BAKA 216 Yılı Mali Destek Programına Son başvuru 15 Nisan'da
Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, 2016 yılı itibariyle çıktıkları Mali Destek Programı hakkında bilgiler verdi. Programın geneline bakıldığı zaman sürdürülebilir kalkınmayı hedef aldıklarını ve sürdürülebilir kalkınmanın da sadece ekonomiyle olmayacağını vurgulayan Özen, ‘’Buna insan, çevre ve doğayı da ekledik. Zaten bunlar olmazsa sürdürülebilir bir kalkınmadan da bahsedemeyiz’’ dedi.
2016 yılı mali destek programını çok önemsediklerini ve bunun için bir takım önlemler aldıklarını altını çizen Özen, şunları söyledi;
“2016 yılı mali destek programı içerisinde yer alan Çevre Programı ve Sosyal Kalkınma Destek Programı doğrudan sağlıkla ilgili. Aslında bu iki programın da temelinde insan bulunuyor. Sosyal kalkınma destek programında 3 tane dezavantajlı grup öngörmüştük. Kadınlar, engelliler ve genç işsizler… Çevre programında ise 4 tane önceliğimiz var. İlki toplumda çevre bilincinin geliştirilmesi. Bunun hem sosyo-ekonomik yönü var hem de sağlık boyutu var. Denizlerde ve su kaynaklarında meydana gelen kirliliğin azaltılması. Bu çevresel bir sağlık problemidir. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Bir diğeri geri dönüşüm içeren atık yönetimi. Atıkların olduğu yerde mutlaka sağlıkla ilgili riskler vardır. Tarımsal ve sanayi kaynaklı kirliliklerin azaltılması ise çok çok daha sağlıkla alakalı. Hatta bu başlıklar altında Eğirdir’le ilgili yapılacak proje örnek olarak verilmiş. Çünkü orada tarımsal kirlilikle ilgili yapılabilecek bazı projeler de gösterilmiş. Aslına bakarsanız çevre programının sağlıkla alakası var. Çevresel kirlilik insan sağlığını, sosyal, ekonomik açıdan olumsuz etkilediği gibi sağlığımıza da son derece negatif etkileri olabilecek bir boyutu var. Biz tabii ki genel çerçevede bir program dizayn ediyoruz ama alt bileşenlerine baktığınızda insan var. Hepsinin ortak amacı insan. Kalkınma dediğimiz şey insanın refah seviyesinin yükseltilmesidir. Zaten sürdürülebilir çevre ve sosyal kalkınma programı bizim 5 tane gelişme eksenimizden birini içeriyor. Yani yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir çevresel kalkınmanın sağlanması.
Her yerde duyuyoruz; Sürdürülebilir kalkınma… Peki, bu kavram nedir? Yani bunun bir tanımı var. Sürdürülebilir kalkınma gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeden kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğidir. Böyle bir kalkınmadır. Yani bu aslında insanla doğa arasında denge. Çünkü sürdürülebilir kalkınma anlayışı aslında çevre ile birlikte gelmiş. Sürdürülebilir kalkınmanın 3 tane bileşeni var. Normal kalkınmada ise 2 bileşen var. Bunlar sosyal ve ekonomi. Buna çevrenin eklenmesiyle birlikte 3 bileşenli bir kalkınma modeline sürdürülebilir kalkınma deniyor. Çünkü siz ekonomik faaliyetlerinizi yönetebilmeniz için kaynaklara ihtiyaç duyarsınız. Bu kaynaklar doğal kaynaklardır. Bugünkü kalkınmayı hızlı bir şekilde yerine getirmek hızlı bir şekilde refah seviyesini yükseltmek için doğadaki kaynakları tüketiyorsunuz. Fakat doğanın da bir taşıyabilme kapasitesi var. Yani siz bir orman kaynağını kullandığınızda o ormanın kendini yenileyebilme kapasitesini aşıyorsanız daha o kendini yenileyemeden tüketiyorsanız ne oluyor? Sizin çocuklarınıza ileride bu kaynakları kullanma fırsatı vermiyorsunuz, onların elinden almış oluyorsunuz. Dolayısıyla şimdi programlarımıza bakalım; KOBİ programı var yani ekonomi, sosyal kalkınma programı var yani insan ve çevre programı var yani doğa. Ne yapmış oluyoruz biz burada; Sürdürülebilir kalkınma. Bu yılki mali destek programı görünüşte gelişme eksenine göre bir mali destek programı ama özüne baktığınızda tamamen sürdürülebilir kalkınma. Hepsinin de merkezinde insan var.
