ŞENGÖL'Ü DİNLERKEN...

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,ŞENGÖL'Ü DİNLERKEN...
Haberin Tarihi: 13.5.2016 11:30:00 - Okunma Sayısı:1203 defa okundu.

ŞENGÖL’Ü DİNLERKEN…

 

            Önceki gün akşam, KANAL 32’de yayınlanan Şakir kardeşimizin programının canlı yayın konuğu, Eğirdir Belediye Başkanı Ömer ŞENGÖL’dü. Saat 21.00’de başlayıp 23.40’a dek süren yaklaşık üç saatlik programı, başından sonuna izledim…

            Nasıl ki, yeni yayımlanan bir kitabı okuyup kritiğini yapıyorsak, bir canlı yayın programını da izledikten sonra kritiğini yapmak, biz yazar / çizer takımı için kaçınılmaz hale geliyor… Bu kritikler; bizler için üstlendiğimiz “kamuoyunu objektif bir biçimde oluşturma misyonu”nun gereğidir aynı zamanda…

***

            …Evet, hadi başlayalım o zaman.

            Zamanlama bakımından, Isparta’nın “AĞA” sını kaybettiği ve toprağa verildiği bir günün akşamında izliyorduk bu programı. KANAL 32’nin saat 20.00’ deki ana haber bülteninde de; Şevket DEMİREL’ in cenaze törenini izlemiştik… Gerek Şakir kardeşimizin ve gerekse konuğu ŞENGÖL’ ün, söze “AĞA”nın kaybından dolayı duygu ve düşüncelerini belirten konuşma ile başlamaları kadar doğal bir şey olamazdı ve öyle de oldu…

             “AĞA”nın cenaze töreninde görülen manzara; kimilerinin “İstanbul Dukalığı” diye tanımladığı İstanbul Sermayesi ile (=Sanayi ve Ticaret Burjuvazisi ) “ANADOLU SERMAYESİ”nin kucaklaşmasının somut göstergesiydi adeta… Ve bu manzara, çok anlam içeriyordu…

***

            Başkan ŞENGÖL’ün yerel halk nezdinde lakabı; “HACI OMAR”dı. Nam-ı diğer, “HACI OMAR”

            …Evet, Hacı Omar; dört dönemdir, Eğirdir Belediye Başkanlığı göreviyle, Eğirdir halkı tarafından taçlandırılıyordu… Halk, kendinden biri olarak gördüğü bu Yerel Yöneticiye karşı sevgisini böyle gösteriyordu… Bizler, “dört dönem” diyorduk ama, O; “altı dönem” diyor, çekirdekten yetiştiğini, hatta, anasının O’nu “BELEDİYE BAŞKANI” olarak doğurduğunu bile söylüyordu farklı zaman ve zeminlerde…

***

            Heyecanlanmıyordu, ayakları yere basarak konuşuyordu… İlâve ettiği o iki dönemi, çıraklık dönemi olarak nitelendiriyordu… Stüdyoda oturduğu masanın bir tarafına, Eğirdir Belediyesinin “KÜLTÜR HİZMETİ”  olarak bastırdığı kitapları, diğer tarafına ise, “EĞİRDİR ELMA”sını koymuştu… Belki de ŞENGÖL’ün vermek istediği mesaj; Eğirdir’in elmanın Başkenti ve bir kültür şehri oluşunu, kitlelerin bilinçaltına yerleştirmek olabilirdi… Bence, bu mesaj verilmiş ve toplumsal algı, bu şekilde  nesnel ve de simgesel olarak verilmiştir…

***

            ÜNİVERSİTE vurgusunu, çok güzel gerekçelendirmiştir Reis. Türkiye’nin neredeyse üçte birinin sorumluluk alanının temsilcisi olan iki kardeş kuruluş Meyvecilik Araştırma Enstitüsü ile Su Ürünleri Araştırma Enstitüsünü, Üniversitenin bir mütemmim cüzi olarak görmesi, orada hizmet üreten çalışanların tamamına yakınının doktora yapmış kişilerden oluşmasını, Üniversitenin fiziki altyapısının dışında, yetişmiş entelektüel beyin gücünün varlığını dillendirmesi, Eğirdir’i bir BUTİK ŞEHİR olarak tanımlaması ve bu şehirle özdeşleşecek bir “BUTİK ÜNİVERSİTE”nin Eğirdir’de kurulmasının kaçınılmaz ve de olmazsa olmazı olduğunu çok güzel anlatıyordu matematikçi kafasıyla…

                      DEVAM EDECEK…

                     BİZİ İZLEMEYE DEVAM EDİN…

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap