NORMAL HAYATA DÖNELİM
15
Temmuz sürecini geride bırakalı nereyse 10 gün olacak. Demokrasi nöbetleri
bütün hızı ile sürüyor, olası tehlikeye, yeni girişime karşı meydanları boş
bırakmayan milyonlarca insanın tem amacı Demokrasiye sahip çıkmak, hainlere meydanları
boş bırakmamak!...
Türk
tarihine; bir tarafta kara bir leke olarak yazılacak olan bu süreçte, bir de
madalyonun öbür yüzü var ki, bu da Altın harflerle yazılacak.
Tıpkı
Çanakkalede olduğu gibi gövdesini siper ederek meydanlara inen, tankların önüne
ölümüne dikilen, canı pahasına Demokrasiye sahip çıkan, hainlerin kanlı
tuzağına boyun eğmeyen Türk halkının zaferi elbette tarihimize altın harflerle
yazılacaktır.
Darbelerden
çok çeken ve Türkiyenin gelişmesine ve büyümesine engel olacak bu tür teşebbüslerde
geçmişten ders çıkartan yüce Türk milletinin bu vatanseverliği gelecek
kuşaklara büyük bir gururla, övgüyle bahsedilecektir.
Günlerdir
bu konu ile ilgili yazılar yazıyor, yorumlar yapıyoruz. Artık yavaş yavaş
normal hayata dönmenin zamanı geldi.
Üstüne
basa basa bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, 15 Temmuz darbe girişiminden
çıkartacağımız çok dersler olacaktır.
Bu
işi planlayanlar, bu senaryoyu yazıp uygulayanların arkasındaki şer odakları
ile olan ilişkilerimizden tutunda, Türk milleti olarak üzerimize düşen
sorumlulukları ve görevleri birkez daha gözden geçirmeliyiz. Yeni senaryolara
karşı hazırlıklı ve tedbirli olmalıyız.
Evet
bir tarafta Demokrasi nöbetimiz devam ederken diğer tarafta üretmeye,
çalışmaya, kendimizi toparlamaya zaman ayırmalı, psikolojimizi düzelterek
normal hayatımızı da sürdürmeye devam etmeliyiz.
Tehlikenin
% 99unu geride bıraktık, çok az da olsa olasılıklara karşı tetbirli olmalıyız.
24
Temmuz Basın bayramı olarak kutlanacaktı!... Bu kadar hengamenin içinde bizim
en büyük bayramımız Demokrasi bayramı olmalıydı ve öyle de oldu, bırakın
kutlamayı, etkinliği!... Özgürce haberlerimizi yazabiliyorsak, özgürce yorum
yapabiliyorsak, hiçbir baskı altında kalmadan haberin peşinden koşabiliyorsak
zaten bayram yapıyoruz dur!...
Aksini
düşünemiyorum bile!....
Şayet
parel Fetö örgütünün darbe girişimi başarılı olsaydı! Bugün bu köşede kendi hür
irademle bu yazıyı kaleme alma şansım olur muydu?
Her
türlü haber, yorum ve fotoğraflar onların süzgecinden geçmeden okuyucuya ulaşması
mümkün olur muydu? Elbette olmazdı!..
Bu
nedenle 15 Temmuz ve sonrasındaki her gün bizim bayramımız, Türk milletinin
bayramıdır ve bundan sonra da öyle olmaya devam edecektir.
Evet
24 Temmuz basın bayramı bahanesi ile dün sayın Valimiz ve Emniyet müdürümüz ile
hem süreci konuştuk, hem de kahvaltıda biraraya geldik.
Konu
malum!... 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşananlardı....
Ne
gazetecilerin sorunları, ne de beklentileri gündeme bile gelmedi. Gelmesi de
etik olmazdı. Türkiyenin en önemli ve bir numaralı gündemi malum tarih ve
sonrasında yaşananlardı!...
Cemiyet
Başkanı Karahan ve Sayın Vali Günaydının konuşmaları da darbe ve sonrasında
yaşananlar üzerine idi!...
Taaa
ki; kameralar kapandı, sohbet havasına geçildi işte o zaman biraz gündemin
dışına taşarak şehrin diğer sorunları konuşuldu!...
Ispartaya
atandığı günden itibaren gündeminin ilk sırasına koyduğu Ispartasporun
geleceği ile ilgili düşüncelerini ve yapacağı çalışmaları askıya alan Vali
Günaydın, 15 Temmuz süreci ile gecikmeye ve erozyona uğrayan Ispartaspor
projesini yeniden hayata geçirmek ve canlandırmak için ilk adımı attığını
söyledi.
İl
Özel idaresi olarak BAL ligine katılacak olan takımın kaderi de süreç
içerisinde belli olacak. Olağanüstü kongre ile ismi değişebilecek, yeni
yöneticiler dahil edilebilecek, flaş transferlerle ve geniş bütçesi ile Bal
liginde şampiyonluk mücadelesi veribilecek....
Tüm
hesaplar bunun üzerine....
Şimdi
yapılması gereken kulübü mali açıdan rahatlatmak bunun için de toplumun her
kesiminin maddi katkılarını alabilmek....
Kulübe
mali katkıyı ilk sağlayan kişi de sayın Valimiz Şehmus Günaydın oldu. Kendi
cebinden kulübe 2 bin lira bağış yaparak ilk desteği verdi. Aynı desteği sayın
Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiçin vereceğini söyledi.
Gazeteciler
ile gündem dışı sohbetin ağırlıklı konusu Ispartaspor olunca bizlere de birkaç
kelem söz hakkı düştü.
Gazeteci
Tarkan Çetinin her gazete sahibinin bin lira destek vermesi gerekir önerisine
Cemiyet olarak 10 bin lira katkı verelim şeklinde karar kılındı.
Biz
gazeteciler zaten maddi ve manevi olarak kulübe katkı sağlamaya, kamuoyu
oluşturmaya çalışıyoruz. Gerekirse elimizi cebimize de atmasını biliriz.
Yine
gazeteci arkadaşımız Arzu Denizin Elele Derneği ile Gazeteciler Cemiyetinin
ortak bir kermesle kulübe maddi katkı sağlayabileceği önerisi büyük takdir
topladı.
Kanal
32 televizyonunda canlı proğram yapan Gazeteci Şakir Aksöz, Soner Toros ve
Mehmet Erçakırın, bir kampanya başlatarak takıma maddi katkı sağlanabileceği
fikri kabul gördü.
Yazımın
başında da ifade ettiğim gibi bir tarafta darbe sonrasında şehrin güvenliğini,
ülkenin birlik ve dirliğini, kamu düzenini sağlamaya çalışırken, öbür tarafta
devam eden hayatımızda yarım kalan projelerin tamamlanması için kaldığımız
yerden işe koyulmak ve gecikmeyi minimuma indirerek hedefe kilitlenmek.
Hayat
devam ediyor, hiçbir iş yarım kalmıyor. Ne cenaze bekliyor, ne de düğün....
Konu
düğünden açılmışken, hafta sonu oğlum Yasin Yamanın düğününü Allahtan bir
mani olmazsa bütün dostlarımızın katılımı ile yapacağız.
Düğün
davetimizin duyurusunu bugünkü gazetemizin arka sayfasında yaptık. Yine birçok
dostlarımıza ulaşarak davetiye takdim ettik.
Ulaşamadığımız
ya da unuttuklarımız varsa, ki olduğunu düşünüyorum, onları da buradan ve
sosyal medyadan birkez daha davet ediyorum.
Saygılarımla.....