2015 yılı mali destek programında 3 bölgede 15 bilgilendirme toplantısı yapmıştık. Bu sene bunu daha da artırdık ve 27’ye çıkarttık. Daha fazla ilçeye gittik. İnşallah önümüzdeki sene çok daha fazla ilçeye ulaşmış olacağız. Yani 27 ilçe demek 3 bölgedeki tüm ilçelerin yarısından fazlasına gidilmiş demektir. Biz olabildiğince daha fazla ve kaliteli proje alabilmek için bilgilendirme toplantılarını yoğun bir şekilde yapıyoruz. Talep geldiği anda arkadaşlarımızı o bölgeye yönlendiriyoruz ve bilgilendirme yapıyoruz. Bu konuda esnek davranıyoruz. Bir talep varsa demek ki orada ihtiyaç var. Bu yönden ajansımızın kapıları herkese her zaman açık. Kesinlikle bize toplu bir eğitim talebi gelirse onu hiçbir şekilde geri çevirmiyoruz. 2016 yılı mali destek programımıza da ilgi oldukça iyi.
Mali destek programları çok önemli. Ajansımız toplumda sadece mali destek programlarıyla biliniyor ama bizim yaptığımız stratejik çalışmalar da var. Önemli araştırmalar var. Yani ajans burada sadece finansal destek sağlamıyor. Biz aynı zamanda bölgede bilgi üreten bir kuruluşuz. Tanıtım yapan, bölgenin tanıtımına katkı sağlayan, diğer bölgelerle arasındaki gelişmişlik farkını azaltan, kendi içinde de şehirlerarasındaki gelişmişlik farkını azaltan çeşitli faaliyetler yapıyoruz. Mesela kümelenme, sanayi ile ilgili ve alt bölge çalışmalarımız var. Sadece mali destek programları bunun bir yanı. Hâlbuki ajansın yaptığı çok daha önemli çalışmalar var. Güdümlü projeyle ilgili birkaç çalışmamız var. Onu da yakında sonuçlandıracağız. Kümelenme programını uyguladık on önümüzdeki ay geçmiş olacağız. Burada yaptığımız tüm faaliyetleri küme halinde görmüş olacaksınız. Mali destek programlarıyla ilgili de şunu söyleyebilirim; Biz artık planlı bir gelişimi izlemeye karar verdik. Daha doğrusu bir bölge planımız ve bu planda hedeflerimiz var. Bu hedefler bölgedeki tüm aktörlerin oy birliğiyle onların katılımıyla ortaya konuldu. Dolayısıyla bölgenin istediği, talep ettiği hedefler ve gelişme eksenleri var. Mali destek programlarımız da her yıl o dönemki önceliğe göre şekil vereceğiz. Bundan sonra mali destek programlarımızı daha planlı, daha düzenli, genel amaca hizmet edecek şekilde dizayn edeceğiz.’’
Mevcut işletmelerin istihdam kapasitelerinin belli bir noktaya geldiğini kaydeden Özen, “Yeni işletmelere ihtiyaç var. Bu da ancak girişimcilik yoluyla olabilir. Siz girişimciliği desteklemezseniz üniversitede olan insanlar kamu personeli olmak için yarışa girecekler. Dolayısıyla istihdamın büyük kısmı kamuya kaymış olacak. Bu da kamu için bir yük. Aynı zamanda döviz getirici faaliyetlerin önünün kesilmesi demek ki rekabetçi bir dünyada bu kabul edilebilecek bir şey değil. Bizi ancak girişimcilik kurtarır.” ifadelerini kullandı.
Son olarak geçmişteki 5 Mali Destek Programında 258 projeye destek verildiğini ifade BAKA Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, şunları söyledi: “Bu projelerin gerçekleşme bütçesi 66,4 milyon lira. Eş finansmanları da kattığımızda 128,4 Milyon liralık bir ekonomi yaratmışız. Buradan da 74 proje Isparta’ya gelmiş. 5 yıl içerisinde 1,18 Milyon TL Isparta’ya fon aktarılmış, çeşitli araştırma projeleri yapılmış. 3 milyon lira civarında da tüm bölgeye dağıtılmış.”
BAKA Genel Sekreteri Özen, Mali Destek Programı için internet üzerinden başvuruların 8 Nisan 2016, dosya tesliminin ise 15 Nisan 2016 tarihinde sona ereceğini de sözlerine ekledi.