BAKIN, ISPARTA’DA NE OLUYOR?...
Bugün,
7 Eylül 2013. Yerel seçim sandığına, daha (6) ay (3) hafta var… Isparta’da hava
nasıl?... Bu sorunun yanıtını kimimiz “toz-duman”, kimimiz “belirsiz”, kimimiz
“gök gürlemeli”, kimimiz de “sakin” diye
yanıtlayabilir… “Sakin” diye yanıt verebilecek kesim, büyük bir olasılıkla
Isparta’nın “MUHAFAZAKAR DEMOKRAT” toplumsal güçleri olduğunu tahmin etmek, zor
olmasa gerek. Çünkü; Isparta’nın siyasal yelpazesinde, muhafazakar
demokratların yerel yönetici adayı henüz belirlenmedi. “Peki
n’apıyorlar?...”derseniz, Isparta’nın siyasal arenasına bakıyor ve “ne acelemiz
var” der gibiler… Eee, boş durmuyorlar tabii… Şimdilik, “siyasal arenayı”
seyrediyorlar… Rahatlar…
Bakın,
Isparta’nın siyasal arenasında ne oluyor?... ”KİM, KİMLE YARIŞACAK?...” Yarış
deyince, sadece at yarışları gelmiyor ki akla, “SEÇİM” de bir nevi, rakipler
arasında yarış anlamına geliyor… Isparta yerel seçimlerinde, kim kimle
yarışacak konusu, şu anda Isparta’nın siyasal arenasındaki baş gündem maddesi
olup çıkıverdi… Bu gündemin oluşmasında, bu satırların yazarının da mutlaka
katkısı var…
Ana
Muhalefet sosyal demokratların il başkanı ile, Milliyetçi demokratların il
başkanı arasında yaşanan söz düellosu; yarışın kendi partileri ile yada kendi
partilerinin adayı ile, iktidar partisi yada onun adayı arasında geçeceğini
iddia ediyor… İktidar Partisinin yerel aktörleri ise, bu durumu sessiz ve de
bir üstünlük psikolojisi ile tebessümle izliyor…
***
…Derken
efendim, bir de baktık ki; sosyal medya’ya bomba gibi düşen “ENSE TRAŞINI
GÖRME” söylemi, ortalığı toz-dumana bürüdü… Bir yerel yönetim organı olan ve
seçimle o koltuğa oturmuş olan İl Genel Meclisinin başındaki zat-ı muhterem,
hiç de şık olmayan, etik de olmayan ve de sosyal medyayı kirleten bir üslûp
sergileyerek, Isparta yerel siyasetinin kalite standardının düşmesine yol
açıyordu… Eee, kınadık tabii…
***
İktidar Partisinin, Isparta Yerel Yönetici
adayı için, Partinin Merkez Karar Yönetim Kurulundan alınmış herhangi bir
kararı da yoktu hani. Bizim bildiğimiz; seçime girilecek her yerde, yoğun bir
anket çalışması yapılmakta idi… Muhafazakar Demokratların uyguladığı yerel
seçim stratejisinde; yerel yönetici adayının, ne kadar geç açıklanırsa, bunun
İktidar Partisi lehine olabileceği şeklinde bir görüşün hayata geçirilişi
şeklinde de yorumlanabilir yada toplumsal algı, bu yönde oluşmuş da olabilirdi…
Yazımızın
başında da değindiğimiz gibi, Yerel seçimlere daha altı ay, üç hafta gibi çok
uzun bir süre var… Isparta yerelinden, şöyle bir örnek verilebilir: Diyelim ki,
sizlerden biri, Isparta Belediye Başkanlığı için, Partiniz sizi aday gösterdi.
Seçime daha çok uzun bir süre var ve adayın bugün açıklanmasıyla birlikte de
seçim çalışmasına başladınız…
Isparta’nın
(41) Mahallesi var. Seçim çalışması ve de propagandası için bu (41) Mahalleyi
dolaşacaksınız… Her gün (1) Mahalleyi dolaştığınızı varsayalım, (41) günde
bitireceksiniz demektir… Şimdi, ”bu mantık doğru mu dur” diye de kendi
kendinize soracak, sesli de düşüneceksiniz mutlaka… İstişarede de bulunacak,
belki de kendi strateji ve taktiklerinizi kendiniz saptayacaksınız… Ve belki
de, Isparta’mızın yetiştirdiği değerli siyaset bilimcimiz Hakan
Hocamızdan,”SİYASET BİLİMİ” dersleri de almayı düşünebilirsiniz hani…
***
Önceki gün, iki kişiyle bir telefon konuşması yaptım
ve Isparta siyasetini irdeledik. Halef-Selef Isparta valileriydi bunlar.
