EVİMDEKİ MİNİ EĞİRDİR MÜZESİ 7. Bölüm
EĞİRDİR’DE EV EKMEĞİ YAPMA USULÜ
İyi
ve güzel birçok adetlerimizin yanında, Eğirdir’in kendine özgü bir ekmek yapma
usulü vardır. Bu usul tarihimizin derinliklerinden akıp gelmektedir. İbni
Batuta seyahatnamesinde de aynen zikredilir. Ekmek yapılacağından bir gün önce
fırına haber gönderilerek sıra alınır. Ekmekçi çırakları sırası gelen eve
gidip, kapılarını çalarak:
-Aba!
Yuğurun, katı gon (koyun), cıvık olmasın ha, emi! Diye sıkıca tembih ettikten
sonra getirdiği miniyeti bırakıp giderdi.
Evde
derhal kollar sıvanarak tekneye, ekmek yapılacak miktarda un konulup, ılık suda
eritilmiş mayası da azar azar ilave edilmek suretiyle hamur haline getirilir,
kıvamı elde edilinceye kadar iyice yoğurulur ve üstü bezle kapatılarak
mayalanmaya bırakılırdı.
Vakti
gelip de, hamur hafif kabarmaya ekşimsi kokmaya başlayınca ekmek büyüklüğünde
parçalar koparılıp, yere uzatılmış olan miniyetin gözlerine konur, miniyet
çırağın omzunda fırına götürülürdü. Beklemekte olan fırıncı, tavı gelmiş fırına
hamurları salarak pişirirdi. Pişmiş ekmekler, yine miniyetin üzerine sıralanır,
çırakla eve gönderilirdi.
Miniyet,
yekpare ağaçtan, göz göz oyularak yapılır, muhtelif boylarda olurdu. Hamur
teknelerinin ufakları yekpare ağaçtan oyulur, daha büyükleri tahtaların
çakılmasıyla meydana getirilirdi.
Miniyetin
manasını bilemediğim için her gittiğim memlekette sordum. Edremit ve civarında
buna ‘bineyit’ ‘pineyt’ gibi isimler verildiğini öğrendim. Ekmek yapma
usullerinin de bizdekinin aynı olduğunu söylediler. Daha sonraları T.D.K.’nun
lugatında bunun aslının ‘binit’ olduğunu, binilecek taşıtlara, daha ziyade
hayvanlara dendiğini, ayrıca hamurları
fırına taşımak için kullanılan şeylere de binit dendiğini okuyarak öğrenmiş
oldum.
“Eğirdir’de
Ekmek Yapma Usulü” hakkındaki daha etraflı bilgi, 24 Ekim 2001 tarihli ‘AKIN’
gazetesinde yayımlanmaya başlayan bir yazımda anlatılmıştır.
devam edecek