Yöresel ürünler 19-22 Eylül’de Antalya'da
buluşacak
TOBB
Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, yöresel ürünlerin katma
değerinin yükseltilerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirtti. Budak,
“Zincir marketlerde yöresel ürünler kotası konulmalıdır, mutlaka bir reyon
ayrılması koşulu getirilmelidir. Belediyeler, yöresel ürünler üretimine dönük
faaliyetlerde bulunmalıdır. Antalya olarak biz bu konuda daha aktif olmalıyız,
olacağız. Çünkü turizmden dolayı çok büyük bir potansiyelimiz var. Örneğin
havalimanında yöresel ürün sergileri açabiliriz. Hatta yerel yönetimlerle
biraraya gelip kent içinde daimi yöresel ürün sergisi veya mağazası açabiliriz.
Yöresel ürünler Fuarımız bu konuda önemli bir fırsattır” dedi.
Antalya Ticaret
Borsası'nın (ATB) kurumsal ve sosyal sorumluluk projeleri kapsamında, TOBB,
ATSO ve BAGEV'in desteğiyle düzenlediği “4.Yöresel ve Geleneksel Ürünler
Fuarı”, 19-22 Eylül tarihlerinde Antalya Expo Center'da düzenlenecek. Fuarın
tanıtım toplantısı Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Başkanı Bendevi
Palandöken, TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, AESOB
Başkanı Abdullah Sevimçok, ATB Başkanı Ali Çandır, Isparta Ticaret Odası meclis başkanı Osman
Şahlan, yönetim kurulu üyesi Ahmet
Kabalak , Isparta Ticaret Borsası üyeleri ve destek
veren diğer kurum temsilcilerinin katılımıyla Ramada Hotel'de yapıldı.
Toplantıya ITO meclis üyesi ve Eğirdir
Genç Girişimci Derneği Başkanı Osman Gök’de katıldı.
Bu
fuarla Anadolu'nun eşsiz el emeği, göznuru ve damak tadı ürünlerinin 4'üncü kez
Antalya'da buluşturulacağını belirten ATB Başkanı Ali Çandır, kıyıda köşede
kalmış olanların tanınırlığının artırılması, coğrafi işaret ve tescil
korumasıyla bu ürünlerin hak ve hukukun korunarak ekonomiye kazandırılması, birlikte
hareket etmenin gücünden yararlanma, insanımız ve yabancı misafirlerle
Anadolu'muzun yöresel hazineleriyle tanışmasını ana amaç edindiklerini söyledi.
Dünyada
50 milyar dolar
ticaret hacmi
Coğrafi
işaretin yöresel ürünlerin en önemli koruması olduğunu belirten Ali Çandır,
coğrafi işarete konu ürünlerin dünya ticaretinde 50 milyar dolarlık, AB'de
yaklaşık 2 bin yöresel ürünün koruma altında ve üreticiler için 20 milyar
dolar, perakendeciler içinse 28 milyar dolarlık bir ciro hacminin sözkonusu
olduğunu anlattı. Avrupa'da bu alanda 300 bin istihdam ve yüzde 30'unun da
ihraç edildiğinden bahseden Çandır, ülkemizin son derece zengin bir yöresel
ürün potansiyeli olmasına rağmen tarım, gıda, el sanatları, canlı hayvan, doğal
kaynak kökenli 171 coğrafi işaretli, 224 adedi de değerlendirme aşamasında ürün
olduğunu açıkladı.
81 ilin değerleri
buluşacak
Bu
topraklardaki yöresel ürün zenginliğinin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını
söyleyen Ali Çandır, 10 bin metrekare alanda Anadolu'nun yüzlerce ürününü bir
arada ücretsiz görme fırsatı olacağını kaydetti. Çandır, memleket hasreti
çekenleri Kayseri mantısından Van kahvaltısına, Buldan bezinden Aydın incirine,
Samsun pidesinden Eskişehir lüle taşına, Afyon sucuğundan Adana kebabına,
Erzurum oltu taşından Kahramanmaraş dondurmasına, Kumluca domatesinden Alanya
dokumasına kadar Türkiye'nin 81 ilinden 300'e yakın firmanın yüzlerce
Anadolu'nun eşsiz değerini görmek için fuara katılım çağrısında bulundu.
