Arzu Kus:
“....bir milletin geleceğini değiştirmeye aday olduğumuzun bilincindeyiz.”
24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programında Mesleğe yeni başlayan öğretmenlerimiz için “And İçme Töreni” düzenledi. Tören sonrası Mesleğe yeni başlayan öğretmenler adına bir konuşma yapan Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu öğretmeni Arzu Kus şunları söyledi:
“Bugün bu kutlu günde benim gibi mesleğinin henüz ilk yıllarında, heyecanları yüzlerinden okunan bir grup genç meslektaşım adına bir konuşma yapmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Öncelikle böyle güzel bir topluluğun karşısına çıkmanın beni heyecanlandırdığını sizlerle paylaşmak isterim. Hayatta da öğrencilikte de çok yeniyken, henüz her şeyin başındayken öğretmenlerimiz tuttu ellerimizden. Okul demek birkaç saatlik özlem demekti annemize. Ağlardık kimi zaman, öğretmenimiz yanından ayırmaz kendi mendiline ortak ederdi gözyaşlarımızı. Güldüğümüzde de o da gülerdi bizimle.
Tutturamadığımızda harfleri tekrar tekrar anlatırdı, bıkmadan usanmadan. Harf harf, satır satır anlatır hayatın bilgisine sahip ederdi bizi. Okul büyüktü, adımlarımız küçük. Biz büyüdükçe kapılar küçüldü, kapılar küçüldükçe büyük adımlar attık. Anlamaksızın tekrarlayıp durduğumuz cümleler anlam kazandı ve anladık bir harf için neden köle olunabileceğini.
Bir zamanlar hayatın başındaydık, şimdilerde ise mesleğimizin ellerinden tutulmayı bekleyen öğrencilerimiz, sabırsızlıkla paylaşılmayı bekleyen cümlelerimiz var. Öğrenirken oyun gibiydi yaşamak; öğreten olunca anladık ki oyundan öte bir şey yaşamak.
Biz genç öğretmenler şunu biliyoruz ki toplumların ilerleyişi o toplumun sahip olduğu genç nüfusla mümkündür. İnsanlar çocukluk günlerini büyüme heyecanıyla yaşlılık evrelerini geçmişe özlem ve hayatın bitişine alışmayla geçirirler. Gençler ise toplumu ileriye taşıma düşüncesinde olmalıdır. İşte bu noktada öğretmenler girer devreye. “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez” diyor ünlü düşünür… dünyanın en önemli varlığını yani insanı yetiştirme telaşındadır ve onun için kolay değildir işi öğretmenin. Çünkü insanı eğitirken geri dönüşü yoktur bazı şeylerin.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Memleketi asıl aydınlığa boğacak olanlar öğretmenlerin yetiştirdiği küçük hanımlar, küçük beylerdir. Onlar geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısıdır. Ne kadar mühim olduklarını bilmeli ve ona göre çalışmalıdırlar.” Öğretmenin görevi memleketi aydınlığa boğacak olan bu gençlere mühim olduklarını hissettirmektir. Sadece bilgi yetmez yani.
Buna yürekten inanıyorum ki, bugün ben ve arkadaşlarım öğretmenliğe aday olmanın yanı sıra bir milletin geleceğini değiştirmeye aday olduğumuzun bilincindeyiz.
Bu duygularla hepinizin öğretmenler gününü kutluyor, saygılar sunuyorum…”