TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, gündeminin ilk sırasına alınan 45 yaş
altı ücret karşılığı çalışanların, iş verenleri aracılığıyla otomatik
olarak bir emeklilik planına dahil olmasını içeren Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi
Bilgiç başkanlığında toplandı.
Usul üzerine söz alan muhalefet milletvekilleri, gündemin ikinci sırasında
yer alan Varlık Fonu Kurulması ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına ilişkin
"torba kanun" eleştirisinde bulundular.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Bilgiç, partilerin komisyon
sözcüleriyle yaptıkları görüşmeler sonucu, Türkiye Varlık Fonu Kurulmasına
ilişkin düzenlemelerin tasarıdan çıkarılacağını dile getirdi.
Varlık Fonu kurulmasına ilişkin düzenlemeleri içeren maddelerin,
oluşturulacak bir alt komisyonda yeniden ele alınarak, iki gün içerisinde
teklif olarak yeniden komisyonun gündemine geleceğini bildiren Bilgiç,
tasarıdaki eleştiri alan bazı maddelerin de yeniden ele alınabileceğini
söyledi.
Bilgiç, "Uzlaşma, her konuda hemfikir olma anlamına gelmiyor. O zaman
demokrasinin, siyasi partilerin anlamı kalmıyor. Tek sesliliğin olduğu
sistemde demokrasiden söz etmek mümkün değil. Farklı yaklaşımlar olacak ama
üzerinde uzlaşılabilen alanlarda da uzlaşacağız." dedi.
Daha sonra Maliye Bakanı Naci Ağbal, ilk sırada bulunan Bireysel Emeklilik
Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde sunumuna başladı.
Tasarıyla ilgili bilgi veren Maliye Bakanı Ağbal, Bireysel Emeklilik
Sistemi'nin (BES) ilk olarak Türkiye'ye 2001'de yasal düzenlemeyle
getirilerek tabana oturtulduğunu söyledi.
BES'in önemli ölçüde genişlemesinin de 2013 yılında devlet katkısı
yapılmasına ilişkin yasal düzenlemeyle sağlandığını ifade eden Ağbal,
"Bugün burada BES'i kapsam olarak genişletecek bir yasal düzenlemeyi
yapmak üzere bir araya gelmiş olduk." dedi.
Bir ülkede büyümeyi belirleyen en önemli bileşenlerden birinin de tasarruf
oranları olduğuna vurgu yapan Ağbal, şunları kaydetti:
"Ülkemizdeki tasarruf oranlarının Türkiye'nin arzu ettiği, olması
gereken büyüme oranlarına uygun düşmediğini de hepimiz biliyoruz. Gerek
kalkınma planlarımızda gerekse kalkınma planına uygun hazırlanmış öncelikli
dönüşüm programlarımız arasında yer alan bir düzenlemeyi huzurlarınıza
getirmiş bulunuyoruz. Bireysel Emeklilik Sistemi 2001 yılında yasalaştı,
2003 yılında yürürlüğe girdi, esas genişlemesini 2013 yılında devlet
katkısı sistemini getirmek suretiyle yaptık. Bireysel Emeklilik Sistemi'nde
2013 yılında yapmış olduğumuz yasal düzenlemeden sonraki geçtiğimiz 3,5 yıl
içinde katılımcı sayısı 3,1 milyondan 6,4 milyona çıktı. Yani katılımcı
sayısı iki kat arttı.
Sistemdeki fon büyüklüğü ise 2012 yılı sonunda yaklaşık 20,3 milyar lira
idi. Temmuz 2016 itibarıyla devlet katkısı hesabındaki tutarlar hariç
Bireysel Emeklilik Sistemi'ndeki tasarruf tutarı 49 milyar liraya ulaştı.
Devlet katkısı hesabındaki tutarı da dikkate aldığınızda şu anda BES'te
toplam fon tutarı 56 milyar liraya ulaşmış durumda. Gelinen noktada
BES'deki fonların milli gelire oranı 2016 yılı itibarıyla yaklaşık 2,5
seviyesine ulaştı. İnşallah BES yaygınlaştıkça buradaki fon tutarı yıllar
itibarıyla daha da artacak."
