24 TEMMUZ
VE TÜRK MEDYASI
24 Temmuz,
Basın Dayanışma Günü olarak her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu günün
aslında çok büyük bir önemi var. Zira 1908 yılında sansür kaldırılmış ve o
günden sonra Türk basını her yıl 24 Temmuzu basın bayramı olarak kutlamaya
başlamıştır.
Türkiyede basın özellikle 15
Temmuz sonrasında büyük bir sınav vermiştir. Darbe girişimine karşı doğru,
tarafsız ve milli duyguları ile okuyucusuna ulaşan Türk basını hiçbir müdahale
maruz kalmadan haberlerini okuyucusuna ulaştırmıştır.
Ispartada sayıları 14 olan yerel
gazeteler ile tek ulusal yayın yapan kanal 32, darbe sonrasında adeta
kenetlenerek halkla birlikte Demokrasi nöbeti tutmuş, haber ve yorumları ile
adeta darbecilerin karşısında dimdik durmayı başarmıştır.
Isparta basını milliyetçidir,
vatanseverdir, Devletine, bayrağına bağlıdır. İnançlı ve kararlıdır.
Günlerdir darbe girişimi
sonrasında paralel yapılanmanın uzantıları ve hainlerin gerçek yüzünü
okuyucuları ile paylaşmaktadır.
15 Temmuz ülkemiz için bir
milattır. Bu tarihten sonra Türkiye yeniden bir yapılanmanın içine girerek,
gerçek Türk milliyetçilerinin idaresi ile geleceğe kararlılıkla ve emin
adımlarla ilerleyecektir.
Devletini, Milletini satmayacak,
ülkesi için gerekirse canını feda edecek Türk Milliyetçileri işbaşına gelerek
içerdeki ve dışarıdaki düşmanlarımıza karşı gerçek gücünü ortaya koyacaktır.
Yıllardır, Türkiye üzerine
oynanan oyunların son perdesini hep birlikte izledik. Bizi içerden yıkmaya
çalışanlara karşı Türk milleti tıpkı Çanakkale ruhunda olduğu gibi gövdesini
siper etmiş ve vatanın bölünmez bütünlüğü karşısında dik durmayı başarmıştır.
Türk milletinin damarlarındaki
asil kan var olduğu müddetçe bizi kimsenin yıkmaya gücü olmayacaktır.
Türkiyede Türk-Kürt ayrımı ile
birbirimize düşürmeye çalışanların son günlerdeki bombalama ve terör olayları
ile adeta darbeye çanak tutanların oyununu bozan Türk Milleti bundan sonrada bu
oyunlara alet olmadığı gibi şer odaklarının karşısında da durmaya devam
edecektir.
Usame bin ladin senaryosunu yazarak
Dünyaya İslami terör imajını yaymaya çalışanlar, aynı oyunu bu kez Türkiye
üzerinden oynayarak bir cemaatin lideri olarak ortaya çıkardıkları ajan
sayesinde binlerce insanı kandırmayı başarmışlardır. Binlerce, hatta
milyonlarca insanın inançlarını sömürerek adeta kendilerine biat etmeyi
başarmış ve ülkenin her tarafını örümcek ağı gibi örerek önce 17 Aralık,
sonrada 15 Temmuz darbesini gerçekleştirmişlerdir.
Dünya kamuoyu islamcı terör
örgütü olarak adlandırdığı FETO terör örgütünün kendi halkının üzerine
ateş açarak insanları öldürdüğünü görüyor ve düşünüyor.
Türk düşmanı olan dış mihrakların
âmâcıda İslam dinini terörle bağdaştırarak Dünya kamuoyuna sunmak değil mi? 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında
yakalanan, gözaltına alınan ve tutuklananların yanısıra Devlet içindeki
yapılanmayı da tek tek ayıklamaya devam eden Güvenlik güçlerimizin birkaç ay
sürecek bu çalışması sonrasında elde edilecek delil ve bilgilerle birçok faili
olaylarında aydınlanacağını düşünüyorum.
Örneğin çözüm süreci sonrasında şehre
inen, silahlanan bomba tuzaklarını kuran terör örgütünün bu yapılanmasına
kimler göz yumdu. Bu yapılanmaya göz yumanların paralel yapılanmanın içinde
olan başta askerler olmak üzere birçok kişinin bilgisi dahilinde olduğunu şimdi
çok net görebiliyoruz.
Bu ve buna benzer yolsuzluk,
torpil, atama ve yükselme, Balyoz, Ergenekon, Rusya uçağının düşürülmesi ve
aklımıza gelmeyen birçok karanlık olaylar aydınlanacaktır.
24 Temmuz basın bayramı
dolayısıyla medya mensupları sayın valimizle bir araya gelerek buruk da olsa bu
özel günü kutladılar.
Öncelikle tüm meslektaşlarımın
basın bayramını tebrik ediyorum. Zor günleri yaşadığımız bugünlerde devletinin
v e milletinin yanında yer alarak kamuoyunu doğru bilgilendirdikleri için bir
kez daha tebrik ediyorum.
Ne mutlu Türküm diyene...