EVİMDEKİ MİNİ EĞİRDİR MÜZESİ

eğirdir haber,akın gazetesi,egirdir haberler,son dakika,EVİMDEKİ MİNİ EĞİRDİR MÜZESİ
Haberin Tarihi: 2.9.2013 14:26:00 - Okunma Sayısı:1817 defa okundu.

Doğduğum yer olan Eğirdir, zihnimin nadide bir süsü olarak hayatımı manalandırdığı için ele alıp, orada bulunan değerler üzerinde inceleme yapma zevkini kendimden esirgemedim.

EVİMDEKİ MİNİ EĞİRDİR MÜZESİ

 

Önsöz

            Doğduğum yer olan Eğirdir, zihnimin nadide bir süsü olarak hayatımı manalandırdığı için ele alıp, orada bulunan değerler üzerinde inceleme yapma zevkini kendimden esirgemedim.

            Bunca asırlardan beri kurulup, içinde yaşanmış Türk şehirleri arasında pek azına nasip olan idare merkezi olmak ve onun neticesinde pek çok tarihi eserle süslenmek ve iz bırakmak bahtıyla mağrur fakat bunları muhafaza edememek bahtsızlığıyla mazlum bu parlak, kadim şehir Selçuklu sultanlarının sayfiyesi ve Hamidoğulları Beyleri’nin idare merkezi olarak umrana kavuşmasına karşılık, Karamanoğulları Beylerinin de düşmanlığını çekip, onların eliyle birkaç defa harabe haline getirilmiştir. Buna rağmen tarihin akışı içinde hayatiyetini sürdürerek yakın yıllara gelmiş, Yılanlıoğlu Şeyh Ali Ağa zamanında da tekrar bir şehirleşme hareketi görmüştür. Tarihin derinliklerinden gelen bütün bu eserlerin, gölün yarattığı harikulade güzellikle iç içe olması başka değerde bir ayrıcalık olmuştur.

            Ondan sonraki zamanlarda; bu eserlerin bir çoğu, bunların yokluğunun bir memleket için yürekler yakıcı bir eksiklik olduğu düşünülmeden, bilinçli veya bilinçsiz olarak, şuursuzca bir hareketle, Eğirdir halkının gözleri önünde, bazıları son taşlarına kadar sökülerek yerle bir edilmiş, arsa haline getirilmiştir. Şehrin merkezindeki bir Şeyh Ali Ağa Kütüphanesi binası, Yazla gibi bomboş ve asude bir tabiat parçasının koynundaki lahuti yapı Hangah, bizi bağlara götüren yol üzerindeki, kesme taştan yapılmış, kemerli antik köprü temel taşlarına kadar sökülerek yerleri dahi belirsiz bir hale gelmişler; Cami mahallesi yangınında etrafı yanan Kaleönü çeşmesi ve mermerden bir abide olan Ağalar çeşmesi yangın sonrası çekilen fotoğraflarda dimdik ayakta duruyor olarak göründükleri halde, sonradan kör grayderin kepçesine teslim edilmişlerdir.

            Bu eserlerin hepsi kesme taşlarla yapılmış san’atlı, mimari değeri olan eserlerdi. Atalarımızın alın teri ve bilek kuvveti ile yontulmuş, taş taş üstüne konup meydana getirilmiş, Eğirdir’in medeni toplum ihtiyaçlarını gidermiş, zamanın akışı içinde tarihi değer kazanmış, yüksek kalitede, seçme ve her kasabaya mevcudiyetleri nasip olmayan, civar şehirlerin kıskançlığını çeken, dikkatle korunması elzem, ata yadigarı medeniyet eserleri idiler. O atalar ki Eğirdir’de yaşayan senin, benim ve onun dedesi yahut dip dedesi veyahut onun da dedesi idiler. Üzerlerinde onların ellerinin izi ve belki de kan lekeleri bulunuyor idi. Bir hatıra mücevher gibi kıskançlıkla sahip çıkılması ve korunmaları icab eder idi. Bunların hepsi, şimdi bir fotoğrafları dahi kalmamacasına Eğirdir üzerinden silinmişlerdir.

            Bu acı durumun bende uyandırdığı duygularla harekete geçerek, bugün elde bulunan mimari, tezyini, sosyal, iktisadi, tarihi buluntuların ahşaptan birer modellerini yapıp, göz önünde bulundurmak gayreti içine düştüm.

            Yaşlılık en büyük zenginlik! Sağlığın yerine ise, kabiliyetin, bilgin ve vaktin varsa, sabırlı, iradeli isen, bu iş zevkli bir uğraşı olarak benliğini saracaktır.

            Ben bunları yaptım. bu broşür gayretim neticesinde meydana geldi.

SALİH ŞAPÇI

devam edecek

 

Bu Haberi Paylaş



Yorum Yap