TBMM’NİN KALBİ, BİLGİÇ’E EMANET!!!
• ISPARTA’YA İKİNCİ BİR ÜNİVERSİTE Mİ KURALIM?
• YOKSA, SDÜ’ YÜ İKİYE Mİ BÖLELİM ?!!!
• BİR REALİTE VAR Kİ; “ISPARTA BİR ÜNİVERSİTE ŞEHRİ !!!
…VE SDÜ’ YE KARDEŞ Mİ GELİYOR?!!!
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kim ne derse desin, Isparta; bir “ÜNİVERSİTE ŞEHRİ”. Bu realite, artık yadsınamaz hale geldi. İstediğiniz kadar, Isparta’nın şehir kimliğini tartışalım, eninde sonunda, “Üniversite Şehri” olduğunda, “hemfikir / ortak payda / ortak akıl”, ya da asgari müşterek olarak antant kalınacaktır…
***
Yazı Dizimizin bu üçüncü bölümünde; BİLGİÇ’in Üniversite konusundaki yaklaşımını, SDÜ’nün bu konuya bakışını ve Akademi camiasındaki diğer farklı yaklaşımları irdeleyecek, değerlendirecek ve “DERİN ANALİZ”ini yapacağız…
Haydi başlayalım…
***
Ne demişti Sayın BİLGİÇ canlı yayında, bir anımsayalım: “…İkinci Üniversite kurulacak… SDÜ ikiye bölünse ne olu?!!! Önemli olan, nasıl bir vizyonla İKİNCİ ÜNİVERSİTEYİ yapılandırmayı planlıyoruz?!!! Biz, Üniversiteyle birlikte bir şeyler üretebildik mi?!!!”
Geçmişte; “BUTİK ÜNİVERSİTE”yi konuşuyorduk… Şimdi, BİLGİÇ’in dillendirdiği “NİŞ ÜNİVERSİTE”yi de konuşuyor olacağız bundan böyle… SDÜ Rektör Yardımcıları DULUPÇU Hoca ve Sedat Hocalarla birlikte yaptıkları toplantıya da değinen BİLGİÇ, bir sinerji yaratmaya dönük, Üniversite / Yerel Yönetim / Mimarlar Odası ile birlikte, “ORTAK AKIL” oluşturma eksersizlerinin de önümüzdeki günlerde, dört Milletvekilimizin de katılımıyla yapılacağını Isparta kamuoyuna duyuruyordu…
***
SDÜ Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Murat Ali DULUPÇU Hocamızla; SDÜ’ye GELEBİLECEK OLASI KARDEŞ’i konuştuk… Çok samimi, içtenlikli ve de özgürce karşılıklı düşünce alış-verişinde bulunduk … DULUPÇU Hocamızın, ISPARTA için dikkat çektiği çok önemli matematiksel bir durum vardı. Buna; Üniversite/ Şehir oransalı da diyebilirdik belki. Isparta; 200 bin nüfuslu bir şehirdi ama şehir merkezinde 60 bin nüfus vardı… SDÜ’nün öğrenci sayısıyla, Kent Nüfusundaki oransallık dikkate alındığında, Türkiye genelinde birinci sırayı işgal ediyorduk… Bu durum; çarpık bir yapılanmayı da gözler önüne seriyordu…Bu, “SÜRDÜRÜLEBİLİR”miydi?!!!
Alanya’daki biri özel Vakıf Üniversitesi, diğeri Devlet Üniversitesi olmak üzere iki Üniversitenin varlığından söz etti DULUPÇU Hocamız. Ve Üniversitenin öğrenci sayısının 200 kişi olduğunu, bazı Özel Üniversitelerin kapanma durumuyla karşı karşıya geldiklerini, önemli olanın istenilen ve tercih edilen Bölümleri bünyesinde barındıran Fakültelerin yer aldığı Üniversite yapılanmaları olduğuna vurgu yapıyordu…
SDÜ’ nün ikiye/ üçe bölünmesinin bir yarar sağlamayacağını da düşünen DULUPÇU Hocamız, İkinci Üniversite yapılanması için, tıpkı SDÜ’nün “STRATEJİK PLAN” hazırlanması süreçlerinde izlenen yol gibi, şehrin dinamiklerinin de paydaş olacağı, söz sahibi olacağı bir konseptte, konunun farklı zaman ve zeminlerde olgunlaştırılacağı izlenimi veriyordu…
Yararlı bir görüşme olmuştu sevgili Hocamızla yaptığımız bu diyalog.
***
SDÜ’ den, nasıl ikinci/üçüncü Üniversiteyi çıkaracaktık?!!! Üniversiteler, Fakülteler ve Yüksek Okullardan oluşuyordu… Bir Fakülteyi ele alalım, Örneğin; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi. BU Fakültemizi nasıl bölebilirdik?... Öyle ya, Mimarlık; Mühendislikten ayrılmıştı… Fen- Edebiyatı ; 1 ) Fen Fakültesi, 2 ) Edebiyat Fakültesi diye ikiye ayırabilirdik…
Hani; Bir Üniversite kurulma sı için üç Fakülte gerekiyordu ya, gelin biz bir Fakülteyi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesini üçe bölelim:
1 ) Siyasal Bilgiler Fakültesi,
2 ) İşletme Fakültesi,
3 ) İktisat Fakültesi.
Bu üç Fakültede, ne gibi Bölümler olabilir derseniz, şunlar olabilir:
SİYASAL BİLGİLER
FAKÜLTESİ:
• Maliye
• Uluslararası İlişkiler
• Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
• Yerel Yönetimler ve Siyaset
İŞLETME FAKÜLTESİ
• Finansman
• Bankacılık
• Yönetim – Organizasyon
• İnsan Kaynakları
İKTİSAT FAKÜLTESİ
• İktisat
• Ekonometri
• Çalışma Ekonomisi
***
…Evet, 82 bin Öğrencisi olan bir Üniversiteden söz ediyoruz… “Böylesine devasa hantal bir yapı yönetilemez” şeklindeki görüşlere de tanık olmaktayız… Artık, şunu çok iyi biliyoruz ki, Artık Üniversite öğreniminde; Kenti öne çıkaran Disiplinler kaçınılmaz hale gelmiştir… Geleceğin Teknolojisi “NANO TEKNOLOJİ”dir. 21. Yüzyılın Endüstriyel Devriminin dışında kalmak istemiyorsak, Üniversite Eğitiminin AR-GE’ye ve inovasyona yönelen bir yapılanma içinde bulunması kaçınılmazdır.
Şunu da burada hemen belirtelim ki; artık ülkeler ulusal milli gelirlerinden % 3 den fazla AR-GE’ye kaynak aktarıyor…
DEVAM EDECEK…
GELECEK YAZI : SDÜ’ YÜ İKİYE/ÜÇE BÖLMEK, BİR YARAR SAĞLAR MI?...