ALTINKUM; DOĞANIN EĞİRDİR’E MİRASI;

KORUMAK İNSANLIK GÖREVİ; KİRLETMEKSE  İNSANLIK SUÇUDUR..!...

 

Yıllardır aynı manzara yeter artık…! Eğitim yok, Görgü yok, Denetim yok ..!.. Yaptırım hiç  yok..!.. Doğayı kirletirsek, yok olur… Yanarız (!) ..!..                           

            KURALLARI, KULLANANLARIN KOYDUĞU

            BAMBAŞKA BİR YER BURASI…!...

            Çok değil on yıl öncesine kadar Uluslar arası değerlere göre MAVİ BAYRAK ile ödüllendirilmiş , “marka” bir plajdı ALTINKUM. Şimdi ise ….!!!???*** Buraya; kimileri  Altınkum Beach de demekte!!!  Dünyada benzeri yok!!!  Neden korunmaz? “İnsan olana” yapılan haksızlık bu…!.. Buraya, bize, bundan daha fazla nasıl zar verilebilir ki?

Kuşbakışı bakarsanız, güzel…!..

  Altınkum;  ne plaj ne de beach…  Akılalmaz bir yer burası…!..  Neden mi? Plaj ve beachin kullanım amacı ve kuralları vardır.  Altınkum’da kural yok! Stres ve her türlü çöp atma, kirletme yeri sanki… Kuralları- yaptırımları,  orayı kullanan “insanlar” koymakta, cezayı, mahalleli ve bu haliyle plaja gelip geri dönen, gelmek istemeyenler çekmekte. Haksızlık.

            Adı plaj olan yerde;  istediğiniz her yere çadır kurabilir, isterseniz çadırsız açık havada yatabilir, istediğiniz yerde yer, içer, sarhoş olabilir, gürültü yapabilir, istediği kıyafetle (don dahil)  suya girebilir ve istediğiniz şekilde ve yerde mangal yakar (hangi plajda  mangal  yakılmakta?) ve istediğiniz her yeri kirletebilirsiniz, yıllardır alışılmış, kimse bir şey demez.

Oturma gruplu çadırlar…. Her şey yanınızda…!

Birde araba  girse…….olsa…!..

Turiste para harcatmayız… Açık hava  oteli , ilk!

Plaj kıyafetleri 2016….  Uzun kısa  d.nlu  … vb  görmekteyiz … Siz neden görmediniz?

            Yıllardır, “bazı insanlar”  600 metrelik bu kumluk alanı, her türlü atık alanı, olarak kullanabilmektedir. Acaba burayı bu hale getirenlerin yaşadıkları yerleri nasıldır…?

Her yerde her şey serbest…!

Çadırlara Ağaçlardan  gölgelik…Yakacak da hazır…!..

Açık Hava Me.... İçin de...O sizin bileceğiniz..?!

Biz, bu manzaraları , görmek istemiyoruz…

            Mangal için yer var amma!

Her yer  mangal için serbest…! Çok …..yazık…!

Kömürleşen kum…! Kum nasıl olsa kum gibi…!

Mirasyedilik…!..Bizim hakkımız ne olacak?

            Sahildeki kumunun, içesinde yabancı miktar ve çeşitliliği giderek artmakta. Kumu bakımsızlıktan – ağaç dikimleriyle göz göre göre yıllardır yok edilmekte... Göl  suyu  içerisindeki kumda; yıllar önceki var olan alçalma- yükselme (dalgalanma) görülmemekte. Dalgalar  hareket ettirememekte  balçıklaşan, ağırlaşan kumları.

            Plajın; yazın su içi ve kıyısı, baharda ise kumlukları yeşil örtüyle kaplanmakta…… Plajdan hep alınmakta, hastalanmakta, verilen “pansuman “bile değil !!!