Ağbal, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Türkiye'de bireysel emeklilik
sisteminin kapsayıcılığının artırılması ve sistemin yaygınlaştırılması ile
yurt içi tasarruf oranının yükseltilmesi ve çalışanların emeklilik
döneminde refah düzeyinin artırılmasının amaçlandığının altını çizdi.
Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde 2003 yılında faaliyete başlamış olan Bireysel Emeklilik
Sistemi bugün 6,4 milyon katılımcıya, devlet katkısı dahil 56 milyar
liralık bir fon büyüklüğüne ulaşmış oldu. Bu kapsamda yapılan düzenlemeyle
iş yeri bazlı özel emeklilik planlarına yönelik bir uygulama yapılmaktadır.
Halihazırda otomatik katılıma dayalı bireysel emeklilik sistemi ABD'de,
İngiltere'de, İtalya'da ve Yeni Zelanda'da farklı formatlarda
uygulanmaktadır. Diğer ülkelerdeki başarılı örnekleri de dikkate alarak bu
örnekleri ülkemizde hayata geçirmeyi planlıyoruz."
Otomatik bireysel emeklilik düzenlemesinin teknik detayları hakkında da
bilgi veren Ağbal, düzenlemedeki cazip yapı sayesinde çalışanların sisteme
ilgisinin yoğun olacağını düşündüklerini söyledi.
Başka ülke uygulamalarının incelendiğinde kişilerin cayma hakkının olmasına
rağmen geçen iki aylık sürecin sonunda katılımcıların sistemde kalmaya
devam ettiğinin görüldüğünü de vurgulayan Ağbal, şunları kaydetti:
"Yapılan düzenlemelerle hem ülkenin ihtiyaç duyduğu tasarrufların
artırılması sağlanmış olacak, bu suretle cari açığın azaltılmasına ciddi
katkı sağlanacak hem de vatandaşlarımızın emeklilik dönemindeki refah
seviyesi yükseltilmiş olacaktır. Arkadaşların yaptığı bir senaryoya göre,
10 yıllık bir süre sonunda sistemde 100 milyar liralık bir fonun oluşacağı
tahmin edilmektedir. Yaklaşık 6,7 milyon kişinin bu sistemin içine
gireceğini, 10 yıllık bir süreç sonunda 100 milyar liralık tasarrufun
birikimli olarak stok değer olarak oluşacağını düşünüyoruz. Bu senaryo
Bakanlar Kurulu'nun, iş yerinde çalışan sayısını 100 olarak belirlediği
varsayımına bağlı olarak oluşturulan bir senaryo."
Ağbal, birikimlerin herhangi bir şekilde kamu bütçesiyle ilişkilendirilmesi
ya da kamu fon sistemi içerisinde değerlendirilmesinin de asla söz konusu
olmayacağını sözlerine ekledi.
Tasarının tümü üzerinde soru ve eleştirileri yanıtlayan Ağbal, düzenlemenin
amacının tasarruf oranlarını yukarı çekmek olduğunu kaydetti.
Tasarruf oranlarının yetersizliğinin zaman zaman gündeme geldiğini dile
getiren Ağbal, tasarının, farklı ülkelerdeki uygulamalardan yararlanılarak
ve sivil toplum örgütleriyle görüş alışverişinde bulunularak hazırlandığını
dile getirdi.
Düzenlemenin, uzun vadede tasarruf oranlarına katkı yapacağını belirten
Ağbal, "Türkiye'nin daha çok büyüme oranlarına ihtiyacı var. Toplanan
fonların sigorta şirketleri tarafından değerlendirilmesi noktasında
şirketlerin yerli veya yabancı olmasını önemsememek gerekir. Biz global
ekonomiye entegre olmuş, doğrudan uluslararası sermaye çekmek isteyen bir
ülkeyiz. Ne kadar çok uluslarası sermaye gelirse, büyüme o kadar
artar." dedi.
Geçmişteki uygulamalar dolayısıyla, zorunlu tasarruflarla ilgili
hafızaların iyi olmadığını belirten Ağbal, ancak burada, toplanan
tasarrufların yönetilmesi konusunda bir kamu müdahalesinin söz konusu
olmadığını hatırlattı.
Sigorta şirketlerinin yatırım araçlarını seçme konusunda serbest
olduklarını dile getiren Ağbal, "BES, kısa vadeli bir enstrüman değil.
