EVİMDEKİ MİNİ EĞİRDİR MÜZESİ 12. Bölüm
NİSLİLERİN KARA KAYIĞI ZİFTLİ KAYIK VEYA
GEMİ
Göl
durgun olduğu zamanlarda tatlı kürek şırıltılarıyla suyun üzerinden sessizce
kayar gider. İçinde, Ada’dan Eğirdir’e veya Eğirdir’den Ada’ya giden yolcuların
yarenlikleri durgun suların üzerinde yayılıp uzaklardan bile duyulabilir.
Hırçın havalarda bunun aksine, dalgalarla boğuşan teknenin küreğinden,
direğinden, yelkeninden, sırığından, dümeninden, şaplağından ayrı ayrı çıkan
sesler, kürekçilerin oturup kalkarak ve dalgaları kollayarak kürek çekmeleri ve
yelkencinin telaşlı hareketleriyle bir kat daha büyüyüp, içindeki yolcuların
kayığın dibine oturarak sessizce Allah’ın yardımına sığınmalarına sebep olur.
Zira gölün zümrüt dalğaları pek yamandır.
Kayığın
gövdesinin bütün yüzü ziftle kaplı olurdu. Bu hem tahtaların su içinde
çürümelerini önler hem de kalafat görevi yapardı. Her kayıkta bir yelken
direği, bir dümen, dümen tahtası, bir sırık, şaplak, yelken bezi, iki adet
kürek, küreklerde dengeyi temin için ikişer ikişer bağlanmış dört adet ağır
taş, lenger (çapa), lenger zinciri (bu zincirin bir ucu kayığın burnundaki
halkaya bağlanmıştır) ihtiyaca göre bulundurulmaktaydı. Sırık üç metre kadar
boyda, sağlam bir ağaçtan yapılmış olup sığ yerlerde kayığı hareket ettirmek,
bilhassa sahile yanaşırken veya açılırken manevra yaptırmak için, kayığın arka
ucuna yerleşen kayıkçı tarafından, bir ucu gölün dibine dayanarak itilmek
suretiyle, mahirane bir şekilde kullanılırdı.
Yukarıda
resmi görülen maket 41 cm. boy ve 10,7 cm endedir. 2011 senesi Temmuz ayında
yapılmıştır.