Haberin Tarihi:
9.2.2016 09:55:00
- Okunma Sayısı:1489
defa okundu.
GÖLLERİN BAŞINA GELENLERİ ÖNLEMEK İNSANLARIN ELİNDE!!!
GÖL; AZAP ÇEKİYOR “AZAP” ŞİMDİ DE KÖPÜRÜYOR!!!
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyeleri Azap Gölü’nün ULUSAL SULAK ALAN olarak ilan edilip, koruma-kullanma tedbirlerinin bir an önce uygulanmasını istiyor.
Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ: “Azap Gölü barındırdığı canlı türleri; su seviye- bütçesi; yörenin mikro klimasının, korunması ve çevredeki ekolojik tarımın geliştirilmesi için MUTLAKA YASALARLA KORUMA ALTINA ALINMALIDIR.” dedi.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyeleri Azap Gölü’nün ULUSAL SULAK ALAN olarak ilan edilip, koruma-kullanma tedbirlerinin bir an önce uygulanmasını istiyor.
EKODOSD’un konu ile ilgili açıklaması şöyle: “Antik dönemde Ege Denizi’nin küçük bir koyuydu Azap Gölü. İonlar ve Persler arasında meydana gelen Lade Savaşı’nda, Pers Donanmasına ev sahipliği yapmış ve askerlerin tüm balık ihtiyaçlarını karşılamıştı. Lidya’lı ünlü gezgin Pausanias “Maiandros(Menderes) bu koyun ağzını çamurla kapayarak onu bir lagüne dönüştürdü. Deniz geri çekilip, lagün de tatlı bir su gölüne dönüşünce, burada türeyen sivrisinekler yüzünden, Myus’lular kentlerini terk etmek zorunda kaldılar” dediği göl, günümüzde ki Azap Gölü’dür.
EKONOMİK KAYGILAR NEDENİYLE! GÖL ALANI ATIK DEPOSUNA; KIYILARI TARIM ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!!! BALIKLANDIRMA DA CANLILIĞI YOK ETTİ!!!
Binlerce yılda coğrafik yapıyı değiştiren Büyük Menderes Nehri, getirdiği alüvyonlarla hem Bafa’yı hem de Azap’ı göl şekline sokmuştur.
Antik dönemde deniz olan alanlar, verimli araziler haline gelerek günümüzde pamuk tarlasına dönüşmüştür.
2004 yılından bu yana izleme yaparak, Azap Gölü’ndeki değişimleri kayıt altına almaktayız. Bu yıllarda pinterlerle yılan balıkları, ağlarla yöre halkının sarıbalık dediği sazanlar, aynalı sazanlar yakalanıyordu. Göle balıklandırma adına bırakılan güneş balıkları ve İsrail Sazanı göldeki doğal balıkları ve su canlı türlerini yok etti. Azap Gölü’nden tarımsal sulama ve kullanım amaçlı yoğun su alımları ve 2007 deki yaşanan kuraklık gölü kuruttu...
2007 yılında ülkemizde yaşanan kuraklık sonucunda göl tamamen kurudu.
BALIKLARLAR SU CANLILARI KAÇAMADI…
SAKLANAMADI…!
Kentte olanlar çok hissetmese de kırsalda yaşayanlar bu felaketi canlı yaşadılar. Gölün içinde rahatlıkla yürünerek araştırmalar yapıldı. Susuzluktan ölen ve sıcakta kavrulan binlerce balığı izlemekten başka çare olmadı. Bölgede pek sık görülmeyen bu olayı medya kuruluşları tüm Türkiye’ye gölün içinden duyurdu.
Gölün kıyındaki eski adı Azap olan Yeşilköy’ün 25 yıl muhtarlığını yapan Mümtaz amcanın rahmetli olmadan önce söylediği sözler çok önemliydi.
İlgili makama gidip “Bize yardım edin de şu gölü kurutalım” dedikten sonra, ilgili kurumlardan gelen mühendislerin iknalarıyla bu düşüncesinden vazgeçmişti. 2007 yılında yaşanan kuraklık neticesinde göl kendiliğinden kuruduğunda “Gölü böyle görünce aklım başıma geldi. Su olmayınca hayatın olmadığını anladım. Gölde su olmayınca kuşlar da gitti. Canlılık birden bitti. Biz bu dünyanın misafiriyiz. Bizden sonra gelecek misafirlere bu gölü mutlaka temiz ve koruyarak bırakmalıyız.” demişti. Muhtar Mümtaz amcanın vasiyeti olan gölün korunması ne yazık ki sağlanamadı. Göl her geçen yıl daha da kötüye gitti.
Yaz aylarında gözle görünür değişimler yaşandı. Gölde yaşayan canlılar açısından nefes alınamayacak duruma geldi. Balıklar bile sudan dışarı çıkıp oksijen almaya çalıştılar.
Göldeki kuşların ölümünü canlı izler hale geldik.
Pek çok kuş telef oldu. Nesli küresel ölçekte tehlike altında olan Tepeli Pelikanların bazılarını kurtarsak da, bazıları da ne yazık ki öldü.
AZAP GÖLÜ’NDE BALIK ÖLÜMLERİ
Göldeki aşırı oranda artış gösteren Mavi-yeşil algler (mikrosistis) nedeniyle oksijensizlikten dolayı toplu balık ölümleri yaşandı.
Azap Gölü’nün bu hale gelmesindeki önemli etkenlerden biri aşırı şekilde kullanılan zirai ilaçlar ve gübreler… Diğer göllerde de durum aynı…!.
Kum ocaklarından gelen kumlar, maden ocaklarından derelerle taşınan silisli topraklar Azap Gölü’nün tehditlerinden bazıları.
