HACI OMAR’I, “BASIN KULÜBÜ”NDE DİNLERKEN…
…VE SONUÇ
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Başkan ŞENGÖL, Eğirdir’i yönetmeye başladığı günden bugüne dek süren zaman diliminde, hep yasakçı zihniyetle mücadele eden bir “YEREL YÖNETİCİ” profili çizmiş ve de bu çizgisini sürdürmeye de kararlı gözükmektedir…
***
Hacı OMAR; bugüne dek mensup olduğu siyasi yelpazeden bir milim bile sapma göstermeden, doğru bildiği yolda ilerlemiş, “MERKEZ SAĞ” dünya görüşünü hiçbir zaman bırakmamış, “LİBERAL DEMOKRAT” çizgisini, MUHAFAZAKAR DEMOKRAT veya MİLLİYETÇİ DEMOKRAT potada eritmeyi, hiçbir zaman düşünmemiştir. Bu anlamda da; siyasal yalpalanma / değişen siyasal iklim / parlamento dışı kalma gibi fiili durumlar, O’nu teğet bile geçememiştir… Bu tutarlı duruştur ki, Hacı OMAR’ı siyasi rakipleri bile kıskanır duruma getirmiştir… Ve tüm “SAĞ” ve “SOL” toplumsal güçler’in takdirini kazanarak, “DÖRT DÖNEM” Eğirdir’e damgasını vurmuştur ve de vurmaya devam etmektedir…
***
ŞENGÖL’ün “YASAKÇI ZİHNİYET”e ilk başkaldırışı, DEMİREL’in Başbakan olarak Eğirdir’i ziyaretiyle başlar… DEMİREL Eğirdir’dedir. Halka hitap etmiştir… Eğirdir Belediyesini de ziyaret eder. Isparta valisi DOKUZOĞLU, Eğirdir Kaymakamı İMGA ve Eğirdir Belediye Başkanı ŞENGÖL. Üç yerel yönetici, Başkan ŞENGÖL’ün makam odasında ayaktalar… DEMİREL, Belediye Başkanının koltuğuna oturuyor ve bizlerin de tanık olduğu şekilde, şöyle diyordu: “…Söyle bakalım Reis, Eğirdir’in ne sorunları var?...”
Ve bakın Hacı OMAR, zamanın başbakanı DEMİREL’in bu sorusuna nasıl yanıt veriyordu: “…Efendim, Eğirdir’in hiçbir sorunu yok. Sadece “SU KİRLİLİĞİ KONTROL YÖNETMELİĞİ” deki “ÖZEL HÜKÜM çıkarılabilir” maddesinin Eğirdir için hayata geçirilmesini istiyoruz… Göl ve Dağ arasında sıkışmış durumdayız!!! Hiçbir yere bir çivi bile çakamıyoruz!!!”
DEMİREL, söz konusu mevzuatın, istek doğrultusunda düzenleneceği sözünü de verir bu arada…
***
…Ve zaman geçer, iktidarlar gelir/ geçer, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği durduğu yerde durur…
(14) yıllık “MUHAFAZAKAR DEMOKRAT”ların iktidarı döneminde “ÖZEL HÜKÜM” çıkarılmıştır. Eğirdir Gölü Çevresindeki koruma bantlarında yer alan (8 – 10) Yerleşim Birimi ortadan kaldırılmakta, meralarda hayvan otlatmak yasaklanmakta, Ekolojik Köyler kurulmakta…
İyi hoş da, uygulanabilirliği yoktu bu mevzuat değişikliğinin… Toplumsal tepkiler başlamıştı… Heyetler Ankara’ya gelip gidiyor, Merkezi Otorite ile mekik diplomasisi başlıyordu… Ve sonuçta; Eğirdir Gölü Özel Hükümleri revize edilmek zorunda kalıyordu… Sadece GÖKTAŞ, “EKOLOJİK KÖY” olacaktı… Ama heyhat!!! GÖKTAŞ’tan da bir ses/seda çıkmıyordu!!!
***
Gel zaman / git zaman, “KARACAÖREN BARAJ GÖLLERİ ÖZEL HÜKÜMLERİ” de hayata geçirilmiştir. Buna göre; neredeyse, Antalya’nın içme suyu temini için, “ALT HAVZA” olarak nitelendirilen “EĞİRDİR GÖLÜ HAVZASI”ın da hiçbir tarımsal/sınai /turizm faaliyeti yapılamayacaktı!!! Bu durum ise, neredeyse Isparta’nın haritadan silinmesi anlamına geliyordu ve Isparta kamuoyunun çok sert tepkisi ve de tüm toplumsal kesimlerin rezistansıyla karşılanıyordu…En sert karşı koyuşu ise Hacı OMAR gösteriyordu…
***
…Ve gelinen son dönemeçte “SAKİN ŞEHİR” vardı. Artık geri dönülmez bir aşamaydı bu… Son tahlilde; Hacı OMAR’IN SIĞINACAĞI SON LİMANDI “SAKİN / YAVAŞ ŞEHİR EĞİRDİR”
(70) kriter, AB kriterleri gibi algılanabilirdi SAKİN / YAVAŞ ŞEHİR EĞİRDİR” için… Bu satırları yazarken, İngiltere’nin AB’den ayrılışının dünya üzerindeki yankıları da kulağımda çınlıyordu…
Hoşça kalın, sağlıcakla kalın
----- SON ---