Valiydi, ana muhalefetten milletvekili oldu: Sayın Ali Haydar ÖNER. Diğeri ise;
valiydi emekli oldu, Isparta’ya yerleşti, Isparta’nın atanmış en büyük mülki
amiriydi, şimdi ise; Isparta’nın seçilmiş yerel yönetici adayı olmak için
kolları sıvamış vaziyette bekleyen bir siyasal aktör. Tabii, büyük bir
olasılıkla, siyasi yelpazenin muhafazakar Demokrat tarafında kendini
konuşlandırmış durumda bekliyor…
“Bekliyor” dedik, çünkü; kendisi; ”aday” yada
“aday adayı” sözcüklerini telaffuz bile etmiyor. Peki ne diyor?... Şunları
diyor: Sade bir vatandaşın hukuki hakları, sorumlulukları, vecibeleri ne ise,
Memduh OĞUZ olarak, o haklara, sorumluluklara sahip olduğunu söylüyor… Örneğin;
Ticaret yapabileceğini vurguluyor… Ve diğerleri tabii… Sayın OĞUZ bunları
derken, Üniversite sıralarında iken, Medeni Hukuk Hocamızın anlattığı; ”Medeni
Haklardan istifade ehliyeti ile medeni hakları kullanma ehliyeti” aklıma geldi.
Sayın OĞUZ, adeta “Ben ehliyetliyim” der gibiydi…
Tabii,
sayın OĞUZ’la ”İLİM ŞEHRİ ISPARTA” yı da birazcık da olsa konuştuk. Çalışma
Ofisinden söz ettik. Sayın OĞUZ, bu ofisin “SEÇİM BÜROSU” olarak
algılanmamasına özen gösteriyordu… Isparta’nın elektronik medyasına yansıyan
“HALK EVİ” nitelendirmesi, CHP ile özdeşleşen, onu çağrıştıran bir niteleme
olmuyor muydu?... Ne yalan söyleyeyim ,Bendeki ilk algı böyleydi. Bunu da
sordum tabii sayın OĞUZ’a. Bakın O konuda ne dedi: “…O nitelendirmeyi basıncı
arkadaşlar yapmış, Ben değil.”
Ve devam ediyordu: ”…Isparta’mızın
sorunlarını, bu mekanda ele alıp tartışacağız… Çözümler üreteceğiz. Burası,
aynı zamanda,”İLİM ŞEHRİ ISPARTA DERNEĞİ’NİN DE MERKEZİ” İlim Şehri
çalışmalarımızı da buradan yürüteceğiz…”
***
Ana
Muhalefetin Isparta Milletvekili sayın Ali Haydar ÖNER ise, Isparta’nın SİYASAL
ARENASI’na bakın nasıl bakıyordu: “…Biz, hem Belediye Başkanlıkları, hem
Belediye Meclis Üyelikleri ve hem de İl Genel Meclisi Üyeliklerinde sayısal
olarak mevcudiyetimizi bu yerel seçimlerde artırmış olacağız… Hem oransal
olarak oy oranımızı artıracağız, hem miktar/sayısal olarak artıracağız… Bunu,
hem Isparta özelinde, hem yurt genelinde yapacağız…”
Sayın
ÖNER, halefi olan sayın OĞUZ’un seçim ofisini “HALK EVİ” olarak
nitelendirmesine de bakın ne diyordu: ”…Tek kişi ile “Halk Evi” mi
oluyormuş?!!!”
Sayın
ÖNER’in, iktidara yönelik de eleştirileri vardı ve şöyle diyordu: “…Yasayla
oluşturdukları BÜYÜK ŞEHİR statüleri ile, “ALAN” oluşturdular… Mülki İdarenin
sorumluluk alanlarını daralttılar… İl Genel Meclisi, bu statülerle ortadan
kaldırılmış oldu. Bir nevi özerkliğin, federal yapılanmanın kapısı aralanmış
oldu…”
***
…Evet,
Isparta’nın siyasal arenası da böyle işte… Peki, sizce nasıl?...
Şimdilik bu kadar. Hoşça kalın… Sağlıcakla kalın…