Budak:
Yöresel farkındalık
yaratıldı
4'üncüsü
düzenlenecek fuarla Türkiye'de yöresel ürünlere yönelik bir farkındalık
yaratıldığını anlatan TOBB Başkan Yardımcısı ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak,
fuarın esnafı da kurtaracak projelerden biri olduğunu söyledi.
“Geleneksel, yöresel ürünler konusunda çok
şey söylendi, söyledik. Artık hasata geçmemiz gerek” diyen Budak şunları
kaydetti;
“Yöresel ürün zenginliği, potansiyeli ve
fırsatları halen yeterince değerlendirilmiyor. Anadolu bir harman yeri gibi.
Binlerce yöresel ve geleneksel ürünümüz var. Bu ürünlerimizi ambalaj sokup,
ekonomik değer olarak katma değer yaratacak şekilde ulusal ve uluslar arası
pazarlara sunmamız gerekiyor.
Kırsalda köylerin, kentlerde esnafın
yaşaması için geleneksel/yöresel ürünler en önemli çarelerden birisi olabilir. Yöresel
ürün konusu halen Antep baklavası olarak görülüyor. Oysa asıl konu geleneksel
ürünün değerlendirilmesi, güzel işlenmesi ve farklı bir ürün olarak
sunulmasıdır.
Yöresel ürünler
zincir marketlerde
olmalı
Yöresel
ürün, esnaf için ürün farklılaştırmasıdır, markalaşma fırsatıdır. Sürekli
diyoruz ki, artık zincir marketlerde, büyük mağazalarda satılan ürünlerin
aynısını veya benzerini satarak gelişemezsiniz, ayakta kalamazsınız. Çıkmaz
sokakta devam etmekten vazgeçin, bu tür ürünlere kayın. Ürün farklılaştırması,
markalaşma, yöresel ürünler tek veya önemli bir çözümdür.
Hükümetin
ve Belediyelerin de yerel kalkınma konusunda sorumluluk alması gerektiğini
söylemek istiyorum. Hükümet sosyal politika veya sosyal yardımlar kapsamına
mutlaka geleneksel ürünleri de almalıdır. Geleneksel ürün üreten üreticiye daha
fazla destek olunmalıdır. Kooperatifler bu alana yönlendirilmeli ve
desteklenmelidir.
Daha
önce de söyledik. Zincir marketlerde yöresel ürünler kotası konulmalıdır,
mutlaka bir reyon ayrılması koşulu getirilmelidir. Belediyeler, yöresel ürünler
üretimine dönük faaliyetlerde bulunmalıdır.
Antalya
olarak biz bu konuda daha aktif olmalıyız, olacağız. Çünkü turizmden dolayı çok
büyük bir potansiyelimiz var. Örneğin havalimanında yöresel ürün sergileri açabiliriz.
Hatta yerel yönetimlerle biraraya gelip kent içinde daimi yöresel ürün sergisi
veya mağazası açabiliriz. Yöresel ürünler Fuarımız bu konuda önemli bir
fırsattır. Üreticilerimiz bu yönde fırsatları zorlamalıdır. Üreticiler bize bu
konuda önerilerle gelirse destek oluruz. Bu nedenle basınımızın fuarımıza
katılımı teşvik etmesi ve fuara katılan küçük üretici teşvik etmesi gerçekten
önemli katkı olacaktır.”
Yerli malı haftası
çağrısı
Türkiye'nin
yöresel ürünlerinin Avrupa'da tanıtımı, yaygınlaşması, ekonomiye
kazandırılması, coğrafi işareti gibi konularda fuarın önemine değinen TESK
Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yabancı ürün hayranlığının ülkemiz
ekonomisine verdiği zarar ve bunun çözümü noktasındaki önemine de değindi.
Palandöken, okullarda çocuklarımızın yöresel ürünlerimizi tanımaları, obezlik
sorununa yol açan fast-food tarzı yiyeceklerden uzaklaşmaları için de Milli
Eğitim Bakanlığı'na geçmişteki Yerli Malı Haftası etkinliklerinin yeniden
düzenlenmesi çağrısında bulundu