Göllerin atık-çöp deposu olarak kullanılması
Fazla yağışın olmaması nedeniyle bu yıl taşmayıp, Azap’la buluşamayan Büyük Menderes Nehri kirliliğin ana kaynağını oluşturmaktadır.
Azap Gölü’nde yaptığımız araştırmalarda birkaç gündür sert geçen havada gölün köpürdüğünü gördük.
İlk kez yaşanan bu durumu kayıt altına aldık. Bilim danışmanı üyemiz, yıllardır Azap Gölü’yle ilgili çalışmalar yürüten SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ’yle değerlendirme yaparak, bir rapor hazırlayıp ilgili kurumları bilgilendireceğiz.
Azap Gölü ULUSAL SULAK ALAN
olarak ilan edilmelidir
EKODOSD üyeleri Azap Gölü, üremelerini Büyük Menderes Deltası’nda yapan nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan Tepeli Pelikanların en önemli beslenme alanlarından biridir.
Her noktasından kuşların çok rahat görülebilmesi, yabancı birçok kuş gözlemcisini Azap Gölü’ne çekmektedir.
Azap Gölü çevresinde, konvansiyonel tarım yerine organik tarım teşvik edilmeli, pek fazla kimsenin bilmediği yöresel tatlar araştırılıp, tanıtılarak gastronomi turizmine kazandırılmalıdır.
Fotoğraf tutkunlarının çok güzel kareler yakalayacağı zengin doğal peyzaja sahip Azap Gölü’nde suyun köpürüp kirliliğini dışa vurması, durumunun ne kadar hassas bir noktaya vardığını göstermekte ve tehlike sinyalleri vermektedir.
Buradaki canlılığın bitmemesi, yöre insanlarının geleceği için Ramsar Kriterlerini taşıyan Azap Gölü’nün ULUSAL SULAK ALAN olarak ilan edilip, koruma-kullanma tedbirleri bir an önce uygulanmalıdır.”
AZAP’IN SORUNLARIYLA EĞİRDİR GÖLÜ’NÜN SORUNLARI AYNI! KORUMADAN KULLANIM, "ÖLÜNCE” FARK ETMEK!
Yıllardır bölgede araştırmalar yapan hemşehrimiz Yrd. Doç. Dr. Erol KESİCİ ise şunları söyledi: “Su kirliliği denince sadece su üzerinde görülen katı parçalar veya suların içine atılan, bırakılan organik madde miktarları ile su içinden çekilen oksijen miktarları da gözardı edilemez. Su içindeki aşırı bulanıklık da ışığın derinlere kadar inmesine mani olduğu için fitoplanktonlar, yeşil algler gibi bitkisel ve bunlarla geçinen birçok hayvansal organizmaların yaşaması aşırı derecede sınırlanmaktadır.
Azap Gölü’nün; kirlilik kaynağı gölü besleyen sularla, gölün topoğrafik yapısına bağlı olarak yağış ve taşkınlarla göle taşınan azot, fosfor vb. besi elementleriyle yüklü yüzey suları ve gölün etrafında çok yoğun tarım alanlarında kullanılan gübre, böcek yabani ot öldürücülerinin aşırı kullanımıdır. Yapılan araştırmalarda gölde aşırı oranda Mavi yeşil alg oluşumu ve baskınlığının belirlenmesi; gölün evsel, sanayi ve tarımsal kirliliğin etkisinde olduğunun göstergesidir.
Su yüzeyinde toplanan alg ve mikroskopik organizmalar güneş ışınlarını engelleyerek su altı yaşamı için hayati önemi haiz olan oksijen emilimini engeller. 2016 Ocak ayı içerisinde yapılan araştırma sonuçlarına göre gölde çözünmüş oksijen miktarı3-4mg O2/l) Toplam Çözünmüş Madde3500mg/1 pH 6. 9.0olarak belirlenmiştir. Bu sonuçlar Azap Gölü’nün su özelliğinin, kirlenmiş sulardan çok kirlenmiş 4. Sınıf su özelliğindedir: Göle gelen dış kaynaklı fosfor ve azot miktarları ne kadar azalırsa ve gölün mevcut topoğrafik ve hidrodinamik yapısı korunursa, su kalitesi açısından kendi kendini yenilemesi de o kadar kolay olacaktır. Göle kirlilik taşınımını azaltmak için öncelikle, göle ulaşan su kaynaklarının girişlerine atıksu arıtma tesislerinin yapılması ve havzadaki tarımsal aktivitelerde kullanılan gübre ve pestisit miktarlarının azaltılması gerekmektedir. Azap Gölü Havzasında; bitkisel ve hayvansal ürünlerin, ekolojik yöntemler kullanılarak elde edilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.”
Azap Gölü’nde son on yıl içerisine her 3 aylık dönemlerde araştırmalar yaptıklarını belirten KESİCİ; “Gerekli önlemler alınmadığında kuraklık dönemi yaşadığımız bölgede de bu yaz mevsiminde daha önceki yıllarda görülen balık –kuş ve diğer su canlılarının ölümlerine ve gölün suyunun alg (suyosunu) çoğalmasıyla yeşile boyanması ve koku kirliliğinin artması beklenen bir sonuç olacaktır. Bu durum yörede yaşayan tüm canlıların sağlığını tehdit edecektir. Gölün iyileştirilmesinde çözüm belli, defalarca ilgililere göl hakkında raporlar sunduk!!! Yapılan hiçbir iyileştirmeye tanık olmadık. Azap Gölü barındırdığı canlı türleri; su seviye- bütçesi; yörenin mikro klimasının, korunması ve çevredeki ekolojik tarımın geliştirilmesi için MUTLAKA YASALARLA KORUMA ALTINA ALINMALIDIR.” dedi.