HALKIN İRADESİ HERŞEYİN ÖNÜNDE

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,HALKIN İRADESİ HERŞEYİN ÖNÜNDE
Haberin Tarihi: 19.7.2016 10:37:00 - Okunma Sayısı:1159 defa okundu.

HALKIN İRADESİ HERŞEYİN ÖNÜNDE

 

            12 Eylül Darbesi olduğunda henüz 14 yaşındaki genç bir delikanlı idim.

            Bugünkü kadar teknolojinin olmadığı, iletişim araçlarının sınırlı olduğu bir dönemde oldu-bitti’ye getirilen o günkü süreci pek hatırlamıyor, ya da olayların dışında yaşamış bir kişi olarak ne yapılmak istendiğini pek kavrayamamıştım!...

            Yıllar sonra 12 Eylül darbesinin olumsuz izlenimlerini ve Türkiye’yi ne kadar geriye götürdüklerini yavaş yavaş idrak etmeye başladım.

            Demokrasilerde birkaç kez kesintiye uğrayan Ülkemizin gelişimini engellemeye çalışanlar (Dış mihraklar) 12 Eylül 1980 öncesinde yazdıkları senaryoyu saniye saniye uygulayarak 12 Eylül sürecini hazırlamışlardı.

            O günün Kuvvet Komutanları da sanki hazine bulmuşçasına Ülke yönetimini ele geçirerek, yani darbe yaparak  sağ-sol çatışmasını önlemek, kan dökülmesinin önüne geçmek istemişti!....

            Evet 12 Eylül benim çocukluğuma denk gelen bir darbedir, ben olayların içinde değildim ama içinde olanların anlattığı, hatta birçokların o günleri hatırlamak bile istemediği  o dönemde Dış mihrakların senaryosunu yazdığı oyunun finali darbe ile bitecekti ve amaçlarına ulaşmışlardı!..

            Her dönem ülkemizde kaos yaratarak Demokrasiyi kesintiye uğratma, ekonomik gücümüzü azaltma, dünyanın gözü önünde itibarsızlaştırma girişimini yıllardır başarı ile uygulayan dış mihrakların ülkemiz üzerine oynadıkları bu oyunun yeni bir senaryosunu yaklaşık 30 yıldır izliyoruz.

            12 Eylül Darbesi sonrasında yazılan yeni senaryonun baş mimarı olan Fetullah Gülen kandırılmış, vaadedilmiş ya da tehditle, şantajla, menfaa ilişkisi ile ne derseniz deyin bir şekilde bu oyunun bir parçası olmaya ikna edilmiş ve süreç başlamıştır.

            30 yılda bu süreci adım adım takip eden ve kendisine inandırılan milyonlarca kişinin temiz ve masumane duygularını yok ederek adeta beyinleri yıkanan insanları Devletin çeşitli üst düzey kademelerine yerleştirerek  Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirme ve yıkma planını hayata geçirmeye çalışmıştır.

            Amaç tıpkı 12 Eylülde olduğu gibi önce iç kaos çıkarmak sonra da bir darbe ile hükümeti ele geçirmek....

            Yazılan senaryo ve oynanan oyun apaçık ortadadır...

            36 yıl önce yazılan senaryo ve oynanan oyun amacına ulaşmış olabilir, ama bugün oynanan oyuna Halkın iradesi müsaade etmemiştir.

            Devir değişti... Demokrasi kültürü ülkemize yerleşti. İnsanlar bilinçlenmiş ve geçmişte darbelerden çok çekmiştir ve bir daha aynı oyunun oynanmasına asla müsaade etmemiştir ve etmeyecektir de!....

            Son darbe girişimi ülkemizi 10 yıl olmasa da beş yıl geriye götürmüştür.... Önümüzde zorlu bir süreç var bu süreci en az hasarla atlatarak yeniden yükselişe geçmemiz gerekiyor.

            Hükümet darbe teşebbüsünde bulunanlara en ağır cezayı verecektir....

            Hala hak etmediği halde değişik yollarla Devletin değişik kademelerine kadar yükselmiş paralelciler varsa, ki olduğuna inanıyorum onlar da temizlenecektir.

            Burada en önemli olay: İtibarsızlaştırılmaya çalışılan Türk Silahlı Kuvvetleri yeniden eski itibarını kazanmalı ve güçlendirilmelidir.

            Şerefli Türk ordusu ve onurlu Türk askeri vatanının bölünmez bütünlüğünü sağlama adına üzerine düşeni yapacaktır...

            Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadarki süreçte neden Türk Devleti üzerine kumpaslar kuruluyor, senaryolar yazılıyor ve oyun oynanıyor? Bunu çok iyi okumalıyız...

            Adnan Menderes ve arkadaşlarının asılması, Turgut Özal’ın ölümü, Muhsin Yazıcıoğluna yapılan suikast, Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in ölümü ve buna benzer birçok olaylar tesadüf değildir. Bütün bunlar oyunun birer parçasıdır.

            12 Eylül öncesi sağ-sol davası ile bizi birbirimize düşürenler, 12 Eylül sonrasında Türk- Kürt ayrımı ile PKK belasını başımıza sarmıştır. Bugünkü senaryo kandırılmış ve adeta Demokrasi düşmanı haline getirilmiş, Türkü, Türk’e karşı silahlı eyleme dönüştürülmüş bir örgütün başaramadığı bir süreci işleten Dış mihrakların ülkemiz üzerine oynadıkları ve bundan sonra oynayacakları yeni senaryolara dikkat etmemiz gerekiyor.

            Siyasi görüşümüz ne olursa olsun, hangi etnik guruptan olursak olalım.

            Tek ezan, tek devlet ve tek Bayrak sloganı ile kenetlenmek, kol kola girmek ve dik duruşumuzu dünyaya göstermek dış mihrakların bundan sonra ülkemiz üzerine oynayacakları oyunları bozmaya yeterli olacaktır.

             Aksi halde yarın hangi bir senaryonun parçası olacağımızı kimse bilemez.

            Türkün, Türk’ten başka dostu olamaz. Bizi içerden yıkmaya çalışanlara bu fırsatı vermeyelim.....           

            40 YILDIR BU GÜNLER İÇİN

            TSK'DA ÖRGÜTLENDİLER

            Ben öğrenim yıllarımda Kuleli Askeri Lisesi'nden iki öğrenci ile bizzat ilgileniyordum. Süreç böyle başlar. Bu çocuklar okullarından mezun olup bir yerlere geldiğinde bizzat Fetullah Gülen ile görüşmeye başlarlar. Kuleli Askeri Lisesi'nde yurtdışından gelip okuyan öğrenciler de Gülen örgütü tarafından sahiplenildi ve yetiştirildi. 40 yıldır bu örgütlenme böyle devam ediyor. Her şey bugünler için planlandı ama başarısız oldular. Dolayısıyla sadece Türkiye ordusunda Fetullahçı subaylar yok. Başka ülkelerde de değişik rütbelerde Gülen'e yakın subaylar mevcut. Mesela ABD ve Kanada ordusunda Müslümanların imamı Fetullah Gülen'in mollasıdır. Azerbaycan’da Fetullahçı bir asker Genelkurmay Başkanlığına kadar yükseldi.

            Not: Fettulah Gülen’e yakın bir isim olan Hayati Küçük’ün açıklamaları benim tezimi doğruluyor...

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap