ARAP ÜLKELERİNİN PROBLEMLERİNİ BİZ
ÇÖZEMEYİZ
Böyle
bir şey görevimiz de değil! Başarılı da olamayız... Çünkü oralarda bize ve
Türkiye Cumhuriyetimize karşı, belki kıskançlık duyguları var. Fakat bizi ve
devletimizi takdir etme, iyi gözle bakma ve destekleme amaçları yok! Onların
işlerine karışırsak, bizi suçlayabilirler.
Bu
tür gereksiz ve olanaksız amaçlar için, kendi yurdumuzu badirelere sokmaya hiç
kimsenin yetkisi yoktur. Böyle bir şeyi yapmaya iyi niyetle ve din kardeşliği
sıfatıyla kalkışmamızı bile, hoşgörü ile karşılamadıklarını kaç kez deneyip
gördük... Fakat gayretkeşler ders almadılar.
Ne
yazık ki, geçmişle ilgili fazla bilgileri bulunmayan; dış politika deneyimleri
ve eğitimleri yeterli olmayan birileri; kabadayılık taslayarak veya iyi niyetlerini
abartarak Araplar arası ilişkileri ve Arap ülkelerinin içindeki karışıklıkları
halledivereceğini sanıyor. Herkesin de hayal görme hakları olabilir. Ama
Türkiye Cumhuriyetini, vatanıyla ve masum halkıyla bu gibi çıkışı olmayan
maceralara sürüklemeye hiç kimsenin yetkisi yoktur.
Osmanlı
devleti, on adetten fazla ordusunu Arap
ve Filistin topraklarını kafir işgalinden korumak için hasretti ve heba
etmeyi göze aldı. Ama o din kardeşlerimiz, aynı dini inançtan olan bizimle
değil; işgalci küffar ile işbirliği yaptılar. Milyonlara varan şehitler verdik;
ağır kayıplara uğradık. Anadolu'dan ve başka Osmanlı topraklarından oraları
kurtarmaya giden yüz binlerce yiğit; Arapların ihaneti yüzünden telef oldu.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin binlerce problemini görmezden gelip; gündemimizi Arap
ülkelerinin problemleriyle doldurmak isteyenlere soruyorum:
*Madem
Mısır devletinin ve halkının durumu sizin için çok önemliydi...
1-
Orada darbeyi yaptıran dünya jandarmasına karşı, sesiniz niçin hiç çıkamadı?
2-
Mısır'da darbe yapanlara, her biri onar milyar dolar gönderen (Biri Kral diğeri
şeyh) iki Arap diktatörüne; niçin engel olmadınız. O paralar gönderildikten
sonra bile, darbeyi onaylayıp desteklemek için bu bağışları yapanları niçin
kınamadınız?
3-
Siz ülkemizin gündemini Mısır yönetimiyle ve olayları ile doldururken ve
beyinleriniz tümüyle o konularla meşgulken; kendi vatandaşlarımızın dertleri
için harcamanız gereken zaman oralara ayrılmışken; Türkiye Cumhuriyetini ve
halkımızı kim görüp gözetecek?
4-
Diyelim ki halkımızı ve yüce Meclisi galeyana getirdiniz... Oralara asker
gönderme kararını bile aldırdınız... Darbeyi yaptıranlarla ve darbe yapanları
milyar dolarlarla ödüle gark edenlerle; mücadele edecek gücünüz ve olanağınız
var mı? Onların size engel olmayacağını mı sanıyorsunuz?
Bu
ülkenin seçilmişleri olarak birinci göreviniz, kendi vatandaşlarımızın refah,
huzur ve güvenini sağlamaktır. Bunu unutup, kişisel tercihlerinize zaman
ayırmamalısınız.