YAŞAMIN MİMARLARI OLMAK...
ÖĞRETMENLER GÜNÜ...
“Beyaz Zambaklar Ülkesinden” Öğretmenlere, Aydınlara... Sesleniş (1852)
Beyaz Zambaklar Ülkesi; bataklıklar içine yerleşmiş, doğal madenlerden yoksun, tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğal koşullara rağmen; bir ülkenin her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek , geri kalmışlıktan kurtulmak için nasıl mücadele ettiğini, ayağa kalktığından ve kusursuz bir ekonomik, siyasal ve kültürel düzene kavuştuğu ülke...! Önce eğitim ve öğretim denilmiş ve seslenilmiş;
“ Öğreten, Aydın olmak, modaya uygun kıyafetler giymek veya kolalı yakalık ve modern şapka takmak değildir. Halk size, iyi ücret almanız ve akşamları sözde okuma salonlarında kağıt ve domino oynamanız için okutup terbiye vermedi. Bu durumda siz aydın değil de, küflenmiş aydın oluşunuz. Halkın aklını, halkın iradesini ve enerjisini, halkın vicdanını uyandırmak zorundasınız. Halkın fikrini uyandıramazsınız; köylüyü, işçiyi toplumun tabakalarını nasıl iyi yaşanır, nasıl iyi yaşam koşulları yaratılır diye eğitmek zorundasınız.
Halka hayatın değerini anlamayı ve onu korumayı öğretin. Daha rahat, daha sağlıklı, daha uygun bir yaşam tarzı nasıl kurulur, onu öğretin. Kendilerinin ve çocuklarının sağlığını nasıl koruyacağını öğretin. Mutlu bir aile hayatı nasıl kurulur, onu öğretin. Erkeğin kadına ve kadının erkeğe nasıl davranacaklarını ve çocuklarının nasıl eğitileceğini öğretin.
Halkı doğruluğa, düzene, disipline alıştırın. Halkın vicdan duygusunu geliştirin. Kendilerinin ve başkalarının haklarına saygı duymayı öğretin.
Bütün bu işlerde halka iyi örnek olun.
Halka, gerek davranışlarınızla, gerek konuşmalarınızla ve gerekse yaptığınız işlerle eğitmen olduğunuzu gösterin.
Bütün ülkenin insanları bir ailedir. Bütün vatana o gözle bakınız. Unutmayınız ki, fakir bir oduncu, hamal ve hizmetçi dul kadın da dahil, hepsi, bu ülkenin halkının tüm fertleri sizin kardeşlerinizdir.
Sizin göreviniz onları eğitmektir. Onları büyük, kültürlü halkların ailesine sokmaktır. Unutmayınız ki; halkın cehaleti, kabalığı, sarhoşluğu, hastalıkları, fakirliği sizin ayıbınızdır.” 1850 Beyaz Zambaklar Ülkesi BZÜ bataklıklar içine yerleşmiş, doğal madenlerden yoksun, küçük bir ülkenin nasıl ayağa kalktığından ve kusursuz bir ekonomik, siyasal ve kültürel düzene kavuştuğundan bahsediliyor.