TÜRK LİRASINDAN KAÇIŞ KASTEN Mİ
KAMÇILANIYOR
Nedense
resmi görevlilerin ve para politikasını yöneten kurumların güttüğü yöntemler ve
davranışları; VATANDAŞLARIMIZI KENDİ PARAMIZDAN KAÇMAYA VE YABANCI PARALARI
EDİNİP BİRİKTİRMEYE YÖNLENDİRDİ.
1-Sürekli
enflasyon oranından da çok düşük negatif faiz uygulandı. Türk lirasını elinde,
yastık altında, bankalarda veya kendi kasalarında bulunduranlardan; ağır ve
orantısız vergiler alınmış oldu. Mevduat faizleri, enflasyona oranla aşırı derecede düşük tutuldu. Vatandaşların
bankalara yatırdığı paralar, enflasyonla eriyip gitti; sıfırlandı adeta!
2-Bankaların
verdiği faizin enflasyon oranının çok altında olmasına rağmen, bir de ondan
vergiler kesildi. Böylece vatandaşlarımız dolar ve Avro'ya yönlendirildi. Oysa
kendi insanlarımızın ve başkalarının; ellerinde ve hesaplarında TL tutması;
devletimizin ve hazinemizin yararına olur. Her para bastıkça ve enflasyon
azdıkça; onlardan aşırı ve yüklü miktarda servet vergisi hissettirmeden almış
olursunuz.
3-
Türk lirası basımına aşırı hız verildi. Bu yolla da TL'nin değeri, döviz
sayılan yabancı paralara göre, sürekli çok düşük kaldı.
TÜRK
LİRASININ DÖVİZLER GİBİ DEĞERLİ OLMASININ ÇOK YARARINI GÖREBİLİRDİK. Dünyanın bize yakın ve uzak ülkelerindeki
insanların bizim paramızı kullanması, biriktirmesi ve ülkelerindeki veya
buradaki bankalarda tutması mümkün olabilirdi .
4-Çevremizdeki
ülkelerde yaşayan ve sayıları ülkemizin nüfusundan çok daha fazla olan Türk
kökenliler ve imparatorluk zamanlarından beri kültürümüze yakın olanlar; bizden
bölünen yeni ülkelerinde, değerli olan paramızı kullanıp biriktirebilirlerdi.
Doları
ve Avro'yu basan ve kullanan güçler, kendi paralarını sürekli değerli tutarak;
tüm dünya insanlarının o paraları biriktirmesini teşvik ediyor. Biriktirilen dövizler
yandığında, kaybolduğunda; değerleri, onları basanlara bağışlanmış oluyor.
Bizimkiler ise, küçük hesaplarla yalnız kendi vatandaşlarımızı soymak veya
kazıklamakla yetiniyorlar.
İkinci
cihan savaşı yıllarında Türk Lirası dünya çapında çok değerliydi. Belki savaşa
katılmamayı başarmış olmanın da etkisiyle; ülkemiz tüm çevre ülkelere ve hatta
uzaktakilere göre, daha yaşanılabilir ve geleceği parlak bir sığınma yeri
olarak görünüyordu. Yeniden o günlerin
politikalarından ders çıkarmak ve paramızı değersizleştirmekten vazgeçmek;
devletimizin ve vatandaşlarımızın mutluluğunu ve zenginliğini artıracaktır.
(Merkez
Bankasının dolar satması, dövizin yükselişini durdurur mu? Yoksa İstanbul'daki
bazı zenginlerin on gün sonrasına göre; daha ucuza dolar almasına mı yarar?)