Su yosunları her gün temizlenmekte ama,

her dakika  kirlilik, yosun-hastalık üretmekte

            Plajda ağaç olmaz dedik yıllarca... Zaten doğal yapısında 60-70 yıl öncesi var alan 2 dut ağacından  başka bir şey yoktu burada. Söğütleri, çınarları ve kavakları yönetenler dikti, gölgelik olsun diye… 2001 yılında plajdaki ağaçların  kuma ve suya nasıl zarar verdiğini anlattık, belgeledik… O zaman çok sayıda söğüt ağacı söküldü… Ama hala bir çok amaçlar yüklenen,  içleri boşalmakta olan bu yaşlı  ağaçlar , daha çok çadırlara  ve  çok az sayıda insana gölgelik olmakta….!.. Plajda ağaç olmaz… Ağaçların kökleri sular içerisinde…!

Bahar da plajın kumları yeşil örtüye dönüşmekte…

Sonunda daha çok kumu hareketsiz bırakan  ağaçların

altında kumda ot- ağaç yetiştirdik…!

Ağaç kökleri- otlar-atıklar,   kumu yok etmekte..!

            Altınkumun Kumları; tane şeklinde kalırsa  özelliğini korur… Ağaç kökleri kumların hareketini önlemekte… Kum adeta betonlaşmakta… Kumun içi izmarit, kapak, çekirdek, taş vb küçük  atıklarla  dolu. Plajın kumluk kesimi ve göl su içi mutlaka, ama mutlaka  sürülüp, tırmıklanıp atıklarının ayıklanması gerek… Kumun havalanması gerek….

            Gölgelik için şemsiye vb.  başka bir çok çözüm örnekleri var… O nedenle plaj adıyla anılan hiçbir yerde burası kadar kullanım amacı çok olan bir  yer bulamazsınız…Yakışmamakta!..

             “İNSANIN”  AFFEDİLMİYECEK SUÇU, YEDİĞİ İÇTİĞİ YERE; ÇÖPÜNÜ … B.K.UNU BIRAKMAK….. EĞİTİM , GÖRGÜ, İNSANLIK  …!.. 

            Sayın  ŞENGÖL’ün  belirttiği gibi  Eğirdir’e, yazın çok sayıda insan gelmekte, kirlilik  doğal olarak fazla olacaktır. Kirlilik ve koruyamamak “insan”dan  kaynaklanmakta … Fakat, insanların   çocuklarının b.klu bezlerini bile, suyun kenarına , her yere  “poşete bile koymadan” atıyorsa (her gün  5-6 beze), yediklerini, içtiklerini, giydiklerini ….!... Bu bir “insanlık ayıbı”, suçu, cezasız kalmamalı….!..  Bu manzara kabullenilmemeli!..

            Temizleme demek işin en kolayı, herkesin başına bir kişi de dikemezsin. İnsan olma, görgü ve  eğitim, aileden başlar….  Yedik, içtik! B.klu bezleri de “size”  bıraktık !!!! Utanç verici bu manzara…. Başkasının yaptığını eleştirip kınayan insanlar, siz de aynısını yapmayınız. Çocuklarınızda aynısını yapar ileride… Başkalarına saygılı olun… Yakışmıyor insan olana.

            BELEDİYE NE YAPSIN?

            “İNSAN OLAN” NE YAPSIN?

            Eğirdir’i havasını, plajını, doğasını, ürününü vb.  tanıtmak çok çok güzel. Yazın ve bayram tatillerinde Eğirdir’e davet etmekteyiz insanları. İyi de, evi temizlemeden, bu kirli “eve”  misafirleri nasıl davet ederiz. Kirlilik gölün her tarafında hat safhada… Önce  temizlik ve korumak gerek. Eğirdir kuşbakışı güzel. Bir de bu yönden bakalım. Gerekli önlemleri hep birlikte alalım. Burası sadece belediyenin- yönetimlerin değil, bizim Eğirdir’imiz. Birey olarak herkese görev düşmekte. İşe, kapınızın hemen önünden- çocuklarımızdan; sokağımızdan başlıyabiliriz… Kirleten insan… Güçlü olan da o… Ben ne yapabilirim dememeli… Kirletenleri uygun bir şekilde uyarabiliriz. Ben yapıyorum.

            Eğirdir’e gelen çok. Biri gelmezse diğeri gelirle, olmaz. Bu bakışla bir gün misafir bile bulamayız. Bu gün değil, sürekli gelen konuklarımız olmalı. Ama fotoğraflardaki anlamsız kullanımlı yerlerde konuk etmeyelim onları…!.. Onlar mutlu ayrılsınlar, sürekli tercih etsinler, Eğirdir turizmde hak etiği yere gelsin… Onlarda giderken bu rahatsız edici durumdan şikâyetçi olmakta… Yerel yönetime de düşen sorumluluk ve görevler var. Sivil toplum örgütleri sadece “şikâyette” değil, sorunların çözümünde de bir araya gelmeli.

