Küçük Kentin Büyük Trafiği...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,Küçük Kentin Büyük Trafiği...
Haberin Tarihi: 23.8.2016 10:24:00 - Okunma Sayısı:1908 defa okundu.

Küçük Kentin Büyük Trafiği...

 

            Herkesin bildiği bir tanımla (TDK’da yer aldığı üzere) trafik, ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt tarafından kullanılması. Her türlü aracın gelişigüzel yolları kullandığı ancak bu konudaki denetimin ve cezai yaptırımın sadece belirli alanlarda (trafik kontrolü deyince alkol kontrolü, ceza deyince de radar cezasının akıllara gelmesi gibi) yapıldığı da aşikar.

            Eğirdir, küçük, şirin ve huzurlu bir kent olma sıfatlarını hak etse de kendi içindeki girdaplardan kurtulamıyor. Bu girdapların en önemlisi kentin düzenlenemeyen trafiği. Gerek bir yaya gerekse bir sürücü olarak bu sorunla hergün karşılaşıyoruz. Tabii bu konudaki savunmalar da var: “Yollar dar”, “Eğirdir coğrafi olarak göl ve dağ arasında sıkıştığı için.....” diye uzayıp giden nedenler sıralanmakta. Ancak tüm bu gerçeklikleri göz önünde tutarak da gerekli önlemler alınabilir.

            19 Haziran 2016 Pazar günü Poyraz sahil yolunda bir kaza gerçekleşti.  İlkokul çağlarında küçük bir çocuk, kendisine çarpan aracın önünde sessizce yatıyordu. Ailesinin çığlıkları pekçoğumuzun hala kulağında. Geçtiğimiz haftasonu plaj mevkiinde farklı bir kaza ile karşılaşmanın tedirgin edici gerçekliği ile yüzyüzeydik. Eğirdir’de yayaların doğrudan zarar gördüğü kazalar ilk kez yaşanmıyor, geçmişte de örnekleri mevcut. Trafiği düzenlemek için daha kaç tane kazaya şahit olmamız gerektiğini içeren bir istatistik varsa da ben bilmiyorum!!!

            Trafiğin kentteki genel durumuna baktığımız zaman; Eğirdir’in tek trafik ışığının saat 21.00 den sonra  ve kış aylarında bu ışıkların hiç çalışmamasına tanıklık ediyoruz. Bu süreçte poyraz sahil yolunun araç hızlarını ölçebilecek otoban kıvamına geldiğini tahmin edebilirsiniz. Öyleki bu sahil yolu yoğun bir yerleşime sahip olmasına rağmen hız denetiminin isminin geçmediği bir alan. Her ne kadar Eğirdir’de Jandarma’dan başlayıp Rüya Park civarında sonlanan yol hattında hız sınırı uygulaması levhaları “50”yi göstersede, teori ile uygulama arasındaki derin uçurum burada da karşımıza çıkıyor.

            Ada yolunun da trafik konusunda nasibini aldığını söyleyebiliriz. Özellikle haftasonları araç ve yaya trafiğinin yoğun olduğu Ada yolunda tümsekler dışında trafiği kontrol eden bir mekanizma yok. Dolayısıyla kendi can güvenliğinizi kendiniz korumakla mükellefsiniz. Bir de aracı ile kimliğini pekiştirdiği için aracının gaz pedalından başka bir fonksiyonu olmadığını düşünenlerin hızla geçtiklerini düşündüğümüzde Ada bir keyif olmaktan öte yürek hoplatan bir mekana dönebiliyor. Ada trafiğini tersten kullananları- yola ters girenleri, bisikletlerin üzerine araçlarını sürmeye çalışanları saymıyorum henüz... Ada ve trafik denince sadece gece yapılan alkol kontrollerini biliyoruz, onun dışında bir uygulama yok.

            Bunların yanısıra araç parketmede gelinen son bencillik hallerini de unutmamak gerekli.. Kaldırımlara özenle yerleştirilen araçlar, özellikle çarşı merkezdeki ara sokakların arasına yolu ortalayarak park edilen araçların denetim dışında tutulması kentin kullanımının herkes için eşit olduğu düşüncesinden uzaklaşılmasına neden oluyor. Kaldırımların hem yayalara, hem bisikletlere ve pek çok zaman da motorlu araçlara hizmet vermesinden ötürü kullanım hakkı bağlamında nasıl değerlendirileceği merak konusu.

            Tüm bunların altında “eğitim şart” cümlesinin geleceğini duyar gibiyim.. Ancak eğitim her konuda şart olsa da  trafikte empatinin, sabrın, vicdanın ve en önemlisi de cezai yaptırımların şart olduğunu düşünenlerdenim. Yağmurda aracınızda rahat rahat giderken yayaların üzerine ikinci bir yağmuru çıkarıyorsanız, aracınızı “ortalayarak” parkettiğiniz yoldan geçebilecek diğer insanları düşünmüyorsanız ne kadar eğitimli olursanız olun farketmiyor. Vicdanınız çalışmıyorsa en eğitimlisi de olsanız aynı girdabın içine giriyorsunuz. Detaylandırılmış tabelaların ve kuralların insanların görebileceği noktalara yerleştirilmesi, anayollarda hız denetiminin- ki özellikle her iki sahil yolunda- yoğunlukla yapılması ve gösterilen bu kurallara uyulmadığı takdirde cezai yaptırımlar ile düzenlemelerin sağlanması hususunda gerekli adımların atılmasının “citta slow” yolunda yürüyen bir kente yakışan olduğunu düşünmekteyim. Kentin sadece kendisinin yavaşlaması değil trafiğinin de yavaşlaması kenti rahatlatacaktır.

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap