15 Temmuz
2016 saat 22.00.... Evet bu tarih ülke tarihine kara bir leke olarak
yazılacaktır.
Yaşı 10nun üzerinde olanlar bu
tarihi hep hatırlayacaklar. Umarım bu genç kardeşlerimiz ileri yaşlarda
bu tür darbe, darbe girişimleri, terör olayları ve her türlü hainlikleri
bir daha görmez ve yaşamazlar!...
Zira Yaşı 70in üzerinde olanlar
Bu ülkede 1960 ihtilalini, 12 Eylül darbesini, 17 Aralık sürecini ve son olarak
ta 15 Temmuzu görmüş yaşamışlar!....
Önceki günkü yazımda da ifade
ettiğim gibi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bugüne kadar ülkemiz üzerine
oynanan oyunlara rağmen Türkiye Cumhuriyeti bugünlere kadar ulaşmıştır. Zaman
zaman kesintiye uğrayan Demokrasiye rağmen dimdik ayakta kalmayı başaran ve
özellikle son 14 yılda büyük bir hızla büyüme sürecine giren Ülkemizin gözle
görülür istikrarı ve büyümesini hazmedemeyenlerin bu oyunlarını bu kez halkımız
bozmasını bilmiştir.
Atatürkün Gençliğe hitabesinde
söylediği şu sözleri bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini,
Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin
yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi,
seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların
olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,
vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini
düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir.
İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş
bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün
kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış
ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten
daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip
olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu
iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit
edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte,
bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini
kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
Atatürkün Gençliğe hitabesindeki
şu sözler çok manidar
İstikbalde
dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların
olacaktır.
İstikbalde, yani gelecekte seni bu
hazineden, yani Güçlü bir Türkiyeden mahrum etmek, yani ülkeyi geriye
götürecek dahili ve harici, yani içerde ve dışarıda, bedbahtların, yani
düşmanların olacaktır. Ki, cumhuriyetten bugüne kadar bu harici ve dahili
düşmanlar hep olmuştur.
Atatürk hitabesinin son bölümünde
Türk gençliğine;
İşte, bu
ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini
kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Sözleri ile bugünkü Cumhuriyetin
temellerini atmıştır.
Türk gençliği 15 temmuz akşamı
Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarma adına kendisini siper etmiş ve
tankların önüne atmıştır.
Darbe girişiminin üzerinden 4 gün
geçmesine rağmen meydanları boş bırakmayan ve adeta Demokrasi nöbeti tutan Türk
gençliği damarlarındaki asil kanın verdiği güçle her türlü darbe ve darbe
girişimine karşı, içerideki ve dışarıdaki düşmanlara karşı adeta göğsünü siper
etmiştir.
Türkün bu direnişi ve gücü
karşısında şaşkına uğrayan dış bedbahtların bundan sonraki oyunlarına alet
olmama adına birliğimizi, dirliğimizi ortaya koyarak dimdik durmalıyız.
Atatürk 1927 yılında Türk
gençliğine verdiği mesajda bugünlere işaret etmiştir. Bize düşen görev bu
mesajı iyi okumak ve ülkemize sahip çıkmaktır.... Saygılarımla.....