            Neler yapılmamakta ve yapılması gerekenler:

            Birincisi EĞİTİM: Genelde; aile ve okul verir. Kullanım alanlarıyla ilgili yerel yönetimlerinde vereceği eğitimler vardır. Nasıl mı? Alanların kullanım amaçları ve düzeni ile ilgili, gösteri, müzik, broşür, resim, levha ve aralıklarla yapılan hoş geldiniz duyurularıyla (anons). Plajda ses (anons)  sistemi var. Ama hiç temizlik ve kullanım konusunda uyarı yok…

            İkincisi KONTROL- DENETİM: Yazın (2 ay için) için 3-4 görevli kişilerin buraları gezip, temiz kullanımla ilgili uyarması veya kamera sistemleriyle oturduğunuz yerden, kontrol sistemiyle tespit ve  uyarılması… Temiz düzenli plajlarda bu konuda görevliler var. Buraya gelenlerin çok büyük bir kısmı aynı kişilerden oluşması da, denetim de önemli bir avantaj.

“Kleopatra  Plajı”’ında  Uyarı, Kurallar ve  Ceza var…

Altınkum Plajında ….*?!! ..ses yok…!..

            Üçüncüsü YAPTIRIM: Suca- ceza.. En son çözüm yolu…  Madem  “bazı insanlar”  laf dan,    kurallardan, sözden anlamıyor ve kirletmeye devam ediyorsa (bir çok belediye yere  çekirdek kabuğu atanlara para cezası verebilmekte); Plajda, gerekli yasanın uygulanması- cezası  için oldukça  çok neden var… Bizim de bu yerleri temiz görmek- kullanmak  hakkımız … Herkes uygularken Eğirdir de  neden uygulanmaz? Kabahatler vb. yaptırımlar…

            Eğirdir’in doğa harikası eşsiz güzellikleri “bazı insanlar” tarafından gerekli önlemler alınmadığı için, fiziki, biyolojik, kimyasal, koku, görüntü ve gürültü kirliliğiyle karşı karşıya kalmakta… Burada yaşayanlar ve burayı gelecek nesillerde görecekler neden cezalandırılmakta. Plajın paralı olması, denetim ve yaptırım olmadıktan sonra, para ile  sorun çözümlenemez… Davet ettiğimiz konuklarımızı güzel- temiz bir Eğirdir’de ağırlayalım…!!! Kullanım ve yaptırım ilkesini uygulayalım… Altınkum yok olmakta, haberiniz olsun, bu gidişle burada suya da girilmez, mahallelerinde de oturulmaz… Çünkü burası KOY, gideri akarı yok, kokarı çok…!  Dünyanın incisi- altını ne içinde…?        

ALTINKUM , “RÜYA PLAJIMIZ “  

OLAMAZ MI…?

            Buralar kullanılmaz hale gelince, örnekleri olduğu gibi önce burayı bu hale getirenler, “belediye çalışmamış, buranın  halkı -insanları ne kadar pismiş ….. yazık olmuş…” diyecekler/ demekteler…  Bu; insanlık  sorunu; birlikte, anlatarak, yardımlaşmayla çözelim…. Başka Eğirdir yok, gölümüz doğamız kirlenirse, YANARIZ(!). Piknik alanlarımız, plajlarımız neden çok övündüğümüz RÜYA PARK gibi, değil? Orada rüya alemindesin, burada ise kabus yaşamaktasın… Buralar da birer rüya alan, rüya plaj olmalı…

Rüya Plaj”…Plaj ? Bu plajlar, Eğirdir’e  2-5 saat uzaklıkta…  Kirlilik yok, çünkü yeme içme yeri arkada, sahilde yasak, Kumu her zaman temiz, ağaç yok, şemsiye var…!... Neden gerçek olmasın? Altınkum yok olmasın!..

Bu Haberi Paylaş

Yorum Yap