Besicileri zor günler bekliyor
Ramazan
Bayramının ardından besicilerde gözler Kurban Bayramına çevrildi. Ancak,
besiciler başta Saman ve yem fiyatları olmak üzere geleceğe umutla bakamıyor.
Yüksek girdi fiyatları nedeniyle zor durumda olduklarını ifade eden Besici İsa Çolak; "Ne sattığımız
hayvanlar, ne de süt para ediyor. Aldığımız pahalı, sattığımız ucuz. Böyle
nereye kadar gidecek?" dedi.
Isparta'da
hasat döneminin geçtiğimiz günlerde sona ermesi ile birlikte kilosu 50 kuruş,
balyası 6 lira olan Samanın, aynı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kış
mevsiminin gelmesiyle birlikte kilosu 1 lirayı bulma endişesi besicileri kara
kara düşündürüyor.
Merkez
Yazısöğüt Köyünde Büyükbaş Hayvan Besiciliği yapan İsa Çolak, besicinin durumunun her geçen gün kötüye
gittiğini belirterek, devletin hayvancılık konusundaki desteklerinin
artırılması gerektiğini söyledi. Çolak, konu ile ilgili olarak yaptığı
açıklamada; "Bilindiği gibi normalde balya fiyatı 4 ila 6 TL arasında
değişen saman, geçtiğimiz yıl üretimi az olmasından dolayı daha hasat döneminde
balyası 8 liraya kadar çıkmıştı. Bu fiyatlar hasat mevsiminin bitimi ile
birlikte 12 ila 14 liraya çıktı. Bu durum kış mevsiminde ise 18 ila 20 TL'ye
kadar fırlayacağını düşünüyorum. Bu da aynı geçen yıl yaşadığımız zor günleri
tekrar yaşamamız anlamına geliyor. Öte yandan, yem fiyatları ise aynı şekilde
artarak devam ediyor. Geçtiğimiz yıl yaz aylarında bir çuval yem 34 - 36 TL
dolayında iken bugün 44 liraya kadar yükselmiş durumda. Biz besicilerin et ve
süt üretimi için ana madde kabul edilen ve mecburen almak zorunda olduğumuz
saman ve yemin fiyatlarının yüzde yüzlere varan oranlarda artması bizi son
derece zor durumda bırakmıştır. Çünkü, besicilerin girdi fiyatları yükselirken
et ve süt fiyatlarında hiçbir kayda değer artış olmamıştır. Hatta, belli bir
sürede süt fiyatlarında düşüşe gidilmiştir. O zaman ben de şunu soruyorum:
Madem ki, süt fiyatlarını düşürüyorsunuz. Saman ve yem fiyatlarını da
düşürün.
Böyle
giderse, ahırdaki hayvanları bir bir keseceğiz. Ben burada devletin hayvancılık
politikasının yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Şöyle ki; geçtiğimiz
yıllarda devlet bizlere 2 yıl ödemesiz, 7 yıl ödemeli Damızlık Hayvan satışı
yaptı. Biz de bu hayvanları alarak besicilik ve süt üreticiliği işine girdik.
Fakat bizler bu işe girer girmez Devlet et ithalatını serbest bıraktı. İşte bu
biz besicilere en büyük darbe oldu. Devlet olarak bir tarafta hayvancılığı
geliştirmek için vadeli hayvan satacaksınız, bir tarafta ise et ithalatını serbest
bırakacaksınız. Böyle tezat olur mu?
Bilindiği
gibi, geçtiğimiz yıl Kasım ayında Et'te KDV indirimine gidildi. Kargas Et'teki
KDV oranı % 18'den % 1'e indirildi. Ama bu durum etin satış fiyatında herhangi
bir indirim sağlamadı. Et yine bildiğimiz fiyattan satılmaya devam etti. Peki
ne oldu. Aradaki farkı kasaplar aldı. Yani, bu vergi indirimi üreticiye yani
biz besicilere fayda getirmedi. Vatandaşa da fayda getirmedi. Kasaplara fayda
getirdi.
Bir
hayvan büyütülüp kesime gelinceye kadar yaklaşık 2,5 ila 3 bin TL arasında
saman ve yem yiyor. Hayvanı aldığımız ücret ile ona baktığımız ve yaptığımız
harcamaları da ekleyerek satmaya kalktığımızda satamıyoruz. Hayvan elimizde
kalıyor. Devlet hep olaya tüketici penceresinden bakıyor. Hiç üretici
penceresinden bakmıyor. Yem pahalı, saman pahalı ama hayvan ucuz. Saman ve yem
fiyatlarının her geçen gün artması yüzünden besiciler elindeki hayvanları elden
çıkarmanın gayreti içine girdi.
Süt
şu anda 80 ila 85 kuruş civarında. Biraz önce anlattığım olumsuzluklar düşünüldüğünde
süt şu anda en az 1 TL olmalıdır. Ama değil. Devlet, süte 60 kuruşluk destek
veriyor. Biz destek istemiyoruz. Süte destek vermek yerine girdi fiyatlarını
düşürsünler ve et ithalatına son versinler. Burada çözüm, et ithalatının acilen
durdurulmasıdır" dedi.
Besici
İsa Çolak, besicilerin iflas etmesi halinde bu durumun sadece kendilerini
değil, çevresindekileri de olumsuz etkileyeceğini belirterek; "Ben,
besiciliği küçük işletme halinde yapıyorum. Devletin yanlış hayvancılık
politikası yüzünden batarsam 15 bin TL'lik bir kaybım olur. Ama bu işe yani
hayvancılığa milyonlarca lira yatıranlar var. Eğer, büyük işletmeler batarsa bu
kişilerin zararı milyonlarca lira olacaktır. Bu da ülke hayvancılığı adına hiç
de hoş bir durum olmayacaktır. Bu olumsuzluk sadece batan kişiye değil, onun
çalıştırdığı işçilerin işsiz kalmasına, yemciye, samancıya, kısacası tüm
çevresine de yansıyacaktır. Yani kendisi zarar eden besici, çevresinin de zarar
etmesine neden olur. Bu durum bu kadar açık ve nettir.
Bilindiği
gibi Ramazan ayı ve dolayısıyla müteakiben Ramazan Bayramını idrak ettik, biz
besiciler şimdi gözü önümüzdeki Kurban Bayramına çevirdik. Zira, bu bayram
bizler için çok önemli. Bir yıl boyunca verdiğimiz emeklerin karşılığını
alabilirsek Kurban Bayramında alacağız.
Ancak,
geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da et yine para etmezse biz perişan oluruz.
Bu konuda son zamanlarda et fiyatlarının dengelenmesi konusunda Türkiye Et ve
Süt Kurumu’nun yaptığı çalışmaları takdirle karşılıyorum. İnşaallah, bu çalışmalar
etkili olur ve besicinin sattığı hayvan para eder ve hiç olmazsa geçen yılın
zararını karşılayacak bir satış yaparız” dedi.
(KAYNAK: IHA – Isparta Haber Ajansı)