BES, temelinde emeklilik rejiminin bir parçası. Uzun vadeli bir tasarruf
yöntemi. BES'te uzun vadede kalınırsa, sistemden elde edilen getiri, diğer
yatırım araçlarından elde edilen getiriden daha fazla oluyor."
değerlendirmesinde bulundu.
Ağbal, sistemde uzun vadede kalmayı zorunlulukla değil, teşvik edici
yöntemlerle sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
45 yaş altı ücret karşılığı çalışanların, iş verenleri aracılığıyla
otomatik olarak bir emeklilik planına dahil olmasını içeren Bireysel
Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Tasarıya göre, Türk vatandaşı olup 45 yaşını doldurmamış olanlardan ücret
karşılığı çalışanlar, işverenin, kanun hükümlerine göre düzenlediği bir
emeklilik sözleşmesiyle emeklilik planına dahil edilecek.
İşveren, çalışanını ancak otomatik katılım için emeklilik planı düzenleme
konusunda Hazine Müsteşarlığınca uygun görülen bir şirketin sunacağı
emeklilik planına dahil edebilecek.
Bakanlar Kurulu, bu madde uyarınca emeklilik planına dahil edilecek
işyerleri ile çalışanları ve bu kapsamdaki uygulama esaslarını belirlemeye
yetkili olacak.
Çalışanın katkı payı, prime esas kazancının yüzde 3'üne karşılık gelen
tutar olacak. Bu oranı iki katına kadar artırmaya, yüzde 1'e kadar
azaltmaya veya katkı payına maktu limit getirmeye Bakanlar Kurulu yetkili
olacak.
Bu tutar, en geç çalışanın ücretinin ödeme gününü takip eden iş günü,
işveren tarafından şirkete aktarılacak. İşveren, katkı payını zamanında
şirkete aktarmaz veya geç aktarırsa, çalışanın birikiminde oluşan parasal
kayıptan sorumlu olacak.
Çalışan, otomatik katılıma ilişkin emeklilik sözleşmesinde belirlenen
tutardan daha yüksek bir tutarda kesinti yapılmasını işverenden talep
edebilecek.
Çalışan, emeklilik planına dahil olduğunun kendisine bildirildiği tarihi
müteakip 2 ay içinde sözleşmeden cayabilecek. Cayma halinde, ödenen katkı
payları, varsa hesabında bulunan yatırım gelirleri ile birlikte 10 işgünü
içinde çalışana iade edilecek.
Şirket, cayma süresince ödenen katkı paylarının değer kaybetmemesini sağlayacak
şekilde fon yönetiminden sorumlu olacak.
Cayma hakkını kullanmayan çalışan, belirlenecek hallerde katkı payı
ödemesine ara verilmesini talep edebilecek.
Bu madde kapsamında bir emeklilik sözleşmesi bulunan çalışanın işyerinin
değişmesi halinde, yeni işyerinde bu madde kapsamında bir emeklilik planı
varsa, çalışanın birikimi ve sistemde kazandığı emekliliğe esas süresi yeni
işyerindeki emeklilik sözleşmesine aktarılacak.
Yeni işyerinde emeklilik planının bulunmaması halinde çalışan, talep ederse
önceki işyerinde düzenlenmiş sözleşme kapsamında katkı payı ödemeye devam
edebilecek; talep etmezse emeklilik sözleşmesi sonlandırılacak.
Çalışan adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı payları üzerinden
devlet katkısı sağlanacak.
Çalışanın cayma hakkını kullanmaması halinde, sisteme girişte bir defaya
mahsus olmak üzere, bin TL ilave devlet katkısı sağlanacak. Bakanlar
Kurulu, bu tutarı yarısına kadar artırmaya veya yarısına kadar azaltmaya
yetkili olacak.
Emeklilik hakkının kullanılması halinde, hesabında bulunan birikimi en az
10 yıllık, yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında almayı tercih eden
çalışana, birikiminin yüzde 5'i karşılığı ek devlet katkısı ödemesi
yapılacak.
Çalışan katkı payının takip ve tahsil sorumluluğu şirkete ait olacak.
Şirketlerce, fon işletim gideri kesintisi dışında başka bir kesinti
yapılamayacak.
İşverenin yükümlülüklerine ve yürürlüğe konulan düzenlemelere uymaması
halinde, her bir ihlal için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 100 TL
idari para cezası uygulanacak.
Düzenleme, 1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe girecek.
|