SURİYE’DEKİ ATEŞE KÖRÜKLE GİTMESEYDİK
OLİMPİYAT GELİR MİYDİ?
En
azından olasılık yükselirdi; güçlenirdi. Mısır ve Suriye olaylarını kendi
meselemiz gibi ele almak, barışçıl ülke olma yolundaki imajımıza zarar verdi.
Arap ülkelerindeki olayları kendi meselemiz gibi sahiplenmek; barışçıl
puanlarımızı düşürdü. Yalnızca olimpiyat alma konusunda puan kaybetmedik...
*KOMŞULARIYLA
İYİ GEÇİNMEYEN
*Suriye'den
kaçan yüz binlerce kişiyi beslemek ve bakmak yükünden dolayı, ekonomisi
sarsılan bir ülke imajı çizdik. Böyle kuşkulu bir tablo, iç ve dış ortamlarda
tereddütler yarattı. En sonunda, Rusya'nın teklifiyle, Suriye'nin kimyasal
silah depolarını açıkça göstermesi karşılığında müdahaleden vazgeçilmesi;
yöneticilerimizin elini büsbütün zayıflattı. Türkiye, komşularıyla iyi
geçinmeyen ve çatışmalara taraf olan bir ülke gibi görüldü.
Suriye ve Mısır'daki iç savaş ve çekişmelere
taraf olmak, ihracatımıza da zarar verdi. Geçiş yollarımızı tıkadı. Suriye'den
diğer güney ülkelerine mal taşınıyordu. O kolaylık yok artık! Mısır önemli
ihraç müşterimiz ve yolumuzdu. Süveyş kanalı yolunu da kaybedince durumumuz
beter oldu.
Stalin'in
bize karşı düşmanca tutumu ve boğazları istemesi karşısında NATO üyesi
olmuştuk. O olumlu üyelik batı ile kaynaşmamıza ve Avrupa Birliği üyeliğine
aday olmaya yaklaştırdı ülkemizi. Fakat iç barışı sağlayamamak ve özgürlüklere
saygı göstermemek; Avrupa Birliği üyesi olma hayalimizi yıkmış görünüyor artık!
Arap
ülkelerinin tüm problemlerini fazlaca yüklenmek de, hem ekonomik zararlarımıza;
hem de batılı ülke imajımızın yaralanmasına neden oldu. Gene de olimpiyatlara
aday olarak Japonya ve Tokyo ile başa baş gelmek, önemlidir. Acaba, İstanbul yerine Ankara'yı
(Başkentimizi) aday gösterseydik durum farklı olur muydu? Kesinlikle
kazanırdık!
*Japonya'nın
da başka büyük kentleri var. Ama Başkentlerini aday yaptılar ve kazandılar.
Ankara Belediyesinin ne yazık ki; bu yolda tek bir teşebbüsü ve çabası dahi
olmadı!
*İstanbul'un
ulaşım güçlüğünden ve sıkışıklıktan yaşanamaz hale getirilmesinden, sadece bizim
değil; bütün dünyanın haberi var. Kaybetmemizde bu durumun payı ve etkisi
elbette çok! Sporcular ve Seyirciler bir yerden başkasına gidemeyeceklerdi.
Yeni rant yatırımlarıyla büsbütün soluk alınamaz hale getirilen İstanbul'a
yazık edildi! Bütün bu nedenlerle kaybettik. Çok büyük reklam harcamaları da
yapıldı ve boşa gitti. Reklam işinin bu konuda başarılı uluslararası bir
şirkete verilmemesi de yanlıştı.