TÜM MAHKÛMLAR SERBEST
Deprem, hapishaneyi yıkmıştı. Mahkûmlar ne olduğunu şaşırdılar.
Tüm mahkûmlar serbest. Yoklama alınıyor. Hiç firar yok.
Erzincan Savcısı İzzet Akçal mahkûmları yıkıntı içindeki hapishane meydanına topluyor:
“Sizi kurtarma çalışmaları için serbest bırakacağım. Civar köyden olanlar iki günlüğüne ailelerini görebilirler. Ancak tek bir şartım var, hiçbiriniz kaçmayacaksınız. Canla başla çalışacaksınız. İşiniz bitince cezaevine döneceksiniz!”
***
Yıl 1939. Gün 26 Aralığı 27 Aralığa bağlayan gece. Saat: 02.00. Hava -32 derece. Her taraf kar yığını.
Gecenin karanlığında gelen şiddetli bir deprem Erzincan’ı yerle bir ediyor. Çoğunlukla toprak damlı evler uykudaki insanları boğuyor. Sobası yanan evler alev alıyor.
Erzincan’da tam bir deprem felaketi yaşanıyor.
116.720 ev yıkılmış ve köyler dahil 32.962 kişi ölmüş.
***
Şehre dağılan mahkûmlar elleriyle tırnakları ile onca insanı yıkıntılar arasından çıkarıp yaralarını sarmaya çalışıyor. Aradan, Savcı İzzet Bey’in verdiği iki gün mühlet geçiyor.
Mahkûmlar hapishane meydanına toplanıyor. Sayım yapılıyor. Depremde ölenlerin dışında tüm mahkûmlar tamam. Hiç firar yok.
***
Yıl 1940. Yer Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclisten bir karar çıkıyor: “Erzincan depreminde canla başla çalışan mahkûmların hepsi serbesttir.”
***
“Marifet, iltifata tabidir!” Bir kişi iyi bir iş yapmışsa o kişinin hakkı verilmelidir.
Türk milleti ve toprağı ve ruhu bir bütündür; kimse yanlış işe girmesin!