerinde
bir
anıt
Beklenmedik
bir biçimde, bir yaşama felsefesi olarak karşınıza çıkan bu mısraları okuduktan
sonra, Göksu'nun kıyısından 45 dakikalık bir yürüyüşle yemyeşil bir açıklığa
varacaksınız. Mevsim ilkbaharsa, kendinizi bir çiçek tarlasında bulacaksınız.
Mevsim yaz ise, isteyen, kayaların içinde oluşan doğal havuzların buz gibi
sularına kendini bıraksın; isteyen çimenlerin kokusuyla uyusun, isteyen de
yüzyılları devirdiği halde hâlâ ayakta duran âbide çınarların görkemli
dallarına tırmansın.
Yazılı
Kanyon'da tabiatın hayat döngüsünü takip etmek de mümkündür: Ağlardan dünyaya
dağılan yavru sarı örümcekler, gökkuşağı kanatlı kelebekler, sulara fırlatılan
serpme ağlara takılan alabalıklar, yaprakları kırmızı bir kaplan postunu
andıran bitkiler, yılanyastıkları, siklamenler, zakkumlar... Kızıl akbaba ya da
yabankeçisi görürseniz ne denli şanslı olduğunuzu bilin ama tavşan, tilki veya
keklikler de her an karşınıza çıkabilir.
Bu
Tabiat Parkı, antik çağın efsanevî Kral Yolu'nun geçtiği yerlerden biri.
Eskiden at arabalarıyla da geçilebilen bu eski Roma Yolu, bir asır öncesine
kadar yöredeki köylüler tarafından kullanılıyormuş. Aziz Paulus'un Anadolu'da
geçtiği yollar son senelerde şöhret kazandığı için, burası da Likya Yolu'yla
birlikte popüler bir uzun yürüyüş rotası haline geldi. Bu yüzden en beklenmedik
yerde, elinde bu yolun haritasıyla dolaşan turistlere rastlamanız mümkündür.
Bir de sakız ağaçlarına, yabangüllerine